Ekim ayı sonunda Karadağ’ın başkenti Podgorica’da Türkleri hedef alan olaylar gerçekleşti. Arabalar yakıldı Türklere ait işyerleri de yağmalandı. Olayın ardından Türk vatandaşlarına uygulanan serbest vize uygulaması askıya alındı. Karadağ’da neden bu noktaya gelindi ve o akşam neler yaşandı? Oradaki Türkler anlattı...
Karadağ 623 bin 633 nüfuslu bir Balkan ülkesi… Karadağ İstatistik Ofisi’nin (MONSTAT) verilerine göre, 2006 yılında Sırbistan’dan bağımsızlığını ilan eden ülke nüfusunun yüzde 41’i kendini Karadağlı olarak tanımlıyor. Yüzde 33’ü kendini Sırp olarak nitelendirirken, Boşnakların oranı yüzde 9.5, Arnavutların ise yüzde 5 civarında… Habere başlarken bu verileri vermemizin nedeni; geçen hafta yaşanan bir bıçaklama olayı sonrası Türklere yönelik ırkçılığa varan eylemlerin, Karadağ’daki Türklerce “Sırp kökenliler tarafından milliyetçilik saikleriyle” gerçekleştirildiğinin öne sürülmesi… Karadağ’daki Türk toplumunun maruz kaldığı ırkçılığın yanı sıra, 31 Ekim itibarıyla Türk vatandaşlarının vize serbestisi de Karadağ hükümetince iptal edildi. Bu noktada duralım ve önce Karadağ-Türkiye ilişkilerine bir göz atalım.
Yatırımlarda Türkiye ilk sırada
Karadağ Merkez Bankası verilerine göre ülkeye 2020 başından 2025 Ağustos’una dek yapılan toplam yabancı yatırımın hacmi 5.1 milyar euro değerinde. Türk vatandaşlarının aynı periyotta yaptığı yatırımlar da 417.4 milyon euro’ya yani tüm yabancı yatırım hacminin yüzde 8.1’ine denk geliyor. Buna ek olarak, Karadağ’daki Türk yatırımları her yıl katlanarak artan bir seyirde aslında. 2020’de Karadağ’a Türkler tüm yıl boyunca sadece 18.6 milyon euro’luk yatırım yaparken geçen zamanda yatırım neredeyse 5 kat arttı ve 2025 yılının yalnız ocak-ağustos ayları arasında 92.2 milyon euro’yu buldu. 2025’in ilk 8 ayı için ülkeye yapılan yabancı yatırımlarda ilk sıradaki ülke de Türkiye. 595.6 milyon euro’luk doğrudan yabancı yatırımın yüzde 16’sı Türkiye menşeli.
Her 6 şirketten 1’i Türklerin
MONSTAT verilerine tekrar geri dönersek, 2024 boyunca Karadağ havalimanlarında 2.9 milyon yolcu trafiği gerçekleşti. 648 bin 611’le Sırbistan, yolcu trafiğinin yüzde 23’ünü oluşturuyor ve birinci sırada. Sırbistan’ı 559 bin 470 yolcu trafiği ve yüzde 19.5’lik payla Türkiye izliyor. Üçüncü sıradaki Birleşik Krallık, 278 bin 421’le Türkiye’nin ancak yarısı kadar yolcu trafiğine sahip. Karadağ İçişleri Bakanlığı’na göre ülkede yaklaşık 100 bin yabancı uyruklu kişi ikamet ediyor. İlk sırada 24 bin 539’la Sırplar var. Onları 21 bin 153 ile Ruslar takip ediyor. Karadağ’da ikamet iznine sahip olan en kalabalık üçüncü yabancı topluluk Türkler ise 13 bin 396 kişi ve toplam ülke nüfusunun yüzde 2.1’lik bir kısmına denk geliyorlar. 2024 sonu itibarıyla geçerli MONSTAT verilerine göre Karadağ’da yabancı uyruklulara ait 31 bin 814 şirket bulunuyor. 9 bin 818 şirket ile Türkler, Karadağ’da şirket kurma sayısında yabancı uyruklular arasında birinci konumda. Diğer bir deyişle yabancı yatırımcıların sahip olduğu her üç şirketten biri Türklere ait. Karadağ’da bulunan toplam şirket sayısının 58 bin 998 olduğu göz önüne alınırsa, ülkedeki her altı şirketten biri Türklerin demek oluyor.
Türklere saldırıların kaynağı olan yaralama
Peki Karadağ’da ne oldu da bu derin ilişkiler sarsılacak duruma geldi? Niçin Türklere ait işletmeler yağmalandı; dükkanlar, araçlar yakıldı? Binlerce Karadağlıyı sokağa döken olayların fitili, 26 Ekim günü 25 yaşındaki bir Karadağlının bıçaklanarak yaralanmasıyla ateşlendi. Polis onlarca Türk ve Azerbaycan vatandaşını gözaltına aldığını duyurunca da ülkede protestolar ve şiddet olayları başladı. Irkçı söylemlerle birlikte Karadağ’a giden Türklerin ülkeyi bir suç merkezine çevirdiği iddiaları dile getirildi. Fakat emniyet kayıtlarına göre 2020-2024 yılları arasında yabancı uyrukluların Karadağ'da işlediği suçlar istatistiklerine baktığımızda, bu 4 yıllık periyotta suç işleyen 253 Türk vatandaşı olduğunu ve Türk vatandaşlarının bu konuda altıncı sırada yer aldığını görüyoruz. İlk sırada 936 suçla Sırplar, ikinci sırada 439 suçla Kosovalılar, üçüncü sırada 323 suçla Arnavutlar, dördüncü sırada 321 suçla Bosna-Hersekliler, beşinci sırada ise 260 suçla Ruslar var. Her şeyi tetikleyen yaralama hadisesine dönersek, ilk başta iki Türk suçlansa da mahkemece 31 Ekim’de serbest bırakıldılar. Ancak bu ne Karadağ’daki gerilimi dindirmeye yetti ne de ülkedeki Türklerin endişesini gidermeye… Karadağ’daki Türk toplumu zararlarının tazmini ve yaşamlarının güvenliği için muhatap bulamazken, Türkiye’deki Türkler de ülkeye vizesiz giriş ayrıcalığını yitirdi. Karadağ’daki Türklerle yaşadıklarını konuştuk.
Tahir Yılmaz (Restoran sahibi)
“Antalya’da gözde restoranlarda yıllarca işletmecilik yaptım. İş gereği eşimle başta 3.5 sene önce Bosna-Hersek’e, sonra başka bir teklifin ardından da 2.5 yıl evvel Karadağ’a taşındık. Bir süre çalıştıktan sonra burada restoran sahasında yatırım potansiyeli olduğunu fark ettik. Restoranımızı 7 ay önce açtık. 300 bin euro’luk yatırım yaptık. Yanımızda 11 kişi çalışıyor. Son olaylara dek her şey çok güzeldi. Karadağ halkı bizi çok sevdi, hatta müşterilerimizin yüzde 80-90’ının Karadağ vatandaşları olduğunu söyleyebilirim. Aslında burada yaşananlar Karadağlılardan kaynaklı değil. Buradaki Sırp nüfusun milliyetçiliğinden kaynaklı. Karadağlı ve Boşnak komşularımız olaylar sırasında bir sorunumuz olup olmadığını sordu. Bizim için endişelendiler. Boşnakların yoğun yaşadığı bir bölgede olduğumuz için biz sadece ekonomik anlamda etkilendik, bizden daha çok etkilenenler var. Buradaki Türkler olarak ne Karadağ ne de Türkiye’den bir destek gördük. Kendi aramızda dayanışma kurarak ayakta kalmaya ve birbirimize yardım etmeye çalışıyoruz. Gidişat maalesef iyi değil. Daha da kötüleşecek. İnsanların işletmeleri yakıldı, yağmalandı. Türkler olarak Karadağ’a olan güvenimizi yitirdik. Yüzde 40-50 civarında bir Türk nüfusu Karadağ’dan ayrıldı. Hala ayrılmaya devam ediyorlar. Bizim gibi yatırımı olanlar mecburen