Bloomberg yazarı: Türkiye'deki seçim Batı'nın hayallerini gerçekleştirmeyecek

14 Mayıs seçimlerine sayılı günler varken Bloomberg yazarı Bobby Ghosh, seçime dair bir analiz kaleme aldı. Ghosh'ın yazısına göre Erdoğan kaybetse bile Kılıçdaroğlu, önceliği ülke içi sorunlara vererek Batı'nın istediği dış politika değişikliklerini gerçekleştirmeyecek

2023'te yapılacak dünyanın en önemli seçimine on gün kala, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ana muhalefetin adayı Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki yarış kıran kırana geçiyor. Anketler tüm sonuçların mümkün olduğunu gösteriyor. Erdoğan iktidarını üçüncü on yıla taşıyabilir ya da cumhurbaşkanlığını kaybedebilir, Cumhur İttifakı parlamentodaki çoğunluğunu koruyabilir ya da kaybedebilir.

Umutsuzluk hakim

Ancak Cumhurbaşkanı'nın ve AK Parti'nin önde gelen isimlerinin kampanya konuşmalarına bir umutsuzluk havası sinmiş durumda. Seçmenlerin dikkatini ekonomideki feci kötü yönetimlerinden uzaklaştırmak için, seçmenlerle bağlantı kurmak için yorgun mecazlara başvuruyorlar. Mide rahatsızlığı nedeniyle üç gün ara verdikten sonra seçim çalışmalarına geri dönen Erdoğan, LGBT topluluğuna karşı çıkıyor ve muhalefetin teröristler tarafından desteklendiğini iddia ediyor. 

Bir de hepsinden daha eski bir iddia var: AKP liderleri Batı'yı oylamayı etkilemeyi planlamakla suçluyor. Ne de olsa Başkan Joe Biden'ın ABD'nin seçimlerde Erdoğan'ı yenmek için muhalefeti cesaretlendirmesi gerektiğini söylediğine dikkat çekiyorlar. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, seçim günü Batı'nın bir siyasi darbe girişimi yapacağı uyarısında bulundu. Erdoğan da kendisine karşı bir komplo kurulduğunu ima etti. CNN-Türk televizyonuna verdiği demeçte kendisinden üçüncü şahıs olarak bahsederek, "Batı, Erdoğan'a karşı olduğunu söylüyor. Onların Erdoğan'a karşı düşmanca tutumu benim milletime karşı düşmanca bir tutumdur. 14 Mayıs'ta milletim bu komployu bozacaktır" ifadelerini kullandı. 

Batı'nın komplolarına ilişkin bu tür açıklamalar, yenilgiye hazırlık gibi görünüyor. Yine de Erdoğan, Biden ve pek çok Avrupalı liderin büyük ölçüde kendilerine yönelik açık düşmanlığı ve stratejik kaygılarını göz ardı etmesi nedeniyle yenilmesini istediğini varsaymakta tamamen haksız değil. Kılıçdaroğlu'nun doğuştan gelen uzlaşmacı ses tonu, Erdoğan'ın sert tınısıyla keskin bir tezat oluşturuyor ve başlı başına hoş bir değişiklik olacaktır. 

Batılı liderler Ankara'daki liderlik değişiminin Türkiye'nin yıllarca doğuya doğru sürüklendikten sonra Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'ne (NATO) hızla yakınlaşmasını sağlayacağını umacaklar. NATO'nun Vladimir Putin'in Ukrayna'yı işgali nedeniyle en büyük meydan okumayla karşı karşıya olduğu bir dönemde, ittifak Türkiye'nin oyun bozan değil uzlaşının bir parçası olmasından memnuniyet duyacak.

Kılıçdaroğlu önceliği ülke içi sorunlara ayıracaktır

Ancak seçim Erdoğan için en kötü şekilde sonuçlansa bile verse bile Batılı liderler Kılıçdaroğlu'na çok fazla beklenti yüklememeli. Bir kere, Kılıçdaroğlu zaferden elde edeceği siyasi sermayeyi dış politikada geri dönüşlerle heba etmek yerine siyasi tutukluların serbest bırakılması, basına pranga vurulması, yüksek enflasyonun dizginlenmesi, zayıf para biriminin kurtarılması ve Şubat ayındaki ikiz depremlerin yarattığı hasarın giderilmesi gibi ülke içi önceliklere ayıracaktır. Bir diğer husus ise, Erdoğan'ın dünya görüşünün Batı perspektifinden ayrıştığı bir dizi alanda aynı görüşü paylaşıyor olması. 

Eğer Batı Kılıçdaroğlu'nun dış politikada esnek olmasını istiyorsa, Türk ekonomisindeki sorunların düzeltilmesine yardım etmeli ya da bunu yapamıyorsa, bu zorlu görevi üstlenirken sabırlı olmalı. Kılıçdaroğlu'nun başkanlığında NATO'nun hızlı bir çözüm bekleyebileceği tartışmalı konulardan biri İsveç'in üyeliği olacak. Muhalefet daha şimdiden Erdoğan'ın vetosunu kaldıracağını söyledi. Temmuz ayında Vilnius'ta yapılacak zirveye kadar ittifakın 32 üyeye ulaşması mümkün. 

Ancak Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'nin Batılı müttefikleriyle ilişkilerine zarar veren diğer dikeni hızla ortadan kaldırması pek mümkün görünmüyor. Erdoğan'ın Rusya'dan S-400 füze savunma sistemi satın alması NATO'nun savunmasını tehlikeye atma potansiyeli taşıyor. Kılıçdaroğlu daha önce bu alımı desteklemişti. Ve Türkiye'nin en önemli ticari ortaklarından biri ve kilit bir enerji tedarikçisi haline gelen Rusya ile iyi ilişkilerini sürdürmek istediğini söyledi. Moskova, Ankara'nın S-400 anlaşmasından geri adım atmasına sıcak bakmayacaktır.

Aynı nedenle Batı, Kılıçdaroğlu hükümetinin Rusya'ya karşı yaptırım rejimine katılmasını ya da herhangi bir ekonomik ablukaya dahil olmasını beklememeli. Erdoğan gibi o da Türkiye'nin Ukrayna'da potansiyel bir arabulucu olarak daha faydalı bir rol oynayabileceğini ve Ukrayna tahılının daha geniş bir dünyaya ulaşabileceği bir kanal olabileceğini savunacaktır.

Hint asıllı ABD'li gazeteci Bobby Ghosh Bloomberg'de dış haberler alanında köşe yazarlığı yapıyor. Daha önce Hindustan Times'ta baş editör, Quartz'da yönetici editör ve Time'da uluslararası editör olarak görev yaptı.

Batıkent metrosunda patlama yaşandı Dervişoğlu'ndan 'Bakırhan'a alkış' sorusuna yanıt: Bahçeli’nin yaptığı hiçbir şey beni şaşırtmaz Bakanlık satışını yasakladı 1 milyon Türk'e serbest dolaşım Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Yetişkin filmi izleyip sıcak çatışmaya giriyorlar