Wall Street Journal yazdı: Rus milyarderler Batı'nın yaptırımlarına karşı koyuyor
Batı'nın Rus oligarklara uyguladığı yaptırım stratejisi işe yaramadı. Milyarderler Batılı ülkelerin düşündüğü gibi Putin'i savaştan vazgeçir(e)medi. Şimdi Roman Abramovich gibi birçok Rus milyarder yaptırımların haksız olduğunu belirterek mahkemeye başvuruyor
Bir yılı aşkın bir süre önce Batı, Kremlin'e Ukrayna'daki savaşı durdurması için baskı yapmak üzere yeni bir dış politika silahını devreye soktu: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i planlarından vazgeçmeye teşvik edeceklerini umarak yüzden fazla önde gelen Rus iş insanına ve ailelerine yaptırım uyguladı.
Şimdiye kadar bu strateji işe yaramadı. Savaş hala devam ediyor ve çok az sayıda Rus milyarder Putin'i alenen kınadı ya da Rus varlıklarını elden çıkardı. Bu arada, cebi dolu bir avuç oligark, seyahat yasakları ve mal varlıklarının dondurulmasını da içeren kısıtlamaları kaldırmak için İngiltere ve Avrupa Birliği mahkemelerindeki yasal mücadelelerini yoğunlaştırıyor.
Putin'in kollarına itiliyorlar
Rus iş insanlarının hukuki mücadeleleri, Batı'nın hukukun üstünlüğüne olan bağlılığını kendi dış politika hedeflerini baltalamak için kullanıp kullanamayacağının bir testi olacak. Aynı zamanda yaptırımlara yönelik temel eleştirilerini de ortaya koyacak. Eleştirilerden biri yaptırımlarla hedef alınan çoğu kişinin Putin'in üzerinde hiçbir etkisi olmaması. Ayrıca yaptırımların Rusya liderinin üzerinde baskı yaratmak bir yana hoşnutsuz Batılılaşmış oligarkların yeniden Putin'in kollarına itildiği düşünülüyor.
"Politika açısından etkili değil"
Kara para aklamayla mücadele konusunda en iyi uygulamaları paylaşan bir dernek olan Sertifikalı Kara Para Aklamayı Önleme Uzmanları Birliği'nde yaptırım uzmanı olan George Voloshin, "Daha önce hiç bu kadar geniş uluslararası ayak izine sahip bu kadar çok milyarderin aynı anda kitlesel yaptırıma maruz kaldığını görmemiştik. Bu oligarkların çoğunun Putin'in yakın çevresinde yer almadığı düşünüldüğünde, yaptırımlar onlar ve aileleri için acı verici ancak politika açısından gerçekten etkili değiller" ifadelerini kullandı.
Batılı hükümet yetkilileri, kitlesel yaptırımların Rusya'ya yönelik daha geniş çaplı bir baskının parçası olarak görülmesi gerektiğini söylüyor. Ayrıca Rus iş insanları ve politikacıların, himayeleri sayesinde zenginleşen Kremlin yasadışı bir işgali sürdürürken normal hayatlarına devam etmelerine izin verilmemesi gerektiğini savunuyorlar.
"Henüz o kırılma noktasında değiliz"
ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi'nin eski direktörü ve Morrison Foerster hukuk firmasının ortaklarından John Smith, amacın Putin'e verilen desteği kırmaya başlamak olduğunu çünkü oligarkların çok büyük bir siyasi ve ekonomik etkiye sahip olduğunu söyledi. Smith, "Henüz o kırılma noktasında değiliz. Ancak bu, o noktaya gelmeyeceğimiz anlamına da gelmiyor" diye ekledi.
"Barış görüşmelerine müdahil olmasını engelliyor"
Mahkeme belgelerine göre Roman Abramovich'in avukatları kısa bir süre önce Lüksemburg'da bir mahkemeye çıkarak Rus müvekkillerine yönelik Avrupa Birliği yaptırımlarına itiraz etti ve bu yaptırımların Abramovich'in Rusya ile Ukrayna arasındaki barış görüşmelerine etkin bir şekilde müdahil olmasını engellediğini savundu. İngiliz futbol takımı Chelsea'nin eski sahibi olan milyarder, diğer bazı oligarkların da mahkemeye sunduğu bir argümanı ileri sürdü. Sadece bir Rus iş insanı olduğu için haksız yere hedef alındığını ve Putin ile olan bağlarının abartıldığını iddia etti. Mahkeme kararını önümüzdeki aylarda verecek.
"Hiç Rus pasaportuna sahip olmadım"
Bu arada Eugene Shvidler, İngiltere'nin Rusya yaptırım rejimine mahkemede meydan okuyan ilk kişi oldu. Mahkeme dosyalarına göre Abramovich'in eski iş arkadaşı, yaptırımların ailesini ciddi sıkıntıya soktuğunu ve orantısız olduğunu iddia etti. Dosyalara göre, İngiliz ve ABD vatandaşlığına sahip olan milyarder ayrıca hiçbir zaman Rus pasaportuna sahip olmadığını ve 2007'den beri Putin'i şahsen görmediğini iddia etti. İngiltere hükümeti savunmasında Shvidler'in kısmen Abramovich'e baskı yapabilmesi ve onun da Putin'e baskı yapabilmesi için yaptırıma tabi tutulması gerektiğini söyledi.
