![](https://gazeteoksijen.com/wp-content/uploads/2021/08/Screenshot-2021-08-26-at-19.30.54.jpg)
İklim kararsızlığı
Türk yetkililer bölgenin iklim değişikliğinden en çok etkilenen yerlerden biri olduğunun, üstelik öncelikli olarak tarım ve turizm sektörlerinin etkilendiğinin farkında. Son yangın ve seller durumun ciddiyetini daha da net biçimde ortaya koyuyor; uyum sağlama kapasitesine ve iklim değişikliği direncine daha fazla yatırım yapılması gerekliliği ortada. Ancak Türkiye bu yatırımları mümkün kılacak uluslararası finansmandan yoksun. Ülke, kişi başına GSYİH bakımından dünya ortalamasının altında bulunmasına ve tarihi karbon emisyonunun sadece yüzde 0.6’sından sorumlu olmasına rağmen, yaklaşık 30 yıl önce Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nde (UNFCCC) geçiş ekonomileri arasında tanımlandığı için, uluslararası iklim finansmanına erişemiyor. UNFCCC’nin yaptığı tanımlama Türkiye’nin süregelen iklim açmazının temelini oluşturuyor. Bahreyn, Çin, Malezya, Arjantin ve Şili gibi, kişi başına GSYİH’nin daha yüksek ve kıyaslanabilir olduğu ülkeler iklim finansmanından yararlanabilirken, Türkiye haksız yere bu imkânın dışında bırakıldığını düşünüyor. Yine de iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik küresel çabalara ve sürdürülebilir kalkınmaya geçiş sürecine katkıda bulunma ihtiyacı hissediyor. Türkiye bu ikilemi çözmek adına bizzat finanse ettiği ve ulusal çıkarlara öncelik veren iklim tedbirlerine yöneldi. 2015 Paris Anlaşması’nda Türkiye’nin de imzası vardı; ama iklim finansmanına duyduğu acil ihtiyaç sebebiyle, anlaşmaya verdiği onayı pazarlıklarda koz olarak kullanmak için beklemeye aldı.![Batı Karadeniz’i vuran selden en çok etkilenen bölge olan Kastamonu Bozkurt’ta 60 kişi yaşamını yitirdi.](https://gazeteoksijen.com/wp-content/uploads/2021/08/DepoPhotos_17224856.jpg)