bekliyor. Şöyle söyleyeyim: 300 bin euro yatırım yaptığım restoranıma 150 bin euro veren çıksa arabamı da hediye edip devrin gerçekleştiği an Türkiye’ye geri dönerim. Ben Karadağ’a 7 ayda 48 bin euro vergi ödedim. Bir kuruş borcum yok. Bir haftada 20-25 bin euro zarar ettim. İşlerim yüzde 75 düştü. Öyle bir noktadayız ki, olaylar ilk kıvılcımlandığında restorana kasko yaptırmak istedik, sigorta şirketleri kasko yapmayı reddetti. Peki bunca zararı kim tazmin edecek? Ne Karadağ’dan ne de Türkiye’den hiçbir açıklama yok. Burada sahipsiziz. Ben bu yaz ikinci şubeyi açmayı, Karadağ’dan ev almayı düşünürken artık geceleri uyuyamaz hale geldim. Kamerayla sürekli restorana bir şey oldu mu diye izliyoruz. Restorana müşteri geldiğinde acaba bize saldırır mı, zarar verir mi diye korkuyla bakıyoruz.”
Esra Özrazgat (Araç kiralama şirketi sahibi)
“4 yıldır Podgorica’da yaşıyoruz. Eşimle Türkiye’de yaklaşık 20 yıl boyunca çeşitli şirketlerde beyaz yaka pozisyonlarında çalıştık. Aynı zamanda bir reklam ajansımız vardı. Ancak pandemi sonrası girilen ekonomik koşullar nedeniyle ajansımızı kapatmak zorunda kaldık. İki küçük çocuğumuz var. Türkiye’deki ekonomik koşullar, artan siyasi gerilim ve eğitimin durumu bizi çok düşündürüyordu. Özellikle çocuklarımıza hayal ettiğimiz kaliteli eğitimi sağlayamayacağımızı fark ettik. Buna ek olarak suç artıyor, yaşam kalitesi bakımından artık tatmin edici bir ortam göremiyorduk. Daha sakin ve insancıl bir ülke araştırmaya başladık. Karadağ’ı seçme nedenimiz, eğitim sisteminin Finlandiya modeline benzemesiydi. Ayrıca sakinliği de eklenince bizim için uygun bir seçenek oldu. İlk başta bazı olumsuzluklar yaşadık. Çocuklarımız sokakta oynarken birkaç defa bazı çocukların onlara ‘Burası artık sizin değil, bir daha Karadağ’ı ele geçiremeyeceksiniz’ gibi şeyler söylediğini duyduk. Ancak çocukların ebeveynleri bu olaylarda anında bizden özür diledi. Bu tarz şeylerin olabileceğini düşünüp çok da büyütmedim. Genel olarak Karadağ halkı Türklere saygılı ve dostane davranıyordu. Yaşanan son olaylarda ise bize doğrudan bir zarar verilmese de evimizin önünden birkaç defa ‘Def olun Türkler!’ diye bağıran gruplar geçti. Hala şehirdeki bazı duvarlarda ‘Türkleri deport edin’ yazılarını görmek mümkün. Fiziksel bir saldırıya uğramasak da psikolojik olarak bu süreçte çok yıprandık. Olayların ilk 24 saatinde ne bir resmi açıklama duyduk ne de destek mesajı… Türkiye’deki yakınlarımızla konuştuğumuzda olanlardan haberdar dahi olmadıklarını fark ettik. Çocuklarım burada okula gidiyor. Var olan düzenimizi bozmak istemiyorum ama artık kendimizi güvende hissetmiyoruz. Bizim müşterilerimizin hemen hemen yüzde 80’i Türk turistler. Vizesiz girişin iptali sonrasında turizm sektörünün tümü gibi biz de ciddi boyutta etkilendik. Neredeyse tüm rezervasyonlarımız iptal edildi.”
