Washington Post yazdı: Türkiye'deki seçimler özgürdü ama adil miydi?
14 Mayıs'ta yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimleri'nin ilk turuna ilişkin analizler dış basında birçok gazetede yer almaya devam ediyor. Washington Post'ta köşe yazarlığı yapan Fareed Zakaria, seçimlerin özgür şekilde gerçekleştiğini ancak adil olup olmadığının tartışılması gerektiğini yazdı
Washington Post yazarı Fareed Zakaria, köşesinde 14 Mayıs'ta gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Seçimleri'ne dair bir yazı kaleme aldı. Yazısında, "Birçoğumuz Türkiye'deki son seçimlere büyük umutlar beslemiş, muhalefetin açık ara zaferinin dünyadaki liberal olmayan demokrasi eğiliminden bir kopuşa işaret edeceğine inanmıştık. Ancak belki de hepimiz yanlış yönlendirildik, özgür seçimlerin cazibesine kapıldık ve nihayetinde halkın iradesine güvendik" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden seçilemediğini ancak beklenenden daha iyi bir sonuç elde ettiğini belirten Zakaria, 28 Mayıs'ta yapılacak ikinci turu Erdoğan'ın kazanma olasılığının yüksek olduğunu aktardı. Seçimlerin arka planının düşünülmesi gerektiğini vurgulayan yazar, "Erdoğan'ın karşısında muhalefetin adayı, karizması ve hitabet gücü olmayan bir bürokrat olan Kemal Kılıçdaroğlu vardı. Ancak muhalefetin çok az alternatifi vardı. Cumhurbaşkanı, belki de en güçlü potansiyel rakibi olan ve Kılıçdaroğlu ile aynı partiden karizmatik bir siyasetçi olan Ekrem İmamoğlu'nu çoktan elemişti. İmamoğlu, 2019'da Erdoğan'ın iktidara giden yolu olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini kolaylıkla kazandı" diye yazdı.
2019'daki seçimlerin tekrarlandığını ve İmamoğlu'nun ikinci seçimi büyük bir farkla kazandığını hatırlatan Zakaria yazısında, "Bunun üzerine İmamoğlu kamu görevlilerine hakaret etmekle suçlandı ve yaygın olarak iktidar partisi yandaşlarıyla dolu olduğu söylenen bir yargı tarafından yargılandı. Elbette, geçtiğimiz Aralık ayında bir mahkeme İmamoğlu'nu siyasetten men etti ve yaklaşık üç yıl hapis cezasına çarptırdı. Karar temyiz aşamasında. Ancak bu arada İmamoğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığı da engellenmiş oldu" ifadelerine yer verdi.
Erdoğan'a 32 saat rakibine 32 dakika
Siyasi oyun alanının Erdoğan lehine olduğunu belirten Zakaria, "Türkiye'deki büyük medya kuruluşlarının çoğu Erdoğan'ın destekçisi olan şirket yöneticileri tarafından satın alındı. Ülkenin ana haber kaynağı olan devlet televizyonu durmaksızın Erdoğan'ın ve partisinin hükümet başarılarını göklere çıkarıyor. Nisan ayında devlet televizyonu Erdoğan'a 32 saat ayırırken rakibine 32 dakika ayırdı" diye yazdı.
Zakaria, seçimlerden önce Twitter'da bazı içeriklerin ve hesapların engellenmesinin istendiğini de hatırlatarak, "Hükümet sosyal medya üzerinde sıkı kontrol sağlayan yasalar çıkardı. Şubat ayındaki depremin ardından hükümet, felaketi kötü idare ettiği gerekçesiyle sosyal medyada yoğun eleştirilerle karşılaştığında, Twitter'ı bir süreliğine engelledi" ifadelerine yer verdi.
"Özgür seçimler düzenliyorlar"
Zakaria'ya göre liberal olmayan demokrasilerdeki bir sonraki adım liderlerin çoğunluklarını kullanarak kendilerine rakipleri karşısında sürekli yapısal avantajlar sağlayan yasaları geçirmek. Ardından da özgür seçimler düzenliyorlar. Zakariya bu duruma Hindistan ve Macaristan'ı örnek göstererek şunları yazdı:
Hindistan bugün Sınır Tanımayan Gazeteciler tarafından yayınlanan dünya basın özgürlüğü endeksinde 161. sıraya gerilemiş durumda. Hükümetin ve hükümet yanlısı şirketlerin ülkenin neredeyse tüm medyasını kontrol ettiği ve yargıyı denetleyen kurumun fiilen iktidar partisinin bir kolu haline gelerek Avrupa Birliği'nin öfkesini çektiği Macaristan'a bakın. Kurumun ilk başkanı Başbakan Viktor Orban'ın en büyük çocuğunun vaftiz babasıydı.
"Yeni bir kelimeye ihtiyaç var"
Bu koşullarda seçimler yapıldığında ve uluslararası gözlemciler oyların usulüne uygun olarak kullanıldığını ve sayıldığını belirttikten sonra, bu tür seçimlerin gerçekten rekabetçi olduğunu onayladıklarında, dünyaya kötülük etmiş olurlar. Bu olguyu tanımlamak için yeni kelimelere ihtiyacımız var. Bu tür seçimler özgür müdür? Teknik olarak evet ama aynı zamanda son derece adaletsizdirler.