Bülten

12 Nisan 2024, Cuma

Oksijen Gazetesi'nde bu hafta.

Günaydın. 

Oksijen’in 19-25 Nisan haftasını kapsayan 171'inci sayısıyla bayilerdeyiz. 

Bu hafta gündelik konuşmalarımızdaki yeri giderek artan hayat pahalılığı ve restoran fiyatlarını gazetemizin birinci sayfasına taşıyoruz. Geçen hafta 'Bak bak ağla!' ifadesiyle paylaştığımız Marmaris'teki doğa katliamı haberimize dair gelişmeler de bu hafta gazetemizde. 

Bu haftanın yazı ve dosyalarına geçmeden önce bir hatırlatma yapmam gerekiyor: Burada paylaştıklarım, basılı gazetemizin yanı sıra  gazeteoksijen.com 'da da okunabiliyor. Fakat sitemizin tamamı sadece abonelerimize açık.  1 yıllık abonelik şu anda 490 lira. Bu da 52 sayılık toplam gazete fiyatı olan 2080 liranın 4'te 1'inden daha düşük bir miktar. Aklınızda bulunsun.

İyi okumalar.

Tüm Türkiye'nin korkusu aynı: Adisyon 
Bu hafta Oksijen'in ana sayfasına taşıdığımız konu, önce şaşkınlık ardından öfkeye evrilen bir duyguyla karşıladığımız hayat pahalılığı ve bunun gündelik hayatta karşımıza çıkan hali olan yeme-içme fiyatları.  

Türkiye enflasyona karşı bağışıklık geliştirse de yeme-içme sektöründeki fiyatları kabullenemiyor. Geldiğimiz noktada çoğunluk dışarıda yemeyi unuttu, yiyenler ise mali durumu ne olursa olsun hesabı istemeye korkar halde. 

Şu anda Türkiye'de içinize sinerek yiyebileceğiniz bir dönerin porsiyonu 350-600 lira arasında değişiyor. Avrupa'nın en pahalı şehirlerinden Viyana'nın bilinen dönercilerinden Ferhat Döner'de 8.90 euro yani 300 liraya döner yiyebiliyorsunuz. Seviyeyi yukarı çıkarıp Michelin yıldızlı mekânlara bakalım: Od Urla'da tadım menüsü 3 bin 700 lira. Fransa'da aynı ayardaki Auberge du Vert Mont'ta 1725 lira. 

Restorancıların buna savunması var. İşletmeciler yüzde 30 genel gider (kira, elektrik, su), yüzde 30 personel, yüzde 30 hammadde, yüzde 10 kâr denkleminin bozulduğunu söylüyor. Euro son 4 yılda 3.7 kat artarken, maliyetler 7-8 kat artmış, personel ve ürün maliyetinin cirodaki oranı yüzde 60'tan, 90'a çıkmış. 

Esen Dolma ve Talia Boşnak'ın ortak haberinde konuyu sektördekilerle tartıştık, Türkiye'deki pahalılığı dünyadaki örneklerle kıyasladık. 

Haberimizi sunduktan sonra ufak bir isteğimiz olacak: Oksijen okurlarının da bu konudaki şikâyetlerini dinlemek, deneyimlerini öğrenmek istiyoruz. Adisyon fobisine dahil olabilecek tecrübelerinizi, varsa adisyonuyla beraber bizimle paylaşırsanız, isminizi yayınlamadan, yaşadıklarınızı tüm okuyucularımıza aktaracağız. Mail adresim burak@gazeteoksijen.com Bu linke ıklayarak bana mail gönderebilirsiniz.

