16 Mayıs 2024, Perşembe Gazete Oksijen
Haber Giriş: 14.04.2024 16:00 | Son Güncelleme: 14.04.2024 16:17

The Guardian editörleri: Batılı liderler İran-İsrail gerilimini durdurmalı

İngiliz gazetesi The Guardian'ın editörleri İran-İsrail saldırısını ele aldıkları yazı da Batılı liderlere bölgedeki gerilimi durdurmaları konusunda çağrıda bulundu. Gerilimin büyümesinin uluslararası geniş sonuçları olabilir
The Guardian editörleri: Batılı liderler İran-İsrail gerilimini durdurmalı

İran'ın cumartesi gecesi İsrail'e havadan düzenlediği askeri saldırı, Gazze'deki krizi ABD ve İngiltere dahil diğer ülkeleri de içine çekecek geniş çaplı bir Orta Doğu savaşına dönüştürme potansiyeline sahip. İran'ın yakın müttefiki Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği saldırılardan bu yana Batılı ve Arap hükümetlerin korktuğu senaryo buydu. Şimdi en kötüsü gerçekleştiğine göre, kimse bunun nerede ve nasıl sona ereceğini bilmiyor. İsrail ve İran arasındaki bu eşi benzeri görülmemiş çatışma, kontrolden çıkmadan önce etkisiz hale getirilmeli.

İsrail Savunma Kuvvetleri'ne (IDF) dayandırılan ilk haberlerde İran'ın İsrail'e ait olduğu varsayılan hedeflere onlarca insansız hava aracı fırlattığı belirtiliyordu. Ardından, doğrulanması imkânsız bir şekilde, İran'ın çok daha büyük ve hızlı bir tehdit olan seyir füzelerini de ateşlediğine dair haberler geldi. İsrail hava savunma ve füzesavar sistemlerinin tam alarmda olduğunu ve İsrail hava sahasının kapatıldığını açıkladı. Ürdün ve Irak da benzer önlemler aldıklarını duyurdu. Suudi haberleri ABD'nin Suriye ve Irak üzerinde bazı insansız hava araçlarını yakaladığını söyledi. 

İran'a ait insansız hava araçları ve füzelerin İsrail topraklarındaki hedefleri vurması ya da İsrail şehirlerini vurması halinde, Binyamin Netanyahu hükümetinin tehdit ettiği gibi misliyle karşılık vereceği düşünülmeli. Geçen hafta Biden ABD'nin İsrail'in herhangi bir misilleme harekatını destekleyeceğini ve muhtemelen katılacağını belirtti. İsrail'in Amerika'nın "demir gibi sağlam" desteğine sahip olduğunu söyledi. Böyle bir durumda, Amerika'nın ve İsrail'in müttefikleri üzerinde, çatışmalarda yardımcı olmaları için büyük bir baskı oluşacak. Bu nedenle İngiltere Başbakanı Rishi Sunak da bundan sonra ne yapacağını çok dikkatli düşünmeli.

Soğukkanlı olunmalı

Şu anda ihtiyaç duyulan şey her şeyden önce soğukkanlı olmak. Netanyahu ve koalisyondaki aşırılık yanlısı müttefikleri bu nitelikleriyle tanınmıyor. Bu da Amerikalıların ve İngiltere'nin tüm ikna edici güçlerini ve mevcut tüm diplomatik araçları kullanarak İsrail'in tepkisini yumuşatmaya ve İran'ın yeni saldırılarını durdurmaya çalışmalarını daha da önemli hale getiriyor. İsrail'in ağır bir darbe alması halinde Netanyahu'nun ilk içgüdüsü, geçmişte de tehdit ettiği gibi İran'ın nükleer tesislerine ve muhtemelen Tahran'daki rejim liderliği hedeflerine saldırmak olabilir. 

Bu yangının en hızlı şekilde söndürülmesi hayati önem taşıyor, aksi takdirde hızla bölgeye yayılarak zaten için için yanan işgal altındaki Batı Şeria'yı ve ötesini tutuşturabilir. Böyle bir felaket Gazze'nin sefaletini uzatacak, rehine görüşmelerini mahvedecek ve istikrarsızlığı Lübnan'a ve belki Irak, Suriye, Körfez ve Kızıldeniz'e de yayacak. 

Ucu açık bir ABD-İran çatışması batı demokrasilerini bölecek, küresel ekonomiyi bozacak, batı yanlısı Arap devletlerini istikrarsızlaştıracak, Çin'in jeopolitik hırslarını arttıracak ve Ukrayna'da yoğunlaşan Rus saldırganlığına karşı mücadeleyi bir kenara itecektir. Bunun da ötesinde, tek politikası sürekli savaş olan Netanyahu ve aşırı sağcı müttefiklerine bir hediye olacaktır.

Cevapsız kalamazdı

Mevcut kargaşanın ortasında, İran'ın bu saldırısının, en azından İran yönetimine göre, İsrail'in 1 Nisan'da Şam'daki İran büyükelçiliği ek binasına düzenlediği ve birkaç üst düzey komutanın ölümüne neden olan bombalı saldırıyla kışkırtıldığı unutulmamalı. Tahran'a göre bu saldırı diplomatik binaları hedef alarak kırmızı çizgiyi aşmıştı. Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney'e göre bu, egemen İran topraklarına yönelik bir saldırı anlamına geliyordu. Bu saldırı cevapsız kalamazdı.

Dün geceki çatışmanın ardında karmaşık bir hesaplama, belirsizlik ve gizli güdüler ağı yatıyor. İran, Suriye, Irak, Yemen ve Lübnan'daki vekil güçleri aracılığıyla bölgesel nüfuzunu genişleterek Gazze savaşından faydalanmaya çalıştı. İran, 7 Ekim saldırılarından önceden haberdar olduğunu inkâr ederken Hamas'a desteğini sürdürdü ve Hizbullah'ın İsrail'in kuzeyine yönelik bombardımanını alkışladı. Ancak şimdiye kadar İsrail ile doğrudan karşı karşıya gelmekten kaçındı.

Netanyahu'nun Gazze savaşındaki utanç verici tutumu, Hamas'ı yenmeyi başaramayan İsrail'in başına uluslararası bir bela açtı. Muhalifler Netanyahu'nun paçayı kurtarmak için savaşı uzattığını ve genişlettiğini söylüyor. Bu yorumlara göre Şam Büyükelçiliği saldırısı, Netanyahu'nun siyasi pozisyonunu güçlendirmek, İran'ı saf dışı bırakmak ve gafil avlanan Amerikalıları kendi tarafına çekmek için tasarlanmış kasıtlı bir tırmanış.