Gülşen'in karakolda imza verme şartı kaldırıldı

Gülşen'in yargılandığı davada verilen ara kararla 'en yakın karakola imza verme' şeklindeki adli kontrol kaldırılırken yurt dışına çıkış yasağının devamına karar verildi. 

Konserinde imam hatip liselilere yönelik sözlerinden dolayı "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan hakkında dava açılan şarkıcı Gülşen Çolakoğlu'nun yargılanmasına başlandı. İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuksuz sanık Gülşen Çolakoğlu ve 4 avukatı katıldı.

Aralarında Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM), Kadın ve Demokrasi Vakfı, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği ve çok sayıda müştekinin hazır bulunduğu duruşmayı CHP milletvekilleri Mahmut Tanal ve Sezgin Tanrıkulu da takip etti. Kimlik tespitinde lise mezunu olduğunu belirten Çolakoğlu, aylık gelirini 60 bin lira olarak beyan etti. Savunmasına suçsuz olduğunu söyleyerek başlayan Çolakoğlu, ifadesine şöyle devam etti:

"Yargılama sonunda beraat edeceğime inanıyorum. Bütün konu sahne içinde bir arkadaşımla şakalaşmamdan ibarettir. Sahnedeyken dinleyicilerimin arasına karışmak istedim. Kalabalıkta bu mümkün olmayacağı için sahnedeki arkadaşlarımın birinden beni seyircilerimin arasına taşımasını rica ettim. Sahnedeki başka bir arkadaşım yine aramızdaki bir şakalaşma nedeniyle 'Seni imam taşısın' dedi. İmam da aramızda bu lakapla anılan Mihraç Çelenk isimli arkadaşımızdır. Benim bildiğim bu lakabın özel bir anlamı yok. Kendisini bu lakapla tanıdım, sahne şovlarımda sıklıkla şakalaştığımız bir arkadaşımdır. 'Seni imam taşısın' deyince bu lakabın kelime olarak zihnimde eşleştiği bir tanımda olmasından ötürü plansız ve hesapsız şekilde bir cümle kullandım. Sadece bir kişiye karşı sahne heyecanının getirmiş olduğu refleksle söylenmiş bir şey. Sahnedeki iki kişi arasında geçen bir diyalogdur"

"Hedefe oturtuldum"

Bunları söylerken ne bir üçüncü şahıs ne bir sosyal sınıf ne de bir kesimi hedeflediğini belirterek, yaşanan diyalogun sadece bu kadar olduğunu, bunu seyirciye dönüp söylemediğini, tekrarlamadığını, alkışlamadığını ve altını çizmediğini ifade eden Çolakoğlu, "Sonrasında bir tanıtım veya paylaşım amacıyla kullanmadım. Dolayısıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik edecek bir tavır sergilemedim. Niyetim ve amacım hiçbir zaman bu olmadı, olamaz da. Üzerime atılı suçu işlemedim ve kabul etmedim. Sadece iki kişi arasında geçen bu diyalog nedeniyle hedefe oturtuldum. Yine de bu sebeple değerlerini incitmiş olabileceğim herkesten tüm samimiyetimle özür diledim" diye konuştu.

Çolakoğlu, kadınlığı, bedeni, eş ve anneliği, giyim ve kuşamı üzerinden defalarca sözel olarak linç ve istismara uğradığını, hatta hedef gösterildiğini ifade ederek, duygu ve düşüncelerini özgürce dile getirmekten çekinmediğini kaydetti. Sahnede yapılan şakanın, toplumsal duyarlılığının bir uzantısı olmayıp sadece iki kişi arasında yaşanan bir durum olduğunu savunan Çolakoğlu, "Gerek zamanlaması gerek yayılması benim nezdimde manipülatif ve manidardır. Çünkü söz konusu konserin tarihi 30 Nisan, videonun yayılma tarihi ise 24 Ağustos. Arada tam 4 ay vardır" diye konuştu.