Artık Batı'daki servetlerine erişemedikleri için yaptırım uygulanan bazı oligarklar Rusya'daki varlıklarına ve Putin'in himayesine daha bağımlı hale gelebilir. Birçoğunun Batı'ya seyahat etmesi yasal olarak yasaklanmış durumda. İngiltere hükümeti 2018'de vizesini yenilememe kararı alana kadar yıllarca Londra'da faaliyet gösteren Abramovich şu anda Rusya, Türkiye ve İsrail arasında mekik dokuyor. ABD'nin yaptırım uyguladığı Andrei Guryev, Rus gübre devi PhosAgro'nun hisselerine sahip olan holding şirketini İsviçre'den Rusya'daki düşük vergili bir bölgeye taşıdı.
"Mahkemeye başvurmayı bırakın"
Putin iş insanlarına Rusya'ya geri dönmeleri çağrısında bulundu. Şubat ayında yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında "Elinizde kasketle dolaşıp kendi paranız için yalvarmanın hiçbir anlamı yok ve en önemlisi, hiçbir şey başaramazsınız. Geçmişe sarılmayı, en azından bir şeyleri geri almak için mahkemelere başvurmayı bırakın" dedi.
Son yıllarda yaptırımlar, Batı'nın kullandığı önemli bir araç haline geldi. Yaptırımlar nispeten düşük maliyetli, tam askeri müdahaleden kaçınıyor ve az miktarda ikincil ekonomik zararla maksimum acı verecek şekilde hedefleniyor. İran, Kuzey Kore, Venezuella ve Suriye'deki rejimlerin hepsi yıllar boyunca ABD ve müttefikleri tarafından hedef alındı.
Bir ülkenin hükümetiyle bağlantılı bir iş insanının koordineli bir şekilde yaptırıma tabi tutulması bu aracın en son evrimi oldu. İşgalden kısa bir süre sonra, 2022'de AB ve İngiltere, mümkün olduğunca çok sayıda Rus'a uygulanabilmesini sağlamak için kendi yaptırım kurallarını değiştirdi. Şu ana kadar yaptırımların karışık bir sicili var. Analistlere göre toptan rejim değişikliği ya da bir ülkeyi kilit bir dış politika hedefinden vazgeçmeye zorlamak nadiren tek başına yaptırımlarla başarılabiliyor.
ABD'ye itiraz etmediler
Ancak yaptırımlar, Rusya'ya yardım etmek isteyebilecek diğer ülkelerin cesaretini kırmak gibi daha sınırlı ya da daha az görünür hedeflere de ulaşabilir. Batılı yetkililer, örneğin Çin'in misilleme yaptırımlarına maruz kalma korkusuyla Rusya'ya silah vermekten büyük ölçüde çekindiğini söylüyor. Voloshin, yüksek profilli oligarklar Avrupa mahkemelerinde yaptırımlara karşı çıkarken, şu ana kadar ABD yaptırımlarına kazanacaklarını düşünmedikleri için itiraz etmediklerini söylüyor. Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi, yaptırım uygulanan kişilerin açtığı hukuki davaları kazanma konusunda uzun bir geçmişe sahip. Rus sanayi kralı Oleg Deripaska, 2014 yılında Kırım'ın Rusya tarafından ilhak edilmesinin ardından kendisine uygulanan yaptırımların iptali için 2021 yılında ABD Hazinesi'ne dava açmış ve davayı kaybederek diğer davalar için emsal teşkil etmişti.
Bazı Ruslar haksız yere bu kapsama alındıklarını başarılı bir şekilde savundular. AB kısa bir süre önce, Violetta Prigozhina'nın oğluyla bağlantılı şirketleri hala kontrol ettiğini yanlışlıkla belirttiğini kabul ettikten sonra, Wagner paralı asker lideri Yevgeny Prigojin'in annesi üzerindeki yaptırımları kaldırdı. Babası Dimtry gübre devi Uralchem'in eski sahibi olan Formula 1 pilotu Nikita Mazepin, yarış kariyerini sürdürmesini engellediği ve savaşta herhangi bir rolü olmadığı gerekçesiyle AB'de yaptırımlardan geçici olarak muaf tutuldu. Ancak İngiltere benzer bir itirazı reddetti.
Deripaska işgalden kısa bir süre sonra savaşı eleştiren ilk oligarklardan biri oldu. Geçtiğimiz Aralık ayında bir Rus mahkemesi Soçi'de sahibi olduğu lüks bir otel kompleksine el konulmasına karar verdi. Kendisine ABD, İngiltere ve Avrupa tarafından yaptırım uygulanmaya devam ediyor.
Rusya'yı eleştirenler listeden çıktı
Ancak değişim işaretleri de var. Savaşın başlamasından sonra Rus vatandaşlığından çıkan ve Putin'in Ukrayna'daki eylemlerini defalarca eleştiren milyarder Oleg Tinkov, yine de Birleşik Krallık hükümeti tarafından yaptırıma tabi tutulmuştu. Ancak bu yaz İngiltere onu listeden çıkardı. İngiltere Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Tinkov'un yaptırım listesine alınmasının ardından gerçekleştirdiği eylemler de dahil olmak üzere, bu davadaki tüm faktörleri göz önünde bulundurarak onu listeden çıkardığını söyledi. Birleşik Krallık ayrıca Rus kredi kuruluşu Sberbank'taki üst düzey görevini bırakan ve savaştan hemen önce Rusya'dan kaçan Lev Khasis'i de listeden çıkardı.