Çalışan bağlılığı terimini çıkaran Profesör William Kahn, sessiz istifa trendini değerlendirdi
TikTok'ta bir trend haline gelmesiyle konuşulan sessiz istifa, çalışan bağlılığına dair soruları da artırdı. Forbes editörü Jena McGregor, çalışan bağlılığı teriminin babası William Kahn'a sessiz istifa terimini sordu cevap net: İstifayı TikTok'ta yayınlıyorsak o kadar da sessiz olmuyor
1990 yılında yazdığı bir makalede çalışan bağlılığı terimini ortaya çıkararak tanınan Profesör William Kahn, bu nedenle bu terimin babası olarak anılıyor. O yıldan beri çalışan bağlılığı terimi, çalışanların işlerine ne kadar bağlı olduklarını ölçen anket araçlarını harekete geçirdi. Örneğin Gallup’a göre ABD’li çalışanların sadece yüzde 32’si işe bağlı olduklarını söylüyor.
Sessiz istifa tartışması büyüdükçe çalışanların işlerine ne kadar bağlı olduğunu ölçmek için kullanılan bu terim de yeniden gündeme geldi. Bu sadece Z kuşağının koşuşturma kültürünü reddetmesi mi? Yoksa sadece yeni bir terimden başka bir şey değil mi? Forbes, Kahn'a sessiz istifa trendini sordu.
Çalışan bağlılığı terimini icat ettiğiniz doğru mu?
Kahn: Benim ifade ettiğim terim aslında kişisel bağlılıktı. Bu da bir kişi için işteki rolüne az ya da çok kendini katmasının ne anlama geldiğini ifade ediyordu. Bu zamanla çalışan bağlılığına dönüştürüldü. Buna hayran olmamın nedeni, kişiye odaklanmayı çalışana odaklanmaya kaydırması. Terim, birinin çalıştığı kuruluş adına ne kadar dikkatli ve enerjik olabileceği şeklinde yeniden tanımlandı.
Bağlılık terimi kişisel olarak işinize ne kadar bağlı olduğunuzdan daha çok ne kadar fazladan iş yapmaya istekli olduğunuz anlamına geliyor sanki. Sizce bu nasıl oldu?
Kahn: Esasen bahsettiğiniz şey: Biz çalışanlar olarak isteğe bağlı enerjiye ve fikirlere sahip miyiz? Bence haklısınız. Daha fazla ödemek zorunda kalmadan, insanlardan daha fazlasını elde etmek isteyen bir tür sömürüyü dönüşen kuruluşlar hakkında düşünmeden edemezsiniz. Bu düşünce bazı kuruluşlar için tamamen doğru. Kuruluşların yüzde 80’inin bağlılık metriğini düşüncesizce kullandığını söyleyebilirim. Yöneticiler ve liderler için performatif ölçümler olarak kullanıyorlar ancak bunun etrafında gerçekten düşünceli müdahaleleri yok.
Sessiz istifa terimi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kahn: Tüm bu Büyük İstifa meselesi, artık ofise gitmeyi reddeden ve evden çalışan insanları bir tür sismik güç kayması olarak görüyorum. Bu yeni TikTok teriminin, pasif agresif ayrılmanın çok daha aktif bir versiyonu olarak görüyorum. Ayrıldığımızdan, kimseye bahsetmiyoruz değil mi? Eğer bu bir sessiz istifaysa ama bunu TikTok'ta yayınlıyorsak o kadar da sessiz olmuyor. Bunu, kendi özerklik duygularını ve iş yaşamları üzerindeki kontrollerini geri alan işçilerin farklı bir versiyonu gibi görüyorum.
Peki sessiz istifanın klasik ayrılmadan gerçekten bir farkı var mı?
Kahn: Bunun daha ekstrem, yüz yüze, halka açık bir geri çekilme olduğunu söyleyebilirim. İnsanların aslında üzerine paylaşımda bulunmaları ve birbirlerini desteklemeleri, benim için onu farklı kılan kamusal, kolektif doğasıdır.
Eğer yöneticiler bir sessiz istifayla karşı karşıyaysalar neye dikkat etmeliler?
Kahn: Ben bir psikoloğum, bu yüzden konuşmanın gücüne gerçekten inanıyorum. Muhtemelen başka bir yol aramazdım. Yöneticilerin çalışan gruplarıyla buluşmaya teşvik edildiği ve sessizce istifa etmenin çekiciliği hakkında açıkça konuştuğu ortamlar yaratmaya çalışırdım.