Gündem
Marmaris’i boğan projeye inceleme 
Geçen hafta kapağımıza taşımamızla infial yaratan, Kızılbük'ün kalbine hançer gibi saplanan 205 bin metrekarelik Sinpaş projesi mercek altında. 31 Mart seçimleriyle koltuğa oturan Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, projenin bütün aşamalarının incelenmesi için talimat verdiğini belirtiyor: "Birinci gündem maddemiz bu. İnanılmaz bir yapılaşma var. Marmaris'ten görünce başka, denizden başka, içine girimce bambaşka bir dehşet" diyor. Detaylar haberimizde. 
Vatandaşlığı kapan yabancı yatırımcı konutunu satışa koydu 
Tebernüş Kireçci'nin yazısı son dönemin en çarpıcı verilerinden birini ortaya koyuyor. Yabancı yatırımcı Türkiye’den vatandaşlık için aldığı konutları satmaya başlamış. 3 yıllık süreyi dolduran yabancılar kısa sürede fiyatını ikiye üçe katladıkları konutlarını satıp Türk vatandaşlığını da ceplerine koyarak başka ülkelere yatırıma gidiyormuş. 

Kentsel dönüşüm: Rant kapısı mı geleceğiniz için fırsat mı? 
Konu konuttan açılmışken gayrimenkul hukuku uzmanı, konuk yazarımız Didem Üregül'ün yazısına bakalım. "6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, özü ve lafzı aracılığıyla gerçek bir ihtiyaca yönelik düzenlemeler içeriyor" diyen Üregül ekliyor: "Peki bu kanun gerçekten bir rant kapısı yaratmıyor mu? Bu soruya da kesin bir hayır demek Türkiye gerçekliği karşısında son derece naif bir duruş olur. Ama bu noktada önemli olan, ciddi bir riskli yapı stoğuna sahip ülkemizde, kentsel dönüşümü hızlandıracak her adımdan bir an önce faydalanılması gereğidir..."

Ben müsteşarken Renault'ya binerdim, şimdikiler Audi'den Mercedes'ten inmiyor
İktisatçı-yazar Mahfi Eğilmez bir kez yanlış belirlenen faizin sonradan doğru yere getirilmesinin sorunu çözmeye yetmeyeceğini söylüyor. Güzem Yılmaz Ertem'in konuğu olan Eğilmez kamuda tasarrufun önemine dikkat çekerken, "İnanılmaz bir kamu harcaması var. 1997'de Hazine müsteşarıyken bana tahsis edilen makam aracı Renault'ydu. Şimdi il müdürlerinin altında Mercedes'ler Audi'ler var. Buradan böyle çıkamayız" diyor. Söyleşiyi Oksijen TV'de de izleyebilirsiniz. 

Rasyonel açıklamalar Merkez Bankası'nın elini rahatlatır
Haluk Bürümcekçi de son duruma bakıyor: "Devletin zirvesinden gelen son açıklamalar, rasyonel politikalardan geri adım atılmayacağı fikrini kuvvetlendiriyor. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Orta Vadeli Program'ı güçlendireceğiz' ve Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan'ın 'Asgari ücrete ara zam yapılmayacak' demesi önemli. Beklenen adımlar atılabilirse, Merkez Bankası'nın da eli rahatlayacaktır."

Oksijen yazarlarından
Yoksulluk nasıl görünmez oldu? 
Selçuk Şirin, Özal döneminden beri görünmez kılınmaya çalışılan yoksulluğun, krizin beyaz yakalıları da vurmasıyla su yüzüne çıktığımı belirtip, "Şimdi yapmamız gereken, bunu gizlemeden anlamaya çalışmak" diyor. Şirin ekliyor: "Türkiye’de eskiden bir yoksulluk edebiyatı vardı; üzerine konuşulur, tartışılırdı. Özal dönemi ise fakirliği kişisel zafiyet, zenginliği bireysel başarı olarak toplumun önüne koydu. Ancak son kriz, yoksulluğu yeniden görünür yaptı. Artık sadece ‘ortadirek’ değil, 12 Eylül’ün ‘çalış senin de olsun’ dediği beyaz yakalılar da sefaletin altında eziliyor. Bu nesil ilk defa sınıfsal konumunu fark ediyor. Istakoz tartışmalarının sınıfsal boyuta evrilmesi de bu yüzden."

Adana'ya gidek mi, kebabından yiyek mi? 
Mehmet Y. Yılmaz: "Üniversiteyi bitirdikten sonra bir süre yaşadığım Adana hayatıma o tarihte girdi ve bir daha hiç çıkmadı. Bugün bir kez daha bu rengarenk kentteyim, bu yıl 12’ncisi düzenlenen ve Türkiye’nin tek sokak festivali olan Portakal Çiçeği Karnavalı’na katılmak üzere..." Yılmaz, festivalin ulaştığı ekonomik büyüklüğü de anlatıyor.  