Alperen Kısacık (Tur/transfer hizmetleri şirketi sahibi)
“Eşim ve ben turizm fakültesinden mezunuz. Turizm alanında eğitim aldığımız için yurt dışında turizmle bağlantılı bir iş yapmak istiyorduk. Uzun süren araştırmalarımızın sonucunda 2 yıl önce Karadağ’a yerleştik. Geçen haftaya dek, ilk 2 yılımızda bu ülkede gerçekten huzur bulduk. Ne sözlü ne de fiziksel bir saldırıya ya da ırkçılığa uğradık. Aksine insanlar hep iyi davrandı. Eşim gece geç saatlerde dışarı çıktığında bile içim rahattı. Burası hayatımızda gördüğümüz en güvenli ülkelerden biri. Ama son dönemde yaşananlar tüm bu huzuru sarstı. Olay akşamı iki Türk vatandaşı tutuklandı. Nefsi müdafaadan haklı bulundular denildi, Türk vatandaşı değiller denildi, olay mahallinde değillerdi denildi… Haberler durmaksızın değişti. Hala gerçekte ne olduğunu kimse net olarak bilmiyor. Tüm bu belirsizlik ortamında maalesef Türklere karşı nefret sloganları atıldı. Çok endişelendik ve bir süre evden çıkmadık. Bazı Türk işletmelerine zarar verildi, Türklere ait araçlar yakıldı. Türk kuryelere saldırılar yapıldı. Biz birebir saldırıya uğramasak da bunlar bizi derinden etkiledi. Buna rağmen çevremizde bize ‘Sizinle kardeşiz, bunlar geçecek, sizi seviyoruz’ diyen Karadağlılar da vardı. Karadağlıların birçoğu vize serbestisinin kaldırılmasının ekonomik intihar olduğunu düşünüyor. Bu insanlar açıkça ‘Türkleri seviyoruz’ derken, Türklere dostça davranırken, Sırp kökenli olan bir kısım ise olayları körüklemeye çabalıyor. Bu ay çok etkilendik. İşlerimiz ciddi biçimde azaldı. Ama her şeyin en kısa zamanda normale döneceğine inanıyoruz.”
İlknur Çelik (Temizlik şirketi sahibi)
“2017 yılında Karadağ’a geldim. Amacım küçük, huzurlu ve güvenli bir ülkede yaşamaktı. Karadağ’a gelmeden önce İstanbul Beyoğlu’nda bir otelde kat görevlisi olarak çalışıyordum. O dönemde 10 günlüğüne Karadağ’a geldiğimde karşıma bir iş fırsatı çıktı ve önce aşçı olarak çalışmaya başlayıp Karadağ’da kaldım. 2020’de ise bir temizlik firması kurdum. Kendi şirketimi kurunca kızlarımı ve torunumu da Karadağ’a çağırdım, onlarla bir araya geldik. Kızlarım güzellik salonu işletiyor. 11 yaşındaki torunum da okula burada başladı ve hala burada eğitim görüyor. Karadağ’daki insanlar çok canayakın ve yardımsever. Bu zamana dek ben bireysel olarak hiç ırkçılıkla karşılaşmadım. Hala da karşılaşmış değilim. Ama tabii Türk toplumundan çok korkunç şeyler yaşayanlar da var. Bu olayların ilk başladığı gün torunumu okula göndermedik, işyerlerimizi de açmadık. Evden çıkmadık. Fakat ertesi gün buradaki sevdiklerimizden destek mesajları gelince, ‘Biz Karadağlılar böyle düşünmüyoruz’ gibi sözleri duyunca, tekrar normal hayatımıza döndük. Dönmek gibi bir fikrimiz yok. İşimiz, evimiz, her şeyimiz burada. 8 yıl uzun bir zaman, artık buraya deyim yerindeyse kök saldık.”
