19 Nisan 2024, Cuma
Haber Giriş: 12.11.2021 04:30 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:17

Ya Kadıköy sular altında kalırsa

Financial Times’ın önde gelen yazarlarından Simon Kuper, iklim krizinin kıyı kentleri üzerindeki yıkıcı etkisini Miami örneği üzerinden anlattı. Kuper, Kadıköy’ü de ihmal etmedi
Ya Kadıköy sular altında kalırsa
Simon Kuper
Little Haiti semti ile Miami Beach arası 10 kilometre bile değil ama iki yer arasında dağlar kadar fark var. Burada okyanus esintisi yok.  Little Haiti sokaklarında ter içinde yürüyen insanların çoğu siyahi. Birçok dükkanın tabelası Fransızcadan devşirme Haiti Kreolü dilinde: “Mete Mask, Mesi” ifadesi “Maskenizi takın, teşekkürler” demek. Little Haiti Stadyumu’nun hemen yanında, yorgun görünen mahalleli otobüse biniyor. Ama yanı başlarında, kocaman parıltılı harflerle işlenmiş bir tabela semtin geleceğini haber veriyor: “Magic” yani “sihir”. Eski karavan kampının olduğu yerde Magic City adında yeni bir lüks gayrimenkul projesi yükseliyor. El yapımı bisikletler satan Scarab ve kitap satan şarap barı Booktanica gibi, hipsterlara hitap eden yeni dükkanlar açılıyor. 

Emlak fiyatları tavan yaptı

Ev fiyatları fırlamış. Zillow verilerine göre 2012 yılında Little Haiti’deki bir evin ortalama fiyatı 99 bin 600 dolardı, yani Miami Beach’in yalnızca yüzde 38’ine denkti. Bugün bu rakam 414 bin dolara çıktı ve Miami Beach’i az farkla geride bıraktı. Little Haiti’deki yeni alıcıların birçoğu, sınırlı sorumlu şirketlerden yararlanan yatırımcılar. Semtin geçmişte görmezden gelinen bir avantajına, yüksekliğine güvenerek paralarını buraya yatırıyorlar. Deniz seviyesinden ortalama iki metre yüksekte bulunan Little Haiti’nin ömrü Miami Beach’ten daha uzun olabilir. Bu gerçekleşirse, bugünün yoksul sakinlerinin barınamayacağı kadar pahalı bir yere dönüşür. Miami, kıyı şehirlerini yeniden şekillendirecek yeni bir olgunun pilot bölgesi gibi: İklim sebepli soylulaştırma.

Uçtum ama karbonu telafi ettim

Devam etmeden önce, iklim değişikliği üzerine yazmak için Miami’ye uçmamdaki ironiden zevk alacak okurlara küçük bir not: Buraya sadece iş değil aynı zamanda ailevi sebepler yüzünden geldim ve her ne kadar çözüm olarak görmesem de uçuşlarımı karbon dengelemesiyle telafi ediyorum. İklim bilimci Michael E. Mann gibi ben de bireysel emisyonları gönüllü olarak azaltmakla iklim değişikliğini halledebileceğimize inanmıyorum. Sorun bundan çok daha büyük. Sadece başta karbon fiyatlandırması olmak üzere uluslararası kolektif eylemler işe yarayