Bir denizci ağabeyle laflıyorduk. Söz döndü dolaştı Marmaris’e geldi. Sinpaş’ın Kızılbük inşaatının ulaştığı boyutları anlatmaya çalıştım. Kelimeler kifayetsiz kaldı. Şu an bakmakta olduğunuz son fotoğrafları gösterdim. Gözlerini kapattı; “Türkiye kıyılarında bu kadar çirkin bir yapı bugüne dek görmedim” dedi. Türkiye kıyılarında bu kadar çok protesto ve bu kadar fazla sayıda dava konusu olmuş bir inşaat da herhalde görülmemiştir. Ama ne hikmetse, Çevre Bakanlığı, Muğla Valiliği bu girişime her kapıyı açıyor; Marmaris Belediyesi açılan her dava daha bitmeden yeni bir ruhsat veriyor. Ve inşaat tüm hızıyla sürüyor
Marmaris Limanı’nın tam çıkışındaki Kızılbük’te yıllardır süren bir inşaat var. 1407 konut (devre mülk), yaklaşık 70 bin satılık devre, 205 odalı bir otel, Aqua Park, Wellness-Kaplıca Park, Ladies Beach (kadınlar plajı), Activitiy Beach (Su sporları merkezi), Adventure Park (macera alanı), bir iddiaya göre 260 villa ve tabii ki olmazsa olmaz bir AVM gibi ünitelerden oluşan Sinpaş Kızılbük Thermal Wellness Resort Projesi. Tamamlandığında küçük bir alanda neredeyse az ötesindeki İçmeler Mahallesi kadar bir nüfus ve hayli yoğun bir yaşam oluşturacak bir proje…
Bir denizci ağabeyle laflıyorduk. Söz döndü dolaştı Marmaris’e geldi. Sinpaş’ın Kızılbük inşaatının ulaştığı boyutları anlatmaya çalıştım. Kelimeler kifayetsiz kaldı. Şu an bakmakta olduğunuz son fotoğrafları gösterdim. Gözlerini kapattı; “Türkiye kıyılarında bu kadar çirkin bir yapı bugüne dek görmedim” dedi.
Türkiye kıyılarında bu kadar çok protesto ve bu kadar fazla sayıda dava konusu olmuş bir inşaat da herhalde görülmemiştir. Ama ne hikmetse, Çevre Bakanlığı, Muğla Valiliği bu girişime her kapıyı açıyor; Marmaris Belediyesi açılan her dava daha bitmeden yeni bir ruhsat veriyor. Ve inşaat tüm hızıyla sürüyor.
Bir kitap olur ama Marmaris geri gelmez…
Kızılbük projesi hakkındaki mahkemeler, suç duyuruları, ÇED dosyaları vb. hukuk öyküleri koca bir kitap, akademide ders konusu olur. Ama bu inşaat tamamlanıp bir de tesis, daha doğrusu bu uydu kent faaliyete geçerse, olan Marmaris’e olacak.
Çünkü bu proje, her ne kadar son yangından büyük zarar görmüş olsa da, Marmaris’in yeşil doğasına büyük bir darbe. Ayrıca hem limanı çevreleyen beton duvara çok büyük bir bakla eklenmiş olacak, hem de zaten can çekişen Marmaris liman bölgesinde denizi hayli olumsuz etkileyecek…
Birinci soru şu: Kimse bunu görmüyor mu?
Herhalde Marmaris’in kara turizmi sektörü, özellikle İçmeler’deki otelciler bunu gayet iyi görüyorlar. Ama sesleri pek duyulmuyor. Deniz turizmi sektörü, yani charter’cılar, yat bakım ve yedek parça esnafı, kiralık yat esnafı, gulet sahipleri, yat profesyonelleri, kaptanlar, deniz aşçıları, miçolar, çımacılar… Bu ekip bu olayları kara turizminden çok daha iyi görüyor, hele ki bu projenin denizi nasıl etkileyeceğini çok iyi biliyor. Ama onların da sesi hiç duyulmuyor. Çünkü gelecek yıl tam bir soru işareti olsa da, özellikle bu yıl kazançları çok iyi, kendilerini işlerine vermiş durumdalar…
Peki kim konuşuyor: Marmaris Kent Konseyi. Sayıları çok az Marmaris sevdalısı. Yıllardır, yağmur-çamur, sıcak-güneş, 4 mevsim mücadele ediyorlar.
İkincisi, anlıyoruz ki, Çevre Bakanlığı ve mülki idare, yani Muğla Valiliği bu projenin Türkiye için büyük bir katma değer olduğuna inanmış; önlerine gelen her dilekçeye ‘olur’ vermişler.
Anlaşılamayan nokta ise şu: CHP’li Marmaris Belediyesi nasıl olmuş da milli park içindeki bu proje için önüne gelen her dilekçeyi, projeyi onaylayıvermiş?
