19 Nisan 2024, Cuma
Haber Giriş: 01.10.2021 04:30 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:17

Güvenlik Konseyi’ne reform gerek

Altı ülkenin lideri, ortak bir makaleyle Birleşmiş Milletler'in ve BM Güvenlik Konseyi’nin yapısını tartışmaya açtı. İspanya, İsveç, Güney Afrika, Yeni Zelanda, Senegal ve Kosta Rika, mevcut BM yapısının pandemi ya da iklim gibi herkesi ilgilendiren sorunları çözmeye uygun olmadığını söylüyor
Güvenlik Konseyi’ne reform gerek
İspanya Başbakanı Pedro Sánchez - İsveç Başbakanı Stefan Löfven - Kosta Rika Devlet Başkanı Carlos Alvarado Quesada - Yeni Zelanda Başbakan Jacinda Ardern - Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa - Senegal Cumhurbaşkanı Macky Salt
Birleşmiş Milletler geçtiğimiz yıl 193 ülkeden bir milyonu aşkın kişiyi kapsayan bir diyalog kampanyası düzenledi. Kampanyadan alınan geri bildirimler bazı önemli gerçeklere işaret ediyordu. Bu seneki BM Genel Kurulu’nun, kurallara dayalı çok taraflılığı destekleyerek gerekli adımları atması gerekiyor. İlk olarak, kampanya sonucunda dünyadaki kadın, erkek, kız ve erkek çocuklarının beklenti ve umutlarının şaşırtıcı derecede benzer olduğu ortaya çıktı. İnsanlar temel sağlık hizmetlerine, temiz suya ve eğitime erişim istiyor. Ayrıca pandeminin en büyük darbeyi vurduğu kişilerle ve yoksulluk içinde yaşayanlarla dayanışmanın artırılması isteniyor. Katılımcıların uzun vadedeki en büyük kaygısı, iklim değişikliği ve biyoçeşitlilik kaybı. Katılımcıların yüzde 90’ı mevcut sorunlarla mücadele için küresel iş birliğinin hayati öneme sahip olduğu görüşünde; çoğu katılımcı pandeminin uluslararası iş birliğini daha da acil hale getirdiğine inanıyor. Gençlerin daha fazla uluslararası iş birliği istemesi özellikle umut verici. 

Yıkımdan fırsat çıkabilir

Geçen yılki kampanyanın sonuçları bir nevi eylem çağrısıydı. Kısa süre önce BM Genel Sekreteri António Guterres, geçen yıl BM üyesi tüm devlet ve hükümet başkanları tarafından benimsenen UN75 Siyasi Bildirgesi’ni esas alan Ortak Ajandamız raporunu yayınladı. Yeni ajanda sorunlarla nasıl mücadele edebileceğimize dair cesur bir plan ortaya koyuyor.  Yıkım tehdidi yeni bir atılım fırsatı olarak görülmeli. Bu yüzden, BM’nin iddialı ajandasını gerçeğe dönüştürmek adına genel sekreterin çabalarına ülkelerimiz tarafından sağlanan desteği artırmak için harekete geçiyoruz.  Küresel ölçekte savaşmaya devam ettiğimiz Covid-19 pandemisi, birbirine bağlı ve bağımlı bir dünyada yaşadığımız gerçeğini bir kez daha hatırlattı. Dahası, son aylarda rekor sayıda insanın sıcak hava dalgalarından, yıkıcı sellerden ve yakın tarihteki en büyük yangınlardan etkilendiğini gördük. İklim değişikliğinin oluşturduğu tehdit ortaya çıktı. BM, uluslararası sistemin kalbidir. 76 yıl önce dünyanın “uluslararası sorunları çözmek için uluslararası işbirliği oluşturmak” adına bir araya gelip böyle bir organizasyon kurması olağanüstü bir adımdı. Daha da çarpıcı olan, tüm güçlüklere ve eksikliklere karşın, bu organizasyonun hayatta kalmış olması. BM daha iyi, daha barışçıl ve sürdürülebilir bir geleceğe giden yolun, faydasız rekabetlerle değil iş birliğiyle inşa edileceğini gösterdi.