Gucci, Milano’da 1.3 milyar euro’ya mağaza satın aldı
Malumat'tan iki haftadır yoksunduk. Bu hafta lüks devlerinin gayrimenkul sevdasını konu edinen yeni bir rekorla geri döndü. Gucci, Yves Saint Laurent ve Balenciaga gibi dev markaları çatısı altında bulunduran Fransız Kering grubu Milano'da 1.3 milyar dolara bina satın aldı. Peki bu devler neden böyle satın almalar yapıyor? Arkasında ne yatıyor? Hepsini öğreneceğiz. Apple'ın kaptırdığı liderlik ve Moto GP'nin satışı da bu haftanın konularından. 

5 milyon milliyetçi oy nereye kayboldu? 
MHP, İyi Parti, BBP ve Zafer Partisi'nin 10 ay arayla yapılan iki seçimde 5 milyondan fazla oy kaybedip, toplam oylarının yüzde 22.9'dan 10.9'a gerilediğin belirten Bekir Ağırdır, "Bu kaybı açıklamak kolay değil ama sıkça iddia edildiği gibi milliyetçilik, fikri anlamda mı yükseliyor yoksa sadece bir duygunun yayılışı mı, bu araştırılmalı" görüşünü savunuyor. 

Forvetler ayrılığı: İstanbul ve Ankara
Özge Öner, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in 'kapı duvar yıkan Sabah röportajı'ndan yola çıkıyor. Özel'in İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanları İmamoğlu ile Yavaş’ı forvetlere benzeterek “Günü geldiğinde de arkadaşlarımızdan biri cumhurbaşkanı adayı olacak” dediğini aktaran Öner soruyor: "Eğer bu iki forvet şehirler üzerinden ortaya çıktılarsa, ben de bir şehir iktisatçısı olarak bu karşılaştırmaya katkı sunmayı görev hissediyorum. Acaba bu forvetler bu şehirlerde ve dahi başkanlığa giden siyasi serüvenlerinde nasıl top oynamışlardır?"

Delikli demirden otonom robotlara
M. Serdar Kuzuloğlu, insanlığın tarih boyunca vazgeçemediği savaşma dürtüsünün teknolojinin gelişiminden aslan payını almaya devam ettiğini yazıyor. Kuzuloğlu'nun yazısında ayrıca Robot Atlas'ın emekliye ayrıldığını da öğreniyoruz.  

İsrail'in ölüm listesi Lavanta'dan
Cem Say, İsrail ordusunun Gazze’de bombalanacak hedefleri saptamak için kullandığı 'Lavanta' adlı yapay zekâ sistemini anlatıyor. Bu sistem bombalanacak kişileri dijital izlerine bakarak kategorize ediyor ve ölüm emrini veriyor. Bu emri geri döndürmek için sadece 20 saniye vakit var. 

Valiz toplayan gençlere: Otostopçunun Galaksi Rehberi
Ayşegül İldeniz: "Muhalefet liderinin seçim gecesi nitelemesi 'valizi kafada toplamış' gençler. Çoğu şeyi öğrenebilecek kadar meraklı, anladığını hayata geçirebilecek kadar cesaretli ve her ne yaparsak onu etrafımızdakilerle geliştirebilecek kadar öngörü, empati sahibi olursak konu valiz toplamanın ötesine geçebilir."


Elie Saab koleksiyonu İpekyol vitrinlerinde
Beyrut’tan çıkan ve dünya markası olan Elie Saab ile İpekyol işbirliği yaptı. Markanın hazırladığı özel koleksiyon İpekyol mağazalarında satışa sunulacak. Elif Ergu, İpekyol Group CEO’su Uğur Ayaydın'la konuştu: "Markalar genelde influencer’larla işbirliği yapıyor, orada monotonlaşan bir durum var. Biz ünlü modacı Elie Saab’ın kapısını çaldık. Kolay olmadı ama oldu!"