Dile kolay… Son dönem Marmaris Belediye Başkanı, Kızılbük projesine 55 yeni inşaat ruhsatı vermiş. Proje 1987 yılında ilk yapı ruhsatını aldığında 46 bin metrekare. Bu 55 yeni ruhsat ile birkaç yıl içinde 205 bin metrekare büyüklüğe ulaşmış.
Rakamlar, sorular, sorunlar…
Kızılbük projesinin bir doğa felaketi ve mavi kıyılarımızda büyük bir görsel kirlilik olmanın ötesinde sorunları var. Satın alanlar-para yatıranlar ve Marmarisliler açısından su konusunda birkaç örnek verelim…
1- Satın alanlar: Bir doğa ve deniz hayali
Farklı dönemlerdeki proje planlarına göre 1200 ya da 1400 adet devre mülk var. Ortalama 1300 x 52 hafta toplam 67 bin 600 devre eder. Sinpaş devrelerin yüzde 70’inin satılacağını, yüzde 30’unun şirket (Kızılbük GYO) tarafından işletileceğini söylüyor. Devre mülklerin büyüklükleri 40-230 metrekare arasında değişiyor. Piyasa fiyatı örnekleri şöyle: Brüt 90, net 50 metrekare bir dairenin ağustos ayındaki devresi için 1.800.000 TL, ocak ayı devresi için 700.000 TL talep eden var.
Hedef kitle yeni muhafazakâr ve varlıklı kesim. 1 Nisan 2024 itibarıyla 26 bin 919 devre satılmış durumda. Yani pazarlama ve satış performansı fena değil. Ama sorunlar da var.
Projede kocaman bir Ladies Beach bile düşünülmüş ama… Satarken ilk müşterilere 1. Etap maketi gösterilmiş, 2 yıl sonra arazinin arka sıralarına 13 koca blokluk 2. Etap eklenmiş. Yani vaat edilen cennetteki nüfus 2 kat artıvermiş.
Satın alanlar haklı olarak, ‘Bu kadar insan nereden denize girecek’ diye kara kara düşünmeye başlamışlar. Eh dile kolay, tüm projenin hepi topu 800 metrelik bir sahil şeridi var. Denize girmek isteyecek de 5-6 bin kişi… Yani sahilde metre başına 8-10 kişi güneşlenmeye teşebbüs edebilir.
Üstelik bu 800 metrelik sahil şeridinin 300 metresi, yani projede otel bölgesinin plajı olarak tanımlanan Beyaz Kum Beach’in tamamı milli park alanı, yani teorik olarak tüm Marmarislilerin kullanımına açık bir sahil.
2- Marmarisliler: Su ve Atık Su
Proje sahasında özellikle yaz aylarında en aşağı 6 bin kişilik bir ek nüfustan bahsediliyor. 2 şeritli milli park yolundaki trafik yükü, yaz aylarında Marmaris’e yetmeyen elektrik altyapısı gibi bugüne dek hiç hesaba katılmamış konuları bir yana bırakıyorum. Bu nüfusa nereden su temin edilecek belli değil. Bu nüfusun kanalizasyon atığı nereye gidecek o da henüz belli değil.
Muğla Büyükşehir, ‘Biz su temin edemeyiz, atık suyu da kanalizasyona bağlayamayız’ diyor. Sinpaş’ın proje tanıtım dosyasında ise mealen ‘Eğer büyükşehir suyumuzu vermezse deniz suyundan arıtma yaparız. Atığımızı almazsa, biz de arıtır denize deşarj ederiz’ deniyor.
6 bin kişilik bir yerleşkenin arka bahçesindeki atık arıtma tesisini hayal edemiyorum. ‘Wellness resort kokusu’ bu olabilir mi?
Başka dertler de var… Dosyada günlük kişi başı 250 litre atık hesabı yapılıyor, çevre mühendisleri ise ‘Bir işletme (otel-devre mülk) için bu hesap 300-500 litre olarak yapılmalıdır’ diyor. Dolayısıyla Sinpaş günlük 1500 metreküp üzerinden hesap yapıyor; çevre mühendisleri ise günlük 3000 metreküp su ve sıvı atık hesabı yapıyor.
3000 metreküp su temin etmek için kabaca bunun iki katı deniz suyunu işlemden geçiriyor ve tuz yoğunluğu (kimyasal kirlilik yükü) iki kat artmış 3000 metreküp suyu tekrar denize iade ediyorsunuz.
Eğer MUSKİ kanalizasyon sistemine entegrasyonu kabul etmeyecekse… Bir de bu deşarja, iyi ihtimalle biyolojik arıtmadan gelen sıvı atığı ekleyin. Bu, deniz ekosistemi için çok ciddi bir kimyasal yük demektir. Ve bunların analizi hala yapılmış değil.
2010 yılında Sıtkı Koçman Üniversitesi Marmaris Limanı’nda bir kirlilik araştırması yapmıştı. Bu araştırmanın yan çıktılarından biri de limandaki akıntı. Araştırmanın partneri Marmaris Çevre Derneği’ne sordum: “Sabahtan gece 23.00’e kadar batı kıyıdan kuzeye doğru, yani Kızılbük’ten İçmeler ve kent merkezine doğru dip su akıntısı saptandı” yanıtını verdiler.