BM'nin yapamadığı

Ancak uluslararası organizasyonlar esasen mali krizler, pandemiler, terörizm, suç şebekeleri, okyanuslara yönelik tehditler ve iklim değişikliği gibi sınırları aşan problemleri değil, devletler arasındaki sorunları çözmek için kurulmuştu. Bu yüzden çok taraflı kurumlarımızı modernize etmemiz, bunları amacına uygun ve kuşaklar boyu sürecek küresel sorunlarla mücadele için daha donanımlı hale getirmemiz gerekiyor.  Geçtiğimiz yıl, BM’nin kurulduğu dünya ile bugünkü dünya arasındaki devasa farklılıkların bilinciyle, BM Güvenlik Konseyi’nde reform tartışmalarını yeniden gündeme getirmeye ve gerek Genel Kurulu canlandırma gerekse Ekonomik ve Sosyal Konseyi güçlendirme çalışmalarına devam etmeye karar verdik. 10 Kasım 2020 tarihinde Madrid’de imzaladığımız Ortak Bildirge uyarınca, çok taraflılığı güçlendirme hedefimizde ilerleme kaydetmek adına üç konuda harekete geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz.  İlk olarak, uluslararası iş birliğine yönelik bağlılık ve kararlılığın yenilenmesine ihtiyaç var. Çok taraflı organizasyonlara, sahada fark yaratmalarını sağlayacak imkanlar ve yetkiler temin edilmeli. BM, bölgesel örgütler ve uluslararası finans kuruluşları arasındaki iş birliği, gerek politika gerekse işleyiş açısından iyileştirilmeli. Çok-taraflı sistem daha açık ve kapsayıcı hale getirilerek gençlere, sivil topluma, özel sektöre, akademiye ve diğer paydaşlara yer vermeli. Aslında bu yönde uygulamalar başladı. Bu yılki Genel Kurul’un sonunda, Barışçıl, Adil ve Kapsayıcı Toplumlar için Yol Göstericiler inisiyatifiyle iş birliği yaparak, “BM Ortak Ajandasını Gerçekleştirmek: Eşitliğe ve Kapsayıcılığa Dönük Eylemler” başlıklı bir sanal etkinlik düzenledik.  İkincisi, genel sekreterin yoksulluk ve eşitsizlikle mücadele kapasitemizi canlandırmaya ve artırmaya; kapsayıcılık, eşit katılım ve adalet tesis etmeye, iklim krizi ve biyoçeşitlilik kaybındaki hızlanma ile mücadeleye; gelecekteki pandemi tehditlerine karşı hazırlıklı olmaya yönelik cesur adımlardan oluşan ajandasına uygun hareket etmeliyiz.  Covid-19 bize hastalıklar, yeni savaşlar, büyük çaplı siber saldırılar, çevre felaketleri ve diğer öngörülemeyen karmaşık riskleri öngörme, önleme ve yönetme konusundaki kolektif becerimizi artırmamız gerektiğini öğretti. Genel sekreterin, yeni bir küresel “Acil Durum Platformu” oluşturulması da dahil olmak üzere, küresel öngörüyü ve risk yönetim kapasitesini güçlendirmeye dönük önerilerini memnuniyetle karşılıyoruz. 2023’te bir Gelecek Zirvesi düzenlenmesi önerisini de memnuniyetle karşılıyoruz. Sınırları ve kuşakları aşan bunca sorunun yaşandığı günümüzde, tüm dünya vatandaşlarına hizmet eden ve karşılaştığımız küresel sorunlarla başa çıkmamızı sağlayan daha faal, etkili ve hesap verebilir birçok taraflı sistem kurmak adına bu fırsatı kaçırmamalıyız.  Bu çalışmaların ön safında yer almak istiyoruz. Merkezinde daha güçlü ve kapsayıcı bir BM’nin bulunduğu, kurallara dayalı çok taraflılığı birlikte canlandırabiliriz ve canlandırmalıyız. Günümüzde bundan daha büyük bir politik görev yok. © Project Syndicate, 2021.

‘Erdoğan Dünya 5’ten büyüktür' çağrısını yineledi 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş olan daimi üye sayısının artırılması çağrısını geçtiğimiz günlerde bir kez daha yineledi.  Birleşmiş Milletler (BM) 76'ncı Genel Kurulu toplantısına katılmak üzere gittiği New York kentindeki Türkevi’nin açılışında konuşan Erdoğan, Güvenlik Konseyi'nin kapsamlı bir reforma ihtiyacı olduğu yönündeki görüşleri üzerine sorulan soruya cevaben "Bir Afrika ülkesi bile BM Güvenlik Konseyi'nde daimi üye olma şansına sahip olmalı. Bunu başarabildiğimiz zaman dünyadaki tüm devletlere gerçekten bir hak teslim edilmiş olur. Aksi takdirde, böyle bir dünya, yaşanılır bir dünya değildir” dedi. 

2016'da söylemişti

Erdoğan, “Beş daimi üye dışındaki 189 ülkenin tamamı eğer kararlı adım atacak olursa o zaman biz bu daimi üyeleri köşeye sıkıştıracağız. Bu daimi üyeleri köşeye sıkıştırmak için bunun bir yol haritası var. Bu yol haritası nedir? Bu konuyla ilgili Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na yazılı dayatmalarla ve dünyada yoğun bir kovalamacayla, icabında olağanüstü genel kurul toplamak suretiyle bazı adımları atma şansını yakalayabiliriz” diye konuştu.  Cumhurbaşkanı, 2016’daki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda “Biz dünya beşten büyüktür gerçeğini her fırsatta uluslararası kamuoyuna hatırlatıyoruz, hatırlatıyorum” demiş, daha sonra bu çağrıyı sıklıkla tekrar etmişti. BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri ABD, Çin, Fransa, İngiltere ve Rusya.