Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, ülkesinin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Batılı üyeleri arasında Filistin devletini tanıyan ilk ülke olacağını açıklaması, Orta Doğu’dan Avrupa’ya ve Washington’a kadar geniş çaplı diplomatik yankılar uyandırdı. Ancak bu karar, aniden alınmış bir adım değil.Macron’un Nisan ayında Gazze sınırındaki Mısır kasabası El-Ariş’e yaptığı ziyarette tanık olduğu insani krizin ardından Paris'e dönüşünde bu yönde bir adımın kaçınılmaz olduğunu açıkça dile getirdiği biliniyor.
G7 planı, ABD'ye takıldı
Fransa, Suudi Arabistan ile birlikte, G7 üyelerinden İngiltere ve Kanada’nın da Filistin devletini tanımasını ve Arap ülkelerinin İsrail’e karşı daha yumuşak bir tutum geliştirmesini hedefleyen bir plan üzerinde çalıştı. Ancak haftalar süren görüşmelere rağmen Londra ve Ottawa, Washington’un tepkisinden çekinerek bu girişime destek vermedi.
“Ortakları beklemenin artık anlamı kalmadığı giderek daha belirgin hale geldi,” diyen bir Fransız diplomat, Fransa'nın Eylül ayında düzenlenecek iki devletli çözüm konferansı öncesinde başka ülkeleri de bu karara katmak için çalışacağını belirtti.
İç baskı artıyor
Macron, ülkesindeki kamuoyunun Gazze'den gelen çarpıcı görüntüler karşısında duyduğu öfke nedeniyle iç siyasette de baskı altındaydı. Fransa’nın hem en büyük Müslüman hem de Yahudi nüfuslarına sahip olması ve toplumun kutuplaşmış yapısı, tüm kesimleri memnun edecek bir politika üretmeyi zorlaştırıyor.
İsrail ve ABD ise Fransa’nın bu kararını sert şekilde eleştirdi. Tel Aviv yönetimi, bu adımın, 7 Ekim 2023’te İsrail’e saldırı düzenleyen ve Gazze’yi kontrol eden Hamas’a bir ödül niteliği taşıdığını savunuyor.
Macron’un karar öncesinde eski ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile kapsamlı görüşmeler yaptığı da biliniyor. Trump, kararın “hiçbir ağırlığı olmadığını” söylese de Macron hakkında “iyi bir adam” ifadesini kullandı.
BM Genel Kurulu’nda tanıma açıklanacak
Fransa, Suudi Arabistan’la birlikte Haziran ayında BM’de bir konferans düzenleyerek Filistin’in devlet statüsüne kavuşması ve İsrail’in güvenliğini garanti altına alacak bir yol haritası çizmeyi planlıyordu. Ancak ABD’nin yoğun diplomatik baskısı ve İsrail’in İran’a yönelik hava saldırıları nedeniyle konferans ertelendi.
Macron’un Perşembe günü yaptığı açıklama, yeniden planlanan bu konferansın yeni formatıyla doğrudan bağlantılı. 29-30 Temmuz’da bakanlar düzeyinde yapılacak toplantının ardından, Eylül ayında BM Genel Kurulu çerçevesinde liderler seviyesinde bir zirve düzenlenecek. Macron’un Filistin’i tanıma kararını bu zirvede resmen açıklaması bekleniyor.
'Tarihi bir an'
Bazı uzmanlar, Macron’un bu adımı Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas’tan reform sözü almak ve Hamas’ın silahsızlandırılması gibi adımlar konusunda Arap dünyasından destek sağlamak amacıyla attığını savunuyor. Carnegie Europe’tan Rym Momtaz, “Macron burada, Filistinlileri reform yapmaya, Arapları ise istikrar gücü ve Hamas’ın silahsızlandırılması konusunda adım atmaya teşvik eden bir katalizör rolü üstleniyor,” değerlendirmesinde bulundu.
Ancak bazı yorumcular, tanımanın sembolik bir anlam taşısa da savaş sona erdiğinde işleyen bir Filistin devletinin hala olmayacağını belirtiyor. Uluslararası Kriz Grubu’ndan Amjad Iraqi, “Fransa gibi Avrupa’nın ağır toplarından gelen tanıma, İsrail’in uzlaşmaz politikalara devam etmesine duyulan öfkenin göstergesi,” diyerek şu soruyu yöneltiyor: “Tanıyorsanız bile bu devleti harabeye dönmekten alıkoymak için ne yapıyorsunuz?”
İsrail’den geri adım sinyali gelmedi
Fransız yetkililer, İsrail’in Macron’u kararından vazgeçirmek için yoğun lobi faaliyeti yürüttüğünü ve Netanyahu’nun bu adımı sert şekilde eleştirmesinin, tanımanın önemini gösterdiğini ifade ediyor.
Konuya yakın kaynaklara göre, İsrail tarafı Fransa’yı, istihbarat paylaşımını azaltmak, bölgesel girişimleri baltalamak ve Batı Şeria’da ilhak sinyalleri vermekle tehdit etti.
Ancak Fransız yetkililer, Netanyahu’nun Batı Şeria’daki politikalarını zaten kendi çıkarları doğrultusunda sürdüreceğini, Fransa’nın kararının bu gidişatı değiştirmeyeceğini düşünüyor.
Nitekim, İsrail parlamentosu geçtiğimiz Çarşamba günü hükümete Batı Şeria’ya İsrail hukukunun uygulanmasını öneren ve fiili ilhak anlamına gelen bağlayıcı olmayan bir önergeyi kabul etti. Bu gelişme, Paris’in kararını daha da acil hale getirdi.
Macron'dan Türkçe açıklama
Macron, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini belirterek, X hesabından yaptığı Türkçe açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Gazze'deki durum, pazartesi ve salı günleri New York'taki BM merkezinde bakanlar düzeyinde düzenlenmesi planlanan "iki devletli çözüm konferansının olasılığını" da görüştüğünü belirtti.
Macron'un açıklaması şöyle:
'Az önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Gazze’deki durum ve iki devletli çözüm konferansı perspektifi hakkında görüştüm. İsraillilerin ve Filistinlilerin barış ve güvenliği için her şey yapılmalıdır.'
Kaynak: Gazete Oksijen