Sağlık
Etiketinde 5’ten fazla katkı maddesi olan ürün gıda değildir, almayın
Hayati uyarı Dr. Mark Hyman'dan geliyor. 195 ülkeyi kapsayan araştırmanın verileri söylüyor ki ultra işlenmiş gıdalar dünyadaki bir numaralı ölüm sebebi. Dr. Hyman "Eskiden en zararlı etken olarak sigaradan bahsederdik, bugün aynı zararı ultra işlenmiş gıdalar veriyor" diyerek ekliyor: "Bir gıdanın ultra işlenmiş olup olmadığı nasıl anlaşılır? Etiketine bakın. İçinde kaç farklı malzeme var? Beşten fazla mı? Listedeki maddeleri tanıyabiliyor musunuz, mutfağınızda var mı? Mesela baharat rafınızda maltodekstrin var mı? Yok. O zaman bunu içeren gıdayı da tüketmeyin." Dr. Hyman'ın yazısında bir de enfes İtalyan bademli biscotti tarifi var. 

Alzheimer riskinizi gösteren 4 soru 
Dr. Ayşegül Çoruhlu, bizi endişelendiren ama hayatımıza dair kritik konuyu ele alıyor. 4 soru yardımıyla Alzheimer riskimizi anlamamız için kritik bir rehber hazırlıyor. 

Kokunuz sağlık durumunuzu ele veriyor 
Her saniye yüzlerce kimyasal madde vücudumuzdan havaya karışıyor. Bu kimyasallar ve yaydıkları koku kim olduğumuza ve ne kadar sağlıklı olduğumuza dair ipuçları veriyormuş. 

Yemekte ‘sıralı gitmek’ ne kadar önemli? 
Yemek yerken besin grubuna göre sıra izlemenin bir önemi var mı? Yeşillik, protein, karbonhidrat sırasını izlemek daha mı sağlıklı? New York Times'tan Nikki Campo bu sorunun peşinde. 

Beyin sağlığı diyeti 
Harvard ve MIT’de biyomedikal mühendisi olan ve LIT: Life Ignition Tools kitabı çıkan Jeffrey Karp, “Diyetiniz beyin sağlığınızda büyük bir rol oynuyor” diyor. 
Financial Times
Paris’te her öğün bir lütuf 
Yirmi yıldır Paris’te yaşayan FT yazarı Simon Kuper, kentte yemek yemekten aldığı keyfi anlatıyor: "Bakkaldan aldığım baget üzerine tereyağı ve peynir sürüp yesem bile her öğünüm bir lütuf gibi. Çocuklarımız akşam yemeğinde, kreşte yedikleri öğle yemeğini anlatıyor. Ama burada da fiyatlar artıyor, yemek süresi kısalıyor." 

Avrupa göçü dizginlemek için acımasız yöntemlere başvuruyor 
Tunus’a para veren Avrupa Birliği “Bize gelmek isteyen Afrikalı göçmenlere izin vermeyin de ne yaparsanız yapın” dedi. Bu yüzden Libya hapishanelerine gönderilen, köleleştirilen, işkenceye uğrayan insanlar var. AB Moritanya ve Mısır ile de benzer anlaşmalar yaptı. Laura Dubois ve Adam Samson'ın yazısından devam edelim: "İlk örnek Türkiye'ydi ki siyasetçiler bunu başarılı buluyor. Ancak ekonomik krizden muzdarip Türkiye’de halkın göçmenlere tepkisi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tutumu değişti. Bir insan kaçakçısı Van sınırında yaşananları FT’ye anlattı." 

Haftanın verisi: 3.2 trilyon dolar 
Bu özel sermaye şirketlerinin elindeki satılmamış varlıkları gösteriyor. Bu bilgiyi John Plender'ın yazısından öğreniyoruz: "Batılı hükümetler borç azaltma ve yapısal reformdan kaçıyor. Devlet tahvilleri risksiz değil. Bu yüzden yatırımcılar “güvenli varlık” anlayışını gözden geçirmek zorunda. Ülkelerin de borcunu azaltması için büyüme, görece düşük faizler ve faiz maliyeti haricindeki bütçe fazlası şart." 