Eee, hayırlı olsun Marmaris…
Türkiye bir sürprizler ülkesi…
Evet, Kızılbük projesi tartışmaya açık pek çok soru işareti barındırıyor. Üstelik bir de kabus senaryosu var. Düşünün, mesela Kızılbük’teki bu devasa inşaat milli park ihlali vb. nedenlerle yasadışı ilan edildi, mahkeme yıkım kararı verdi. Hemen, ‘olmaz canım’ demeyin. Bu büyüklükte olmasa da Türkiye’de benzer örnekler var.
“280.000 metrekare inşaat ne demek” diye bir inşaat şirketi üst düzey yöneticisi arkadaşıma sordum. Dedi ki: “Bu büyüklükte bir inşaat nereden baksanız 500 bin ton beton ve 15-20 bin ton demir demektir. Maliyet, metrekaresi yaklaşık 1500 dolar. Ama bu kaba inşaatı yıkıp temizlemek yapmaktan daha yüksek bir maliyet ortaya çıkarır.”
Yani yıkmaya kalksan, çıkacak moloz yaklaşık 20 bin hafriyat kamyonu ediyor… Kim o kadar kamyon bulacak? O moloz nereye gidecek?
Peki, şu ana kadar devre satın alan 27 bin mal sahibi ne olacak?
Anlayın karmaşanın büyüklüğünü…
Bitmemiş bir veya binbir konudan söz ediyoruz…
Şuraya marina yapalım, buraya devre mülk, oraya otel, şu milli park bölgesini imara açalım. SİT alanına günübirlik tesis yapalım, sürdürülebilir turizme açalım, koruma alanı karışık bir diğer turizm alanı yaratalım… Para kazanalım!
Önümüzdeki yıllarda benzer projeler bugünden hayal edilemeyecek kadar çeşitli olacak. Mavi kıyılarımızın yeni yerel yöneticilerinin sınavı da işte tam burada başlıyor.
Ahmet Aras… Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığının son gününde MUÇEP ile mavi kıyılarımızın ve Muğla’nın eşsiz doğasının korunması için bir protokol imzaladı. İlçe belediye başkanlarının en önemli destekçisi olması gerekiyor.
Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü’nün işi daha da zor. İnşaat ruhsatlarını ilçe belediye başkanı veriyor. Ve halen yargı süreci devam eden Kızılbük projesi başta olmak üzere bir önceki yönetimden mayın gibi bir miras devraldı.
Kızılbük’te mevcut sorunların yanı sıra hala genişleme çabası var.
Bakın Kızılbük 2022 Ocak ÇED Raporu’nda 1. etap 555; 2. etap 768, toplam 1323 devre mülk görünüyordu.
Aynı tarihlerde, 7 Ocak 2022’deki gayrimenkul değerlendirme raporunda ise şöyle deniyor: “Marmaris Kızılbük Projesi 2 adet parsel üzerinde 4 etaptan oluşmaktadır. Projede 1389 adet devre mülk, 260 adet devre mülk villa ünitesi…”
Ne zaman, nasıl büyüdü? O villa üniteleri de nereden çıktı, yoksa baştan beri var mıydı? Belli değil… Belli olan tek şey, doğurgan ve verimli bir proje ile karşı karşıyayız…
Konu sadece Sinpaş Kızılbük de değil. Bu proje Marmaris için bir tehlike simgesi. Ama pek çok benzer konu ve proje var.
Örnek pek çok…
Örneğin devlet işleri: Karacasöğüt MUÇEV Marina projesi ne olacak?
Örneğin özel sektör işleri: Kızılbük’ün tam karşısında, Cennet (Nimara) Adası Kızılkum (Akvaryum) Koyu ortasında 31 dönüm zeytinlik niteliğindeki arsayı alan Kiler Grubu, 35 metre uzunluğunda 40 metre genişliğinde ulaşım için kullanılmak üzere bir iskele yapmak için ÇED süreci başlattı. Bu grup, yarın milli park sınırları içinde 2. derece doğal SİT alanı, arka planı orman arazisi ve 2. derece arkeolojik SİT alanı bu arsada bir turistik yapı için başvurulursa Acar Ünlü ne yapacak?
Haydi, tehlikeli bir konuya daha girelim: Vatandaşın girişimci projeleri… Yani, Acar Ünlü, Ahmet Aras ve diğer başkanlar, mavi kıyılarımızdaki tamamen kaçak binlerce villa, ev, gecekondu, tiny house konusunda ne yapacaklar?
Bu dev projeler devam ettikçe, o kaçak yapılar el sürülmeden kaldıkça Marmaris, Muğla (Bodrum, Datça, Fethiye) elden gidecek!
Evet, mavi kıyılarımızda top, yerel yönetimin yeni başkanlarında…