ABD’de yapılan incelemeler erkeklerin daha çok sayıda trafik kazası yaptığını ancak oransal olarak yaşamlarını yitiren ya da yaralanan kadınların daha fazla olduğunu ortaya koydu. Bunun sebebi olarak ise araçlar için zorunlu güvenlik testlerinde kullanılan modellerin sadece erkek bedeni esas alınarak yapılması gösteriliyor. Oysa ABD rakamlarına göre kadınların trafik kazalarında hayatını yitirme olasılıkları erkeklere göre yüzde 17, yaralanma olasılıkları da yüzde 72 daha yüksek. Ancak halen sürücü koltuğunda kadın bedenini simule eden test mankenlerinin de kullanılmasını yönünde girişimlere rastlamıyoruz.
Fizyolojik farklar gözetilmemiş
Yolcu koltuğunda kadınları temsilen kullanılan mankenlerse aslında erkek mankenlerin küçük hali. Boyları 150 santimetre, ağırlıkları ise 49 kilogram olan bu mankenler, kadınların morfolojik özelliklerini yansıtmıyor. Yani kadınlar ile erkekler arasında farklılık gösteren kemik yoğunluğu, kas yapısı, vücut kitle endeksi ile karın ve göğüs fizyolojisi dikkate alınmıyor. Oysa örneğin, ortalama bir kadının boyun kasları bir erkeğinkinden hem kütle olarak daha küçük hem de daha güçsüz. Bu da kadınların kaza nedeniyle kafa travması yaşamaları olasılığını yüzde 22.1 daha fazla artırıyor. Mevcut standartlar, erkeklerin kafalarının ön panele çarpmasını önlemek üzere belirlenmiş. Bu da erkek bedenin kaza anında savrularak böyle bir çarpışma yaşaması olasılığını yüzde 70 kadar azaltan emniyet kemeri ve hava yastıklarıyla sağlanıyor. Fakat bu iki güvenlik önlemi de kadınlarda ciddi yaralanmalara yol açabiliyor. Fast Company’de yayınlanan bir habere göre aslında ABD’li makamlar 40 yılı aşkın bir süredir aradaki bu farkların yarattığı riskleri biliyor. Daha 1980 yılında, ABD’de araçlara güvenlik notu veren kurum olan Ulusal Otoyol Güvenliği Ulaştırma Derneği (NHSTA), Michigan Üniversitesi’nin bir araştırmasından yola çıkarak gerçek kadın bedenini temsil eden modellerin de yer aldığı bir çarpışma testi mankenleri ailesi oluşturmaya başlamış ancak ertesi yıl Ronald Reagan başa gelince getirilen ekonomik kısıtlamalardan bu proje de nasibini almış. Erkekler daha büyük araç kullanıyor
Sektör verileri, kadınların erkeklerden daha fazla kazada hasar görme risk altında olmasının bir nedeninin, erkeklerin daha büyük arabalara yönelmesi, kadınlarında da daha çok hafif araçlar kullanma eğiliminde olduğunu gösteriyor. Ancak aynı veriler ağır araçların da kadınları daha büyük riske attığını ortaya koyuyor. Oxford Üniversitesi’nde 1988 yılında yapılan bir araştırma, “kazada ölüm konusunda başlıca belirleyicinin ilgili aracın ağırlığı olduğunu” buldu. Ağır araçlar yayalar için de küçük arabalara nazaran daha büyük bir tehdit. Ayrıca yine ABD verilerine göre yayalar arasında erkeklerden çok kadın, beyazlardan çok beyaz olmayan kişiler yer alıyor. Kadınların testler konusunda maruz kaldığı bu ayrımcılık, daha araçların tasarımı aşamasında başlıyor olabilir çünkü araç geliştirme masalarında diğer pek çok sektöre göre çok daha az kadın oturuyor. Bununla birlikte az sayıda araç üreticisi, mevcut eşitsizliği giderecek girişimleri başlattı. Volvo, Herkes İçin Eşit Araç adı altında bir inisiyatif başlatarak son 40 yılın çarpışma testi verilerini sektörle paylaştı. Firma aynı zamanda “ortalama hamile kadın” test mankenini geliştirdi. Hem erkekler hem de kadınlar için iyi haber ise araçlardaki yol takip sistemlerinin gelişmesi ve elektrikli araçlardaki bataryaların konumu sayesinde ağırlık merkezinin daha aşağıya inmesi. Bu durum teorik olarak çarpışma anında vücudun savrulmasını azaltıyor.