23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 27.08.2021 04:30 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:16

En büyük 20 iklim suçlusu

Dünyadaki tüm karbon salımlarının yüzde 35’inden 20 şirket sorumlu. Üstelik sadece kirletici olarak değil, yürüttükleri lobi faaliyetleriyle çevre hareketlerini engelleyerek zararını boyutunu büyütüyorlar
En büyük 20 iklim suçlusu

Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin son raporu dünyayı sarsarken, en büyük kirleticiler bildiklerini okumaya ve hatta krize dikkat çekenlerin seslerini kısmak için para harcamaya devam ediyor.  Dünyadaki tüm karbon emisyonlarının üçte birinden sorumlu olan 20 firmayı listeleyen İngiliz The Guardian gazetesi, ilk sırasında Suudi petrol devi Aramco’nun olduğu şirketlerin lobi faaliyetlerini de mercek altına aldı.  1965’ten bu yana atmosfere karışan toplam 480 milyar tonluk karbondioksit ve metan kirliliğinin yüzde 35’inin ardında listedeki 20 şirket var. Bu firmaların içinde Chevron, Exxon, BP ve Shell gibi özel şirketlerin yanı sıra, Suudi Aramco ve Gazprom gibi devlete bağlı firmalar da bulunuyor. Özel sektöre ait şirketlerden Chevron, katkısının olduğu emisyon miktarıyla ilk sırada. Ardından Exxon, BP ve Shell geliyor. 1965’ten bu yana dünyadaki karbon emisyonlarının yüzde 10’undan fazlasının arkasında bu dört şirket var.  En büyük 20 fosil yakıt şirketinin 12’si devlet kurumları, sorumlu oldukları miktar toplam emisyonun yüzde 20’si. En büyük kirletici ise küresel karbon salımının yüzde 4.38’ini tek başına üreten Suudi Aramco.  The Guardian’ın derlediği veriler, ABD’deki İklim Hesap Verebilirlik Enstitüsü’nün yaptığı bir çalışmaya dayanıyor. Analizde 1965’in milat olarak alınmasının sebebi, fosil yakıt sektörünün ve politikacıların yaklaşan bir iklim krizinin farkına vardıkları ilk yıl olması. Küresel kirleticiler listesi, şirketlerin rapor ettiği yıllık petrol doğal gaz ve kömür üretimini referans alıyor; sıralama, üretilen yakıtların tedarik zinciri boyunca atmosfere ne kadar karbon ve metan saldığını hesaplanarak yapılıyor. İlk 20 kirleticiye atfedilen emisyonların yüzde 90’ı petrol, jet yakıtı, doğal gaz ve termal kömür gibi ürünlerin kullanımından kaynaklanıyor. 10’da biri ise yakıtların çıkarılması, rafine edilmesi ve teslimatından geliyor.  The Guardian’ın görüş almak istediği 20 şirketten ancak 12’si bu çağrıya yanıt verdi. Söyledikleri, emisyonları azaltmak için çaba gösterdikleri, iklim bilimini kabul ettikleri, Paris Anlaşması’ndaki hedefleri destekledikleri ve yenilenebilir enerjiye yatırım yaptıklarını belirtmekten ibaret. Oysa çalışmanın işaret ettiği en önemli noktalardan biri, söz konusu şirketlerin kendilerini aklamak ve çevreye karşı sorumlu davranıyormuş gibi görünmek adına yürüttükleri milyarlarca dolarlık lobi faaliyetleri. Bu yıl yapılan bir başka araştırma da, borsalarda işlem gören en büyük 5 petrol şirketinin iklim değişikliğiyle mücadele politikalarını geciktirmek için her yıl yaklaşık 200 milyon dolarlık harcama yaptıklarını ortaya koyuyor.  Araştırmanın başındaki isim Richard Heede, “Bu şirketler, iklim acil durumundan büyük ölçüde sorumludur, toplu olarak ulusal ve küresel eylemi onlarca yıldır ertelemiştir ve artık tüketicileri sorumlu gibi gösteren sis perdesinin arkasına saklanamazlar” diyor. Araştırmayı değerlendiren dünyanın önde gelen iklim bilimcilerinden Michael Mann da tüm bulguların fosil yakıt şirketlerinin bu tablodaki rolüne ışık tuttuğunu belirterek, “İklim krizinin bedelini bozulmuş bir gezegende yaşayan 7.5 milyar insan öderken birkaç düzine kirletici rekor karlar elde etmeye devam edebilir. Bunun olmasına izin vermemiz, siyasi sistemimizin büyük bir ahlaki zaafıdır” görüşünde.

İsim değişince sorumluluk ortadan kalkıyor!

ABD’deki Endişeli Bilim İnsanları Birliği’nin 2017 tarihli raporuna göre en büyük 90 karbon üreticisinden kaynaklanan emisyonlar, küresel sıcaklık artışının yarısından sorumlu. Fakat büyük kirleticiler kimi zaman tarihi miraslarına sahip çıkma erdemini bile gösteremiyor. Örneğin PetChina, selefi China National Petroleum’dan ayrı bir şirket olduğunu ve tarihsel emisyonlar üzerinden hiçbir etkisi ya da sorumluluğu olmadığını söyleyebiliyor.