"50 konserim iptal edildi"

Videonun yayınlanması, gözaltına alınıp cezaevine konulmasının 1 günde olduğunu dile getiren Çolakoğlu, "Bunları, hayatta 'Gülşen' olarak var olmamın cezalandırılması olarak görüyorum" değerlendirmesini yaptı. Çolakoğlu, manevi olarak yıpratıldığını, 5 gün cezaevinde 15 gün evde olmak üzere 20 gün hapis cezası aldığını belirterek, şöyle konuştu,
"Asıl tutsaklığım çocuğuma karşı oldu. Oğlum 3 yıldır İspanya'da okuyor, anne çocuk ilişkimi yaşamıyorum. Çocuğumun daha fazla travma yaşamasını istemiyorum. 5 yaşındaki çocuğum, annesi varken annesiz. Maddi kısmına gelecek olursak tüm bu sürecin belirsiz olması nedeniyle 50 konserim iptal edildi. Bunların tazminleri gerekiyordu, ödendi. Bu iptaller madden birçok kişiyi, sahne önü ve arkasındaki arkadaşlarımı mağdur etti. Onların mağduriyetlerini de üstlendim. Yurt dışı yasağım nedeniyle yurt dışındaki konserlerimi de yapamıyorum. Yeni konserler planlayamıyorum. Mağduriyetimin giderilmesini istiyorum." Çolakoğlu'nun avukatlarından Emek Emre, olaya ilişkin görüntülerin ham halini sunduklarını, tamamı izlendiğinde bunların suç unsuru oluşturmadığının ortaya çıkacağını savundu.

Müştekiler dinlendi

Duruşmada daha sonra müştekilerin ifadeleri alındı. Bazı müştekiler, Çolakoğlu özür dilediği için şikayetlerinden vazgeçtiklerini belirtirken, bazıları ise şikayetlerinin devam ettiğini beyan etti. Müştekilerden Hasret Yıldırım, "Hanımefendi bir hata yapmamış da sanki adalet sistemi suçlu. Müştekiler suçlu gibi anlatılıyor. Ben şimdi 'tüm Kemalistler sapıktır' desem ne olacak? Kimse tepki göstermeyecek mi? Şikayetçiyim" dedi. Şikayetlerinin devam ettiğini kaydeden KADEM avukatı Helin Görgülü ise, "Sanığın yargılandığı suçun koruduğu hukuki yarar, toplumun farklı kesimlerinde ortaya çıkacak kin ve düşmanlığın ortaya çıkmasını önlemektir. Hedef alınan kesim sayım itibarıyla milyonları bulmaktadır. Sanığın cezalandırılmasını istiyoruz" ifadesini kullandı. Müştekilerden ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Genel Sekreter Yardımcısı Ali Akman da, şikayetlerinin devam ettiğini söyledi.

Mahkeme, sanığın yurt dışına çıkış yasağının devamına, ikametine en yakın karakola imza atması şeklindeki adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına hükmetti. Sanığın duruşmalara katılma zorunluluğunu da kaldıran mahkeme, sanık avukatının olaya ilişkin sunduğu görüntünün bilirkişiye gönderilmesine karar vererek duruşmayı erteledi. Duruşma sonrası Çolakoğlu, salondan hakim ve savcıların kullandığı arka kapıdan çıkarıldı. Çok sayıda güvenlik görevlisi ve polis memuru duruşma salonunun önünde ve mahkemelerin yazı işlerinin bulunduğu koridorda önlem aldı. Normalde açık olan bu koridordaki kapının, duruşma nedeniyle kapatılmasına basın mensupları tepki gösterdi. Çolakoğlu'nu görüntülemek isteyen bazı gazeteciler kapıyı açmaya çalışırken, Çolakoğlu'nun ağabeyi olduğunu söyleyen bir kişiyle menajeri Haluk Şentürk basın mensuplarının üzerine yürüdü. Bazı basın mensuplarına hakaret eden Şentürk ve yanındaki kişi, daha sonra güvenlik eşliğinde adliyeden çıkarıldı.

Davanın geçmişi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında TCK'nin 216. maddesi kapsamında "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan başlatılan soruşturma doğrultusunda Gülşen Çolakoğlu, 25 Ağustos Perşembe günü tutuklanmıştı. Çolakoğlu’nun avukatının itirazını değerlendiren nöbetçi İstanbul 27. Asliye Ceza Mahkemesi, 29 Ağustos'ta Çolakoğlu'nun "konutu terk etmeme" şartıyla tahliyesine karar vermişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 48 sayfalık iddianamede aralarında Kadın ve Demokrasi Vakfının da (KADEM) bulunduğu 702 müşteki yer alıyor. Gülşen Çolakoğlu'nun savunmasına da yer verilen iddianamede, sanığın "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Üç virüslü bir salgının ortasındayız