İngiltere’de 1980’lı yıllarda bir hastanedeki doktorlar 15 gönüllüyü bir koronavirüs ile enfekte etme girişiminde bulundular. Bu kez virüsün adı Covid-19 değil 229E’ydi. Hepimiz hayatımızın bir döneminde farkında olmadan bu virüse maruz kalmış ve hafif bir soğuk algınlığı gibi hastalığı atlatmıştık. Burundan verilen bu virüsü alan 15 kişiden sadece 10’u enfekte oldu. 8’i grip benzeri belirtiler gösterdi. Ertesi yıl doktorlar deneyi tekrarladı. 15 gönüllüden birine ulaşamadılar. Geriye kalan 14 kişiye 229E yeniden burundan spreyle verildi. 6 kişi yeniden enfekte oldu. Ancak bu kez hiç belirti göstermediler. Buradan çıkan sonuç şu oldu: Koronavirüse karşı bağışıklık uzun sürmüyor ve yeniden aynı virüsle enfekte olmak mümkün. Ancak bu kez belirtiler ya hiç, ya da çok daha hafif oluyor. Koronavirüsler hakkında çok bilgi olmayan bir dönemde yapılan bu deney, 2020’nin baharında Covid-19’a çare arayan uzmanlar tarafından keşfedildi. Çünkü Covid-19’dan önce insanlar arasında sürekli dolaşan 4 koronavirüs görülmüştü. Bunlardan biri de 229E’ydi. Virologlar, bugün o araştırmaya bakarak Covid-19’a yol açan SARS-CoV-2 virüsünün 5’inci olacağını, ancak yıllar içinde insanlarda etkisinin aynı 229E gibi olacağını düşünüyor.
Salgınlar biter
Buradan çıkaracağımız ders şu: Koronavirüslerden sonsuza dek kaçmamız ya da onları yok etmemiz mümkün değil. Ama salgınlar eninde sonunda biter, Covid-19 da bitecek. Ya aşılama ile ya da virüsün hemen herkese bir kez uğramasıyla hastalığın etkisi giderek hafifleyecek. O yüzden herkes bir gün bu virüsle mutlaka karşılaşabileceği gerçeğiyle yaşamak zorunda. Virüsün aşısızlar arasında hızla yayılması salgının hızlı bir şekilde noktalanmasını sağlayacaksa bile bu süreçte yüksek sayıda ölümle karşı karşıya kalabiliriz.