Hem Filistin hem İsrail hem de İran’ın safında olmak mümkün 
New York Times'ın üç Pulitzer ödüllü dış politika yazarı Thomas L. Friedman'ın başlıktaki isteği için şartları var ama: "Fakat bunun için üç ülkedeki iktidarın da değişmesi, ABD’de ise aynı kalması gerek. İran’ın füze ve İHA saldırısı sonrası İsrail’e ve en önemli müttefiki ABD’ye yepyeni bir açıdan bakmalı. Ben buna 'üç devletli çözüm' diyorum." 

İran’ın içi kaynıyor 
İranlılar rejimlerinin kendilerini savaşa sürüklemesinden korkuyor. Bir yandan da Paydari Cephesi gibi güçlenen aşırı dinci sertlik yanlıları çatışma istiyor. Çünkü “Savaşı bilmeyenler savaşmaya daha heveslidir.” İranlıların İsrail saldırısına vereceği tepki, rejim için saldırının kendisinden daha büyük bir tehdit oluşturabilir. 

Sıradan İranlılar İsrail ile savaş istemiyor 
The Atlantic dergisine yazan İran asıllı tarihçi-yazar Arash Azizi, İran drone ve füzeleri İsrail’e doğru ilerlerken Tahran’da yaşanan havayı anlatıyor. 

Orta Doğu'da paradigma değişti 
İsrail-İran gerilimini yorumlayanların kullanmaktan kaçınamadığı bir ifade var: Paradigma değişikliği. Nelerin değiştiğini, neyin eskisi gibi olmayacağını dünya basınından yorumlarla altı maddede özetledik. 

Filistin topraklarının adım adım işgali: Yerleşimciler 
Nimet Kıraç ve Can Erok, sıcak bölgeden bildiriyor. 7 Ekim’den bu yana yerleşimcilerin Filistinlilere saldırılarında ciddi bir artış yaşanıyor. Batı Şeria’da ve Doğu Kudüs’te 2022 yılında günde ortalama iki yerleşimci saldırısı yaşanırken, bu sayı 7’ye çıkmış. 

New York Times’ta gazetecilerin Gazze isyanı 
New York Times yönetiminin İsrail-Hamas savaşıyla ilgili haberlere ilişkin kendi yazı işleri kadrosu içinde bir isyan dalgasıyla karşı karşıya kaldığı ortaya çıktı. Bazı ifadelerin kullanımı yasaklandı, birçok çalışan gazete yönetimini İsrail’e boyun eğmekle suçladı.

Vatikan’da Papa’ya isyan büyüyor
Newsweek dergisi, eşcinsellere açılım yapan, ateistlerin cennete gidebileceğini söyleyen Papa’ya karşı Vatikan’da büyük bir isyan olduğunu, bazı kardinallerin Francis’i devirmek istediğini yazdı. 

Boeing felaketin eşiğinde
Fortune dergisinin ses getirecek kapağına göre sıkılmamış kapı contasının sebep olduğu kaza, şirket çalışanlarının itirafları ve CEO’nun görevi bırakma kararına kadar uzanan Boeing skandalları dev şirketi çöküşün eşiğine getirdi. 

Rushdie: Aşk ve nefret aynı kitapta
Yaklaşık iki yıl önce uğradığı saldırıda bir gözünü kaybeden yazar Salman Rushdie yeni kitabı Bıçak'ı ve yaşadıklarını The New York Times’a anlattı: "Hem aşkı hem nefreti, ikisinin birbirine nasıl baskın çıktığını anlatan bir kitap yazmak istedim."

