Paris Temyiz Mahkemesi, bu sabah Avrupa’nın en eski siyasi tutuklularından olan Georges Abdullah’ın şartlı tahliyesine onay verdi. Abdullah, 25 Temmuz’da güvenlik güçleri eşliğinde Beyrut’a gönderilecek.
Lübnan Silahlı Devrimci Grupları örgütünün eski lideri olan Abdullah, 1984 yılında ABD Askeri Ateşesi Charles R. Ray ve İsrailli diplomat Yacov Barsimantov’un öldürülmesine suç ortaklığı yaptığı gerekçesiyle tutuklanmıştı. Üç yıl sonra 1987’de ise hakkında ömür boyu hapis cezası istenmişti.
74 yaşındaki eski militan, tam 29 yıldır Fransa’nın güneyindeki Lannemezan Hapishanesi’nde tutuluyordu.
1999’dan beri serbest bırakılabilir olmasına rağmen Abdullah’ın tahliye talepleri bu güne dek her seferinde geri çevrilmişti. Abdullah’ın tahliye olmasına en başta Amerika Birleşik Devletleri karşı çıkıyordu.
ABD Adalet Bakanlığı, geçtiğimiz Aralık'ta, Abdullah’ın davasından birkaç gün önce yazdığı bir mektupta, “Amerika Birleşik Devletleri, Bay Abdullah'ın Lübnan'a, özellikle de memleketine gönderilmesinin, halihazırda istikrarsız bir bölgede denge bozucu bir etki yaratacağını ve ciddi kamu düzeni huzursuzluklarına yol açacağını ifade etmektedir" ifadelerine yer vererek Fransa'yı uyarmıştı.
Georges Abdullah kimdir?
Lübnanlı Georges Abdullah, siyasi hayatına Filistin destekçisi komünist parti Filistin Kurtuluş Cephesi üyesi olarak başlamıştır.
1980’li yıllarda İsrail karşıtı Marksist gerilla örgüt Lübnan Silahlı Devrimci Gruplarının (LARF) ileri gelen liderlerinden biri olarak görev yaptı. Örgüt, Orta Doğu’daki aktivitelerinin yanı sıra Avrupa çapında 1982-1987 yılları arasında operasyonlar düzenledi.
Abdullah’ın örgütteki rolünün daha çok ideolojik ve “eğitsel” olduğu ileri sürülürken aksiyoner bir figür olmadığı söyleniyor.
Abdullah, 1982 yılında Fransa’da öldürülen ABD ve İsrailli iki diplomatın öldürülmesinde işbirlikçi olmakla suçlanmıştı. Fransız güvenlik güçleri, Paris’te Abdullah tarafından kiralanmış apartman dairelerinden birinde diplomatların öldürülmesinde kullanılan silahın bulunduğu gerekçesiyle Abdullah’ı tutuklamıştı. Suçlamalara ayrıca, Abdullah’ın Fransız topraklarında sahte belgelerde ikamet etmesi eklenmişti.
Abdullah'ın silah bulundurma ve sahte kimlik belgesi kullanma suçlarına dair davası Temmuz 1986'da görüldü ve dört yıl hapis cezası kararı verildi. İkinci dava ise Tripoli Fransız Kültür Merkezi’nin Müdürü Gilles Sidney Peyroles’ün, Abdullah’ın serbest bırakılması talep edilerek LARF tarafından rehin alınmasından sonra gerçekleşti.
Geçtiğimiz sene Le Monde’a verdiği röportajında, eski Fransız istihbarat servisi DST’nin başı Yves Bonnet, “Tutuklandığı sırada Abdullah'a suçlamada bulunulacak herhangi bir şeyimiz yoktu. Onunki, 23 Nisan 1985'te Gilles Sidney Peyroles'ün (Tripoli Fransız Kültür Merkezi’nin müdürü) Lübnan Silahlı Devrimci Grupları tarafından rehin almasına kadar sessizce süren eden bir davaydı.” demişti.
Paris’te 1986’da meydana gelen, 7 kişinin hayatını yitirdiği “Rue Rennes Terör Saldırısı”ndan da kanıt yetersizliğine rağmen LARF sorumlu tutuldu.
1987’de ise Georges Abdullah hakkında Fransız mahkemesi ömür boyu hapis cezası talep etti.
Tutuklandığı günden beri Abdullah’ın diplomatların öldürülmesindeki rolü tartışma konusu. Birçok kaynak, Abdullah’ın terör saldırıları ve Orta Doğu’daki çatışmaların yükselişte olduğu bir dönemde, Fransa ve ABD işbirliğine dair bir mesaj göndermek amacıyla etiketlendiğini iddia ediyor.
Abdullah, İsrail-Filistin çatışmasının sembolik siyasi figürlerinden biri haline geldi.
Hala, özellikle Fransa’da, Abdullah’ın serbest bırakılmasına dair aşırı solcu örgütler tarafından protestolar düzenleniyor.
Fransız sol parti Boyun Eğmeyen Fransa'nın (LFI) üyeleri Şubat ayında Abdullah’ı hapishanede ziyarete gitmiş olay basında büyük yankı uyandırmıştı.
“Pişmanlık göstermeli”
ABD ve İsrailli diplomatların öldürülmesi suçlamasında hakkında hala somut bir kanıt bulunmayan Abdullah, 1999’dan itibaren aslında serbest bırakılabilir pozisyonda bulunuyor.
Fransız mahkemesi, Abdullah’ın ondan fazla tahliye talebine ret cevabı vermişti. Ta ki bugüne kadar.
Abdullah, ABD ve İsrailli diplomatların öldürülmesinde suçsuz olduğunu dile getirse de olayı “İsrail ve ABD işgaline karşı bir direnişin sonucu" olarak nitelendirerek bir nevi politik sorumluluk alıyordu.
ABD ise hala Abdullah’ın cinayete dair pişmanlık göstermesi gerektiği ve mağdur ailelere tazminat ödemesi gerektiğini savunuyor.
Avukatı Jean-Louis Chalanset; geçtiğimiz aylarda, “Bırakılması zamanı geldi. [Abdullah] İsrail-Filistin çatışmasıyla ilgili eylemlerden dolayı dünyada en uzun süre hapiste kalan kişidir.” demişti.
Parmaklıklar arkasında geçen 41 yılın ardından Georges Abdullah, biriktirdiği destek mektupları, Che Guevara afişleri, yüzlerce kitap ve gazeteyle dolu Lannemezan’daki hücresini bir hafta içinde boşaltacak.
Kaynak: Gazete Oksijen