TurkCham Montenegro Başkanı Burhan Genç
“Karadağ’da Türk yatırımcılar oldukça aktif ve güçlü. 2025 yılı eylül ayı itibarıyla yaklaşık 12 bin 500 Türk şirketi bulunuyor. Birden fazla ortaklı şirketlerle birlikte ise hemen hemen 14 bin 500 Türk vatandaşı Karadağ’da şirket sahibi veya ortak konumunda. En yoğun olarak inşaat, turizm ve gayrimenkul sektöründe Türk yatırımcılar faaliyet gösteriyor. TurkCham Montenegro olarak yeni vize rejimi sürecinin yapıcı bir şekilde çözüme kavuşturulacağına inanıyoruz. 2024 yılında Türkiye’den Karadağ’a yapılan doğrudan yatırım tutarı 100.9 milyon euro seviyesindeydi. 2025 yılının ilk 8 ayında ise 92.2 milyon euro düzeyine geldi ve Türkiye, Karadağ’da en fazla yatırım yapan ülke. TurkCham Montenegro olarak öncelikli amacımız Türk yatırımcıların Karadağ’daki faaliyetlerini desteklemek ve sürecin olumlu bir şekilde ilerlemesine katkıda bulunmak. Bunun için gerekli makamlarla temas halindeyiz. Aktif olarak bürokratik süreçlere müdahil olmasak da Türk yatırımcıların işlerini güvenle sürdürmesine ve iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin güçlenmesine katkı sağlıyoruz.”
Prontotour Marka Müdürü Mehmet Güneli
“31 Ekim itibarıyla Karadağ yeni bir vize rejimine geçti. Vizesiz rejimin geri döneceğine ilişkin net bir emare yok. Vizeli sürecin nasıl yürütüleceğine dair de resmi makamlarca yapılmış bir açıklama henüz yok. Dolayısıyla bizim için belirsizliklerle dolu bir süreç. Karadağ, acenteler ve operatörler için Balkan coğrafyasının önemli bir destinasyonu. Hem kültürel, hem tarihi, hem de deniz tatili programları açısından yakın uçuş mesafesinde bulunması ve vizesiz olmasıyla son dönemde çok talep gören bir nokta. Balkanlar’a Türkiye’den yılda yaklaşık 400 bin kişi gidiyor. Bu kişilerin 200-250 bini paket turla gidiyor. Neredeyse 180 bin kişinin Karadağ’a gittiğini söyleyebiliriz. Yani Balkanlar’a giden Türk turistlerin yarısına yakını Karadağ’a gidiyor. Sektördeki hemen hemen bütün acenteler gibi biz de yalnızca Karadağ’a yönelik turlarımızı kapattık, paket turların rotaları arasından da Karadağ’ı çıkardık. Halihazırda var olan kayıtları ya ileri bir tarihe erteledik ya da başka bir destinasyon önerdik. Şu an sadece Karadağ özelinde bir paket yok. Önceden Karadağ’ı içeren Bosna-Makedonya-Arnavutluk-Kosova turlarında da artık ülke yer almıyor. Şu an sektör olarak Karadağlı yetkililerle iletişim halindeyiz ve izlenimlerim bu vize rejiminin çok uzun sürmeyeceği yönünde. Henüz resmi bir açıklama yok, kesin konuşmak da güç. Süreç hala çok sıcak. Ancak benim şahsi tahminim ve sektörde konuşulanlar, bu sürecin en geç şubat itibarıyla vizesiz rejime dönüşle sonuçlanacağını gösteriyor.”