Stellar Blade'in açılış anlarında kahramanımız Eve, büyük patlamalar her yanını sarsarken düşman istilasına uğramış bir sahilde koşuyor. Bu an inanılmaz derecede güzel grafiklerle zenginleştirilmiş olsa da, doğrudan katıldığınız çok az aksiyon var, sekans temel bir savaş eğitimi görevi görüyor. Stellar Blade aksiyon sahneleri ile çok gösterişli ve grafikleri çok güzel ancak biraz kendini tekrar eden bir yapısı var. Daha da kötüsü, herhangi bir ilginç hikaye veya karakter de getirmiyor.
Stellar Blade'in hikayesi dikkat çekici değil. Bir uzay kolonisinden gelen bir asker olan Eve, gezegeni istila eden ve nüfusun çoğunu öldüren kötü canavarlar olan Naytibalar'dan kurtulma göreviyle Dünya'ya gönderiliyor. Eve'in ne olduğu, yok etmek için gönderildiği canavarların gerçekte kim olduğu ve taptığı varlığın arkasındaki motivasyonları zorlanmadan çözüyorsunuz. Bu arada, Eve duygusuz bir asker, ki bu iyi bir şey.
Stellar Blade'in görsel sunumu harika ancak seslendirme bazı alanlarda sınıfta kalıyor. Oyunculara doğru yönlendirme yapılmamış gibi replikler yavan bir şekilde veriliyor.
Düşmanların basit olanları bile bir süre sonra sinir bozucu bir şekilde zorlaştı. Alanları hızlıca geçmek yerine, düşmanları ve arenaları düşünmek ve savaşlarımı buna göre seçmek zorunda kaldım, çoğu zaman eğlenceli bir etki de yarattı. Oyun ilerlemeye başladığında (yan görevlere ve keşfe ne kadar zaman ayırdığınıza bağlı olarak beş ila yedi saat arasında sürebilir), normal düşman dövüşleri bazı boss'lardan çok daha zor ve çok daha etkileyici olabilir.
Savaşın bir başka güzel yönü de oyunun her dövüşü ayrı ayrı değerlendirmenizi gerektirmesi. Bu son kısım kulağa çok açık geliyor ama açıklamam gerekiyor: Stellar Blade, özel karşılaşmalar ve boss'ların sık sık tekrarlanmasıyla öngörülebilir bir düzende ilerliyor.
Başlangıçta oyunun hızlı tempolu olacağı izlenimine kapılmadım değil ancak pek de öyle olmadı. Düşmanların hiç saldırmadığı ya da geç saldırmaya karar verdiği anlar yaşadım. Öyle ki bazı sahnelerde sıra tabanlı bir oyun oynuyormuşum gibi bile hissettim.
Stellar Blade’in oynanışını konuşalım biraz da. Açıkçası özünde bir soulslike diyebilirim. Oyunda kamplarda dinlendiğinizde veya öldüğünüzde, bölgede öldürmüş olduğunuz tüm Naytiba’lar diriliyor. Her dinlenmede tekrar dolan sağlık iksirlerine sahipsiniz. Bir anda 2-3 güçlü düşmanı üzerinize çekerseniz hayatta kalmanız çok zor, düşmanları mümkün olduğunca tek tek yok etmeniz gerekiyor.
Boss dövüşleri hayli zor ve boss'ların hareket düzenlerini öğrenip buna karşı hamleler yapmanızı gerektiriyor. Ama mesela ölünce hiçbir şey kaybetmiyorsunuz, sadece en yakın kamptan başlayıp yolunuza devam ediyorsunuz. Oyunun en sonları hariç hiçbir dövüş çok çok zorlu değil. Sekiro: Shadows Die Twice veya Elden Ring'de zorlu bir düşmanı alt ederken hissettiğim coşkuyu başarıyla taklit eden, şimdiye kadarki en iyi dövüş tarzına sahip. Bu açıdan iyi bir iş çıkarıldığını söylemek gerekiyor.
Hikayeye dönecek olursak oyunun öngörülebilir bir düzende ilerlemesi biraz tuhaf. Oyunun başında, kılıcımın devre dışı kaldığı ve beni yeni açtığım silahı kullanmaya zorlayan bir zindana atıldığımda bunun gerçekten ilginç olduğunu düşündüm. Zindanın kasvetli bir Dead Space havası vardı, canavarların kör köşelerden atladığı kanla kaplı bir yeraltı laboratuvarında geçiyordu. Ton olarak uyumsuz olsa da harika bir andı. Ancak kendimi aynı türden bir zindanda bulduğumda aynı etkiyi hissetmedim ve kendini tekrarlaması açıkçası sıkıcı geldi. Stellar Blade aynı dört bloktan inşa edilmiş gibi: Doğrusal bir zindan, bir merkez dünya, çöl temalı bir açık dünya ve bir yeraltı laboratuvarı... Zindanlar ve kumlu açık dünya bölümleri en azından farklı görünüyor, ancak oyunun beni bu şekilde döngüsel bir yola sokması yine de çok garip hissettirdi.
Mekanikler ve oynanış ise beklediğimden tamamen farklı hissettirdi. Şimdiye kadar gördüğümüz fragmanlar ve FFVII Rebirth ile Rise of the Ronin gibi son dönemin popüler oyunları bu görüşlerimi bir nebze olsun etkilemiş olabilir. Ancak Stellar Blade'in mekanikleriyle ilgili bazı noktalar alışılmışın dışında.
Ayrıca, platform oluşturma pek de iyi değil ve çok fazla var. Eve, sık sık uygun yüzeye oturmayı başaramıyor, bu da atlayışları kaçırmasına veya ölümüne düşmesine neden olurken, tehlikelerin sınırları genellikle kötü bir şekilde tanımlanıyor. En azından öldüğünüzde bir şeyler öğrendiğiniz savaşın aksine, Stellar Blade'deki platform daha çok oyunun sizden tam olarak ne yapmanızı istediğini anlayana kadar korkunç derecede karışık gelebiliyor.
Grafik ve performans
Stellar Blade'in karakterleri ve ortamları harika görünüyor ve performansı etkileyici. Geliştirici Shift Up keşfedilecek üç grafik modu sunuyor: Çözünürlük, Denge ve Performans.
Çözünürlük Modu oyununuzu saniyede 30 kareye kilitliyor ama mükemmel, doğal 4K görseller sunuyor. Kontrol etmeye değer, ancak ben daha yüksek kare hızlarıyla gelen tepkiselliği tercih ederim.
Oyunun varsayılan seçeneği olan Denge Modu, 60 fps'yi hedefliyor ve yükseltilmiş 4K görseller sunuyor. Çoğunlukla iyi, ancak daha büyük alanların kare düşmesine neden oluyor (bazen 40 fps gibi hissettiriyor).
Performans Modu da 1440p'ye benzeyen görsellerle 60 fps'yi hedefliyor. Bu mod görsel olarak hoş, ancak bazı grafik pürüzleri, pikselleşme ve kare hızı düşüşleri var.
Sonuç
Özetle Stellar Blade'de çok fazla "ama" diyeceğim durum var. Kötü diyemem ama beğendiğimi de söyleyemem. Çatışmalardan gerçekten keyif aldım ancak çok uzun sürmesi ve bir sürü küçük, saçınızı başınızı yolduran platform bölümleri ve kötü tasarım seçimleriyle biraz tadınızı kaçırabilir.
Artılar
+Dövüş tekniği çok iyi
+Grafikler başarılı
+Çeşitli görev türleri
Eksiler
-Zaman zaman sıkıntı yaratan otomatik kaydetmeler
-Kendini yer yer tekrar etmesi