AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor PKK'nın feshi sonrası Euronews Türkçe'ye açıklamalarda bulundu. Amor, bu fesih kararının vizelere etkisi ve Türkiye'nin Avrupa Birliğine üyelik serüveni hakkında geniş çaplı bir açıklama yaptı. Amor'un açıklamalarından satır başları şu şekilde:
İmamoğlu yorumu: 'Sabaha karşı kapıyı polis değil, sütçü çalar'
Sanchez Amor, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınma şeklini "gerçek bir demokraside asla kabul edilemeyecek bir uygulama" olarak nitelendiriyor ve 'Sabaha karşı İmamoğlu’nun evine polis gönderiyorsunuz, sanki elinde bomba, silah varmış gibi. Bu, halkın gözünde onu kriminalize etme çalışmasıdır. Demokrasilerde birine dava açılırsa çağrı mektubu gönderilir' ifadelerini kullandı.
PKK'nın feshi
PKK'nın feshinden memnuniyet duyduklarını belirten Amor, bölgede barış umudunun tekrar yeşermisini olumlu karşıladıklarını söyledi. İspanyol olan Nacho Sanchez Amor, İspanya'da Katalanlarla benzer bir dönem yaşadıklarını belirterek, "Bu fırsat İspanya'nın eline geçti ve demokrasi kazandı. Ve İspanyol demokrasisi, terörle mücadele gibi bir yasayı kullanmak zorunda kalmadan bunu sağladı" dedi.
Vizeleri etkiler mi?
Vizelerle ilgili 'Asıl soru; Türkiye neden 6 kriteri yerine getiremiyor? Mecliste bu kriterleri yerine getirmek için bir yasa teklifi bile yok. Terörle mücadele yasası, veri koruma gibi teknik konular... Diğer ülkeler kriterleri karşıladı, örneğin Gürcistan, birkaç yıl önce vize serbestisi aldı' yorumunu yapan Amor, Türk vatandaşlarına yönelik vizelerin kolaylaştırılmasına ise olumlu baktığını söyledi. Amor sözlerini şöyle devam ettirdi:
'Biz üye ülkelere, iş insanları, öğrenciler, aileler için bu konuyu kolaylaştırmaları yönünde baskı yapıyoruz. Türk öğrencilerin burs alıp vize alamaması çok sinir bozucu. Erasmus öğrencilerine vize verilmesi ulusal bir yetki olduğu için bunun üye devletler tarafından yapılması gerekiyor. Türk toplumu bu durumdan rahatsız olmakta haklı'
'Türkiye'ye Avrupa Birliği üyeliğini teklif ettik'
Nacho Sanchez Amor, kendisi tarafından hazırlanan ve Mayıs 2025'te yayımlanan son Türkiye raporuna da atıfta bulunarak AB tarafından üyeliğin Türkiye teklif edildiğini belirtti. Amor konuyla ilgili 'Raporumda yer verdiğim hususlardan biri de Türkiye'ye üyelik teklif edildiğidir. Eğer Türkiye her şeyi düzgün bir şekilde yaparsa ve katılım sürecini ilerletirse, sürecin sonunda bir tür kültürel ve dini kimlik vetosu ortaya çıkamaz.
Eğer Müslüman çoğunluklu bir ülkenin AB üyesi olamayacağı düşünülüyorsa, bu en başta söylenmeliydi. Ama üyelik teklif ettiyseniz ve ülke gereklerini yerine getirirse, sürecin sonunda dini ya da demografik nedenlerle veto edemezsiniz
Bu fikir, büyüklüğüne, çoğunlukçu dinine ve farklı kimliğine rağmen Türkiye'nin AB'ye teorik olarak uyumluluğu ile ilgili. Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde yer alması bizim için bir oksijen gibi. Bu, Avrupa’nın kapsayıcılığı ve esnekliğinin bir sınavıdır. Türkiye gibi çok önemli ve güzel bir ülkenin katılımı Avrupa Birliği için bir kazançtır' dedi.
Kaynak: Gazete Oksijen