Yapay zeka çağında elle video oyunu yaptı 
New York Times'tan Rollo Romig, Onat Hekimoğlu’nun yarattığı konsol oyunu Harold Halibut'u inceliyor: "Oyunda dijital çizimler değil tuğla ve kil kullanıldı. Bolca da emek ve azim."
Kemerlerinizi bağlayın play-off başlıyor! 
Bu yazı öncesi ufak bir not eklemem gerekiyor. Gazetecilik konusunda öğrendiğim her şeyi borçlu olduğum büyüklerimden birisi Yiğiter Uluğ, ne mutlu ki bu hafta Oksijen sayfalarında. Konu Eurolig play-offları. Geçen yıl Final Four’un eşiğinden dönen Fenerbahçe Beko, bu kez Monaco kapısından geçerek adını Avrupa’nın en iyi dört takımı arasına yazdırmak istiyor. Uluğ, tüm eşleşmeleri inceliyor. 

Kilitlenen Yargıtay seçiminin şifreleri 
Gökçer Tahincioğlu, yeni başkanı belirlemek için yapılan seçimden 20 turda da sonuç alınamamasının Yargıtay’ın 2000’li yıllarda yaşadığı “Zeki Müren’li Bülent Ersoy’lu” krizi hatırlattığını yazıyor. Tahincioğlu, "Kilidin açılmasının, AKP ile MHP’nin uzlaşmasına bağlı olduğu belirtiliyor" ifadesini kullanıyor. 

Dolandırıcılıkta artış, icra-iflasta patlama var
Ceza mahkemelerinde açılan davalarda dolandırıcılık suçu ülke genelinde bir önceki yıla göre yüzde 25 artış gösterdi. 2022’de 8.2 milyon icra-iflas kararına karşılık, geçen yıl 16 milyon karar çıktı. En kalabalık kent İstanbul’da her saat 208 suç işlendi... Detaylar Tolga Şardan'ın yazısında.  

O2
Arap Kadri kuşakları aşıp da geldi 
Türk mizahının unutulmaz karakterlerinden Arap Kadri, yaratıcısı Tekin Aral’ın 25’inci ölüm yıldönümünde usta karikatüristin kızının öncülüğünde sinemaya uyarlandı. Arap Kadri’yi Fırt sayfalarından beyazperdeye taşıyan projenin mimarı Ayça Aral, filmi ve mizahın altın yıllarını Defne Akman'a anlatıyor. 

Tiyatronun altın çağı
Bu lafı öylesine söylemiyoruz. Elimizde veriler var: İstanbul’da aynı anda 282 oyun sahneleniyor. 30 kişilik salon da var, 2 bin 200 kişilik salon da. Bilet fiyatları 200 ile 5 bin lira arasında. Kimi seyirciler ünlü simalar için giderken, bazıları sadece güzel oyunların peşinde. Seyirci fiyat konusunda da ayrılıyor: Hayranı olduğu ünlüyü izlemek isteyenler bilet bedelini önemsemiyor, bazı seyirciler sadece fiyata göre seçim yapıyor. Şehir Tiyatroları’ndan cep salonlarına kadar çoğu kapalı gişe oynuyor. Gizem Ceren Piri'nin hazırladığı rehber 282 oyunun detaylarını içeriyor. Saklayıp başucu rehberi yapacağınız bir sayı var karşınızda. 

Artweek İstanbul yeni mekânında 
Bilgili Holding’in ev sahipliği yaptığı Artweek İstanbul bu yıl The Ritz-Carlton Residences'da gerçekleştiriliyor. Elif Tanrıyar'a konuşan Bilgili Holding CEO’su Sinan Temo, “Ana misyonumuz Türkiye çağdaş sanat ortamındaki oyuncuları bir araya getirmek” diyor. 

Bültenimizi okuduğunuz için teşekkür ederiz!

 Bu bülten size Gazete Oksijen bülten üyeliğiniz ve buradaki "eposta gönder" izniniz kapsamında iletilmiştir. Geri bildirimleriniz bizim için değerli. Bültenlerle ilgili geri bildirimlerinizi bulten@gazeteoksijen.com adresinden bizimle paylaşabilirsiniz.

Bülten almak istemiyorsanız tıklayın.   |   Abone bilgilerinizi güncellemek için tıklayın.

Çerez Politikası   |   Gizlilik Politikası   |   İletişim   |   Reklam

Gazete Oksijen 2024  © Levent Mahallesi, Karanfil Sokak, No:21, Beşiktaş / İstanbul


Siteye Geri Dön