Dünyanın önde gelen teknoloji üreticilerinden Amazon, ağırlıklı olarak e-ticaret platformuyla yakından bildiğimiz bir marka. Ancak şirketin yeni teknolojileri hayata geçirdiği önemli bir markası daha var: Amazon Web Services yani kısaca AWS. Her yıl olduğu gibi 2022 sona ermeden re:Invent zirvesinde en yeni teknolojilerini sahneye çıkaran şirket, dünya genelinde 50 bini aşkın katılımcıyı ağırladı ve önemli duyurular yaptı. Binlerce katılımcı, şirketin stratejisi ve vizyonu hakkında bilgi almak, uygulamalı eğitim görmek ve yeni ürün çözümlerini yakından takip etmek için soluğu Las Vegas’ta aldı.
Belirsizlik bulut yatırımlarını sekteye uğratmamalı
re:Invent zirvesine ilgili bu yıl da büyük oldu. AWS’nin CEO’su Adam Selipsky, şirketin yeni teknolojilerini anlattı ve önemli bir çağrıda da bulundu. Pandemi sonrası ekonomik belirsizliklerin işletmeleri kara kara düşündürdüğüne dikkat çeken Selipsky, bu süreçte iş ortakları ve müşterilerin kesinlikle umutsuz olmaması gerektiğini söyledi ve özellikle Bulut teknolojileri tarafında yolculuklarına hız kesmeden devam etmeleri gerektiğini kaydetti. Açılış konuşmasında ‘havadaki belirsizliğe’ vurgu yapan Selipsky’a göre birçok kişi bu belirsizlik sürecinde süreçlerini ağırlaştırmayı düşünüyor ve bunun doğru bir yaklaşım olmadığını dile getiriyor. Selipsky, bu olumsuz düşüncelerden geri durulması gerektiğinin altını çizerken, aksine bu yeni teknolojilere daha sıkı eğilinmesinin önemine vurgu yapıyor.
Sürdürülebilirlikte anahtar Bulut’ta
Selipsky, müşterilerinin farklı altyapı türlerinde bu uygulamaları çalıştırmak yerine bulut teknolojisine geçmeleri gerektiğini dile getirirken, bu geçişin doğru bir şekilde uygulanması halinde tasarruf imkanının doğacağını söyledi. AWS, re:Invent zirvesinde pek çok çözümünü duyurdu ancak özellikle de sürdürülebilirlik alanındaki gelişmelerden bahsetti. Sürdürülebilirlik noktasında farkındalığın hızla arttığına dikkat çeken Selipsky, 7 yıl öncesiyle karşılaştırdığında sadece son 18 ayda bile gece ile gündüz kadar önemli bir farkın oluştuğu ve sürdürülebilirliğe çok daha fazla ilgi gösterildiğini kaydetti. Sürdürülebilir olmanın anahtarının bulut teknolojisinde olduğunun altını çizen Selipsky, işletmelerin buluta geçmeleri halinde daha sürdürülebilir bir yapıya sahip olacağını söyledi.
2030 yılına kadar ‘Su pozitif’ olma hedefi
Selipsky’ın bu açıklamalarının ardında AWS’in sunduğu çözümler dikkat çekti. Şirket, 2030 yılına kadar su pozitif olmayı hedefine koydu. Diğer bir deyişle şirket, doğrudan operasyonlarında kullandığından daha fazla suyu toplumlara geri kazandırarak 2030 yılına kadar su pozitif (Water+) olacağını paylaştı.
Bu alandaki çalışmalarını da derinleştirmeyi öngören şirket, kilowatt-saat başına 0,25 litre su olan 2021 küresel su kullanım verimliliği (WUE) ölçümünü de açıklayarak AWS'in bulut sağlayıcıları arasında su verimliliği konusundaki öncü rolünü gösterdi. Su pozitif olma yolunda halihazırda ilerleyen şirket, bu yeni taahhüdün bir parçası olarak, WUE ölçümü, suyun yeniden kullanımı ve geri dönüşümüne yönelik yeni çabaları, tesislerinde su tüketimini azaltmaya yönelik yeni faaliyetlerin yanı sıra yeni ve mevcut su ikmali projeleri hakkında her yıl rapor yayınlayacak.
Su kıtlığının dünya çapında etkisinin yoğun hissedildiğine vurgu yapan AWS CEO'su Adam Selipsky, sözlerini şöyle sürdürdü: "Su pozitif olma duyurumuzla bu hızla büyüyen zorluğun çözülmesine yardımcı olmak için üzerimize düşeni yapmayı taahhüt ediyoruz. Sadece birkaç yıl içinde dünya nüfusunun yarısının su sıkıntısı çeken bölgelerde yaşayacağı tahmin ediliyor. Bu nedenle tüm insanların suya erişimini sağlamak için hepimizin bu değerli kaynağı korumaya ve yeniden kullanmaya yardımcı olacak yeni yollar geliştirmesi gerekiyor. Kaydettiğimiz ilerlemeden gurur duymakla birlikte yapabileceğimiz daha fazla şey olduğunu biliyoruz. Bulut operasyonlarımızda su yönetimine liderlik etmeye ve faaliyet gösterdiğimiz topluluklara kullandığımızdan daha fazla suyu geri kazandırmaya kararlıyız. Bunun hem çevre hem de müşterilerimiz için yapılacak doğru şey olduğunu biliyoruz" dedi.
Şirketin bu kapsamda izlediği dört temel stratejiye baktığımızda da projenin en ince noktasına kadar düşünüldüğü ve yüzeysel kalmadığı görülüyor. Bu stratejilerden biri de su verimliliğini sağlamaktan geçiyor. AWS, su tüketimini azaltmak için altyapısında sürekli yenilik yapıyor. Su verimliliğindeki sektör lideri konumuna, gerçek zamanlı su kullanımını analiz etmek ve sızıntıları tespit edip düzeltmek için Nesnelerin İnterneti (IoT) teknolojileri gibi gelişmiş bulut hizmetlerini kullanarak ulaşıyor. AWS, yılın büyük bölümünde tesislerinin çoğunda soğutma suyu kullanımını ortadan kaldırıp bunun yerine serbest hava soğutmasını kullanarak operasyonel verimliliği daha da artırıyor. Örneğin AWS, İrlanda ve İsveç'te yılın yüzde 95’inde veri merkezlerini soğutmak için su kullanmıyor. AWS ayrıca, soğutma için tüketilen suyu en aza indirmek amacıyla suyun birden çok kez yeniden kullanılmasına olanak tanıyan tesis içi su arıtma sistemlerine de yatırım yapıyor.
Kaynakların sürdürülebilir olması da önemli bir başka nokta. Şirket, mümkün olan bölgelerde geri dönüştürülmüş su ve yağmur suyu hasadı gibi sürdürülebilir su kaynaklarını kullanıyor. Geri dönüştürülmüş su, sadece sulama ve endüstriyel kullanım gibi sınırlı sayıda uygulama alanında kullanılabiliyor ve bu alanlarda geri dönüşümlü su kullanılması topluluklar için oldukça değerli olan içme suyunun korunmasını sağlıyor. AWS, doğrudan buharlaştırıcı soğutma sistemlerinde geri dönüştürülmüş su kullanımını onaylanan Kuzey Virginia eyaletindeki ilk veri merkezi operatörü olmak için Loudoun Water ile birlikte çalıştı.
Veri merkezlerinde su verimli şekilde kullanılıyor, sonrasında da harcanan su diğer birçok alanda hâlâ güvenli bir şekilde kullanılabiliyor. Şirket de bu suyu toplumlara geri kazandırmanın daha fazla yolunu bulmaya çalışıyor. Bunun bir örneği olarak da şirket, Oregon'da veri merkezlerinden gelen soğutma suyunun yüzde 96'ya kadarını mısır, soya fasulyesi ve buğday gibi mahsullerin sulanmasında kullanılmak üzere yerel çiftçilere ücretsiz olarak sağlıyor.
Şirket, ayrıca su pozitif olma taahhüdünü yerine getirmek için faaliyet gösterdiği topluluklarda su ikmali projelerine yatırım da yapıyor. İkmal projeleri, su havzalarını eski hallerine getirerek ve su sıkıntısı çeken topluluklara temiz su, sanitasyon ve hijyen hizmetleri sağlayarak suya erişimi, kullanılabilirliği ve kaliteyi artırıyor. AWS, bugüne kadar Brezilya, Hindistan, Endonezya ve Güney Afrika'da ikmal projeleri gerçekleştirerek bu topluluklardaki insanlara her yıl 1,6 milyar litre tatlı su sağladı. Örneğin, Hindistan’ın Maharashtra ve Haydarabad ile Endonezya’nın Batı Java gibi bölgelerinde AWS, 250.000 kişinin güvenli suya ve sanitasyona erişimini sağlamak için küresel temiz su alanında kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Water.org ile iş ortaklığı yapıyor.