09 Mayıs 2025, Cuma Gazete Oksijen
Abone Ol Giriş yap
Haber Giriş: 22.04.2025 10:23 | Son Güncelleme: 22.04.2025 10:48

The Guardian'dan nükleer anlaşma analizi: ABD ile görüşmelerde Rusya kilit rol oynayabilir

İngiltere merkezli The Guardian, Rusya ile ilgili bir analizi ile dikkat çekti. Guardian, Rusya'nın İran nükleer anlaşmasında kilit rol üstlenebileceğine değindi
The Guardian'dan nükleer anlaşma analizi: ABD ile görüşmelerde Rusya kilit rol oynayabilir
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

The Guardian'da Patrick Wintour imzasıyla yayımlanan makalede, Rusya'nın İran’ın nükleer programının geleceğine dair bir anlaşmada kilit bir rol oynayabileceği ifade edildi. Yazıda, Moskova'nın, yalnızca İran’ın yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stoklarının gönderilebileceği bir ülke olarak değil, aynı zamanda anlaşma ihlallerinde hakemlik yapabilecek bir taraf olarak da gündeme geldiğine vurgu yapıldı. 

İlk döneminde 2018 yılında Tahran ile dünya güçleri arasında 2015’te yapılan nükleer anlaşmadan çekilen ABD Başkanı Donald Trump, İran’ın nükleer silah geliştirmesini engelleyecek yeni bir anlaşma hızlıca yapılmazsa, İran’a saldırmakla tehdit etti.

Roma'da 4 saatlik görüşme

ABD ve İran arasında Cumartesi günü Umman’ın arabuluculuğunda Roma’da yapılan dört saatlik görüşmelerin önemli ilerleme kaydettiği belirtildi. ABD’li yetkililere göre, bu hafta Cenevre’de teknik görüşmelere devam edilecek ve önümüzdeki hafta sonunda Umman’da bir başka üst düzey diplomatik toplantı düzenlenecek.

 

Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff, Roma’daki görüşmelerin merkezindeki isimdi ve söz konusu anlaşmanın 60 gün içinde sonuçlandırılmasını istiyor. Ancak Guardian'daki yazıya göre Witkoff, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'den gelen bir dirençle karşılaşabilir. Çünkü Arakçi, karşılıklı güvensizlik düzeyi nedeniyle istenilen kadar hızlı bir şekilde anlaşmaya varılmasını mümkün görmüyor. 

En zorlu iki konu:

  • İran’ın yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stoklarının depolanması ya da imha edilmesi
  • ABD’nin ekonomik yaptırımları kaldırması karşılığında İran’ın sivil nükleer programını yeniden BM denetim kurumu olan UAEA gözetime alması

Bir de İran'ın istediği garantiler. Tahran, Washington'un anlaşmayı ihlal etmesine karşı güvence istiyor.

İran, uranyum stoklarını ülke içinde tutmak istiyor. Ancak ABD bunu reddediyor ve stokların ya imha edilmesini ya da Rusya gibi üçüncü bir ülkeye transfer edilmesini talep ediyor.

Kafa karıştırıcı mesajlar

İran, ABD’nin nihai hedefinin nükleer programının tamamen yok edilmesi olmadığını düşündüğüne dair güvence aldığını belirtiyor. Ancak Roma'daki görüşmeler öncesinde, Witkoff’un sosyal medyada yaptığı paylaşım kafa karışıklığına neden oldu.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Wilson Center’ın danışma kurulu üyesi Mohamed Amersi şöyle dedi: “İran açısından, ABD’nin nükleer programının tamamen ortadan kaldırılmasını istediğine dair çelişkili mesajlar vardı. Bu, Arakçi’nin üzerinde anlaştığı bir konu değildi. Bu nedenle ilk güvence, ABD’nin hedeflerinde herhangi bir değişme olmadığı yönündeydi. Eğer Arakçi bu güvenceyi almasaydı, büyük ihtimalle tüm müzakere sona erer ve anında sonlandırılırdı.”

Garanti meselesinde ise İran, ABD Kongresi tarafından imzalanan bir antlaşmanın en güvenli anlaşma biçimi olacağına inanıyor. Ancak Arakçi’ye, Trump’ın böyle bir anlaşmayı Kongre’den geçirebilmesinin oradaki güçlü İsrail yanlısı görüşler nedeniyle belirsiz olduğu söylendi.

Bir diğer seçenek, ABD’nin anlaşmadan çekilmesi durumunda Tahran’ın uğrayacağı zararı karşılamayı kabul etmesi. İranlılar daha önce bir mali tazminat fikrini gündeme getirmişti, ancak böyle bir antlaşma yokken bu tür bir yaptırım mekanizmasının nasıl işletileceği sorunlu kalıyor.

Üçüncü bir seçenek ise, eğer ABD anlaşmayı ihlal ederse, Rusya’ya İran’a devrettiği yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyumu iade etme yetkisinin verilmesi. Böylece, anlaşmaya uyulmadığında cezalandırılan tarafın İran olmamasının sağlanması hedefleniyor.