23 Haziran 2025, Pazartesi
Abone Ol Giriş yap
Haber Giriş: 01.06.2025 12:55 | Son Güncelleme: 03.06.2025 13:40
Makaleyi sesli dinle • 0:00

Kalp atışı yasası: Beyin ölümü gerçekleşen kadın kürtaj yasası sebebiyle yaşatılıyor

BD’de beyin ölümü gerçekleşen 9 haftalık hamile Adriana Smith’in ailesi, yaşam destek ünitesinin kapatılmasına izin verilmeyen kızlarının artık bir “rahim olarak” görüldüğünü söylüyor. Georgia’daki kürtaj yasaları, kadın hakları ve “fetüs kişiliği” tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı
Kalp atışı yasası: Beyin ölümü gerçekleşen kadın kürtaj yasası sebebiyle yaşatılıyor
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

ABD’nin Georgia eyaletinde beyin ölümü gerçekleşen 30 yaşındaki hemşire Adriana Smith’in yaklaşık üç aydır makineye bağlı olarak yaşam destek ünitesinde tutulması, eyaletteki kürtaj yasaları ve “fetüs kişiliği” ilkesi üzerine küresel çapta yeni bir tartışma başlattı.

Şubat ayında şiddetli baş ağrısıyla hastaneye kaldırılan Smith’in beyninde kan pıhtısı tespit edildi. Doktorlar, Smith’in yasal olarak yaşamını yitirdiğini bildirse de, kadının hamileliğinin dokuzuncu haftasında olması nedeniyle yaşam destek ünitesinden ayrılmasına izin verilmedi.

Ailesinin tüm karşı çıkışlarına rağmen, Georgia’daki altı haftalık kürtaj yasağı kapsamında fetüs “bağımsız bir birey” olarak kabul edildiği için Smith’in bedeni halen gebeliği sürdürmek amacıyla tıbbi olarak yaşatılıyor.

Adriana Smith’in annesi April Newkirk, yaşadıkları sürecin hem duygusal hem de maddi açıdan büyük bir yük olduğunu ifade etti. Atlanta merkezli WXIA televizyonuna konuşan Newkirk, “Torunumun görme ya da yürüme yetisi olmayabilir. Hatta doğduktan sonra hayatta kalıp kalamayacağını da bilmiyoruz. Ama en azından bir seçeneğimiz olmalıydı,” dedi.

“Kalp atışı yasası”

Georgia’nın 2019 yılında kabul ettiği ve kamuoyunda “kalp atışı yasası” olarak bilinen düzenleme, gebeliğin yaklaşık altı haftasından itibaren fetüsün yasal haklara sahip bir kişi olarak tanımlanmasına dayanıyor. Bu yasa, kadınların kürtaj hakkını ciddi şekilde sınırlandırırken, uzmanlar tarafından da tıbbi ve etik sorunlara yol açtığı gerekçesiyle eleştiriliyor.

Reproductive Justice Initiative başkanı Sam Yousef’e göre, Adriana’nın durumu uzun süredir hukukçular tarafından teorik olarak tartışılan “fetüs kişiliği” kavramının pratikteki en çarpıcı örneği oldu. Yousef, “Bu olay, yasal belirsizlik nedeniyle doktorların hastaya ya da ailesine en uygun olanı yapmaktan çekinmesine neden oldu” dedi.

Dünya gündemine taşındı 

Adriana Smith’in yaşadıkları sadece ABD’de değil, İngiltere ve diğer ülkelerde de kürtaj yasalarına dair endişeleri gündeme taşıdı. İngiltere’de son dönemde artan kürtajla ilgili soruşturmalar, kadın hakları savunucuları tarafından endişeyle karşılanıyor.

British Pregnancy Advisory Service (BPAS) adına konuşan Rachael Clarke, “Bu tür yasalar, kadınları ister hayatta olsunlar ister olmasınlar, sadece doğurganlıkları üzerinden tanımlıyor. Kadınların bedenleri üzerindeki kontrolü kaybetmeleri, sadece sağlıklarını değil, özgürlüklerini de tehdit ediyor” dedi.

BPAS verilerine göre, İngiltere’de 2022 ve 2023 yıllarında altı kadın, 1861 tarihli "Offences Against the Person Act" kapsamında kürtajla ilgili suçlamalarla yargılandı. Bu sayı, geçmiş yıllara kıyasla büyük bir artış anlamına geliyor.

Yasal yaptırım çağrıları büyüyor

İngiltere’de kürtajın tamamen suç olmaktan çıkarılması için uzun süredir kampanya yürüten kuruluşlar, hâlihazırda bir milletvekili tarafından önerilen yasa değişikliğinin Haziran ayında parlamentoda oylanmasını bekliyor. Söz konusu değişiklik kabul edilirse, kürtaj kadınlar açısından tamamen sağlık hizmeti olarak tanınacak ve ceza hukukunun kapsamından çıkarılacak.

Uzmanlara göre, Adriana Smith’in trajik öyküsü, kadınların bedeni ve yaşamları üzerindeki karar hakkının yasal olarak güvence altına alınmasının ne denli hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Ancak benzer durumların tekrar yaşanmaması için sadece ABD’de değil, tüm dünyada kürtaj yasalarının insan hakları merkezli olarak yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Kaynak: Gazete Oksijen