18 Nisan 2024, Perşembe
Haber Giriş: 28.11.2022 10:30 | Son Güncelleme: 28.11.2022 10:37

Çocuklarda bronşiolit yetişkinlerde zatürre

Bu yıl RSV virüsü, 0-2 yaş grubunda bronşiolit vakalarının artmasına neden olurken 2 yaş üstü çocuklar, altta yatan hastalığı olanlar ve 65 yaş üstü ise zatürre ile boğuşuyor
Çocuklarda bronşiolit yetişkinlerde zatürre

Son zamanlarda çevrenizden “Zatürre olmuşum” ya da “Bizim çocuk bronşiolit diye bir hastalığa yakalanmış”, “Çocuğumun geçmeyen öksürüğü var” gibi cümleleri duymuşsunuzdur. Evet, uzmanlar tüm solunum yolu virüslerinde önceki yıllara göre ciddi bir artış olduğunu söylüyor. Ancak yakın zamanda artış gösteren bu virüslerden biri 0-2 yaş çocuklarda bronşiolit başta olmak üzere, çocuklar ve erişkinlerde pnömoni (zatürre) ve bronşite sebep oluyor. Bu virüsün adı RSV yani respiratuar sinsitiyal virüs.

“Başka hastanelere sevk etmek zorunda kalıyoruz”

Normalde aralık-ocak aylarında yükselişe geçen RSV bu yıl şimdiden hastanelerde yatakların dolmasına sebep oldu. Türk Toraks Derneği Çocuk Göğüs Hastalıkları Çalışma Grubu Başkanı ve Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemin Gökdemir, çalıştığı Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki durumu ise şu sözlerle anlatıyor: “Pediatri yataklarının büyük kısmı bronşiolit vakalarından oluşuyor. Acilde normalde 24 saat içinde hasta servise çıkarılır. Ancak doluluk sebebiyle hastaları servise çekemiyoruz. Marmara Üniversitesi’nin Anadolu Yakası’nda hizmet veren iki hastanesi var ve şu an bir sürü hastayı başka hastanelere sevk etmek zorunda kalıyoruz.”

Daha erken ve daha ağır

Gökdemir bronşiolit vakalarının önceki yıllara göre oldukça ağır bir tabloyla seyrettiğini de ekliyor: “0-2 yaş grubunun tamamı RSV virüsünü kapar normalde. Ancak çoğu hastalığı nezle olarak geçirip hafif bir burun akıntısı yaşar veya üst solunum yolu enfeksiyonu geçirir. Hastaların yüzde 10’u kadarında ise virüs alt solunum yoluna geçer ve hırıltı görülür. Fakat bu da genelde kendiliğinden geçen bir durumdur. Tüm RSV enfeksiyonları arasında hastaneye yatış yüzde 1-2 kadar olur. Altta yatan hastalığı olan çocuklarda ise hastaneye yatış oranı yüzde 10-20 arasıdır. Fakat bu yıl bu oranların çok daha üzerinde ve erken bir artışla karşı karşıyayız. Ve hastalık daha ağır seyrediyor.”

Hırıltılı ve hızlı solunum tehlikeli

Peki, bronşiolitin belirtileri neler? Gökdemir, hastalığın semptomlarını “İlk 3-5 gün burun akıntısı ve öksürük görülür. 1 hafta, maksimum 10 günde belirtiler geçer” diyerek anlatıyor. “Ancak alt solunum yoluna inerse epitel dediğimiz hücre yüzeyinde hasar yapar ve göğüsten gelen hırıltılı solunuma neden olur. Hırıltı varsa ve çocuk hızlı nefes alıp veriyor, göğsü hızlı inip kalkıyor, burun kanatları açılarak nefes alıyorsa muhakkak doktora başvurulmalı. Hastaların çok küçük bir kısmında da oksijen ihtiyacı artabilir ve morarma görülebilir. Bu hastaların yoğun bakıma ihtiyacı olabiliyor.”

“Çocuklar RSV ile daha önce tanışmamıştı”

“16 yıllık meslek hayatımda hiç bu kadar bronşiolit ve zatürre vakası görmedim” sözleriyle yaşanan durumu özetleyen Hisar İntercontinental Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Sevil Bilir, “Pandemi öncesine göre hem ağır seyirli vakalarda hem de genel tanı alma bakımından bronşiolit ve zatürrede yüzde 30-40 oranında artış gözlemliyoruz” diyor. Vakalarındaki erken artışın sebeplerini şöyle anlatıyor: “Birincisi tüm virüsler çok yaygın şu an ve bu da daha çok çocuğun hasta olmasına sebep oluyor. İkincisi 5-6 yaş altı yani anaokuluna hiç gitmemiş çocukların neredeyse 3 yılı pandemiyle geçti. Bu dönemde çocuklar bu virüslerle tanışmadı ve hastalanmadılar. Bu da bağışıklık sistemlerinin RSV’ye karşı biraz daha zayıf olması anlamına geliyor.”

“Bol sıvı ve yeterli oksijen almalı”

Bronşiolit ve zatürre tedavisini de şöyle anlatıyor Bilir: “Ana tedavi destek tedavidir. Bu da sıvı desteğinin iyi korunması ve çocuğun yeterli oksijen almasının sağlanmasıyla mümkündür. Yani burun tıkanıklığı için serum fizyolojik, bol hidrasyon ve beslenmeye dikkat edilmeli. Zatürre görülen çocuklarda da eğer bakteri kaynaklı olduğu düşünülüyorsa yaşına uygun bir antibiyotik başlanır. Tamamen çocuğa özel ayakta ya da yatarak tedavi uygulanmakla birlikte hastaneye yatışlarda, ağır seyirli vakalar 1 haftada, orta seyirliler ise 2-3 günde taburcu ediliyor.”

İnfluenza ile beta bakteri de sebep oluyor

Bilir, RSV dışında bu hastalıklara sebep olan diğer etkenleri de şöyle sıralıyor: “Testi yapılabilenler arasında en baskın gördüğümüz diğer etkenler influenza dediğimiz grip virüsü ile beta bakteri. Grip aşısı hem bronşiolit hem de zatürreye neden olabilen influenzaya karşı koruyucu olduğu için 6 ayı doldurmuş çocuklara yapılmasını öneriyorum. Bunun dışında astım, kalp hastalığı, kanser gibi altta yatan hastalığı olanlar, yaşlılar ve evinde yaşlı birey olanlara da özel olarak öneriyoruz.”

Çocuklardan ailelere

Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Sönmez ise maske - mesafe - hijyen kurallarına uyulmamasının enfeksiyon oranlarında ciddi bir artışa sebep olduğu görüşünde. “Çocuklarda influenza virüsünün yanı sıra adenovirüs, RSV gibi etkenler hızla yayıldı ve çocukların hastalanmasına neden oldu. Bu virüsler aile içi temasla da hızla yayıldı. Çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonunun yanında akut bronşiolitle seyreden respiratuar virüs enfeksiyonları yetişkinlerde ÜSYE (Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları), akut bronşit ve pnömoni (zatürre) şeklinde görülebiliyor.”

“Aşıya ulaşamadan gribe yakalandılar”

Normalde aralık ayının son haftalarında görmeye alışık olduğumuz influenza salgınının bu yıl kasım başından itibaren görülmeye başladığını belirten Sönmez, “Grip aşısı temininde yaşanan sıkıntı nedeniyle bu yıl aşı öncelikli risk gruplarına uygulanabildi. Bu sebeple de toplumun büyük kesimi aşıya ulaşamadan enfeksiyona maruz kaldı. Antibiyotiksiz semptomatik tedavi ile hastaların büyük kısmı bu enfeksiyonu atlatabiliyor ancak altta yatan kronik kalp, karaciğer, böbrek hastalığı olanlara diyabet ve kanser hastalarında influenza tedavisinde antiviral kullanımını öneriyoruz” diyor.

Zatürreden aşı ile korunmak mümkün

Sönmez, zatürre aşısı ile ilgili ise “Sağlıklı 2-65 yaş arası kişilerin yaptırmasına gerek yok. Ancak risk grubunda olanların, 65 yaş üstü, altta yatan kronik hastalığı olanların, kanser hastalarının, diyabetiklerin ve dalağı alınmış hastaların, pnömokok (zatürre) aşısı ile, toplumdan edinilen ve en sık görülen zatürre bakterisi streptokoklarından korunmaları mümkün” yorumunu yapıyor ve ekliyor: “Kalabalık ortamlarda maske kullanımı, el hijyeni ve bol havalandırma ile bu hastalıklarda bulaşı önlemek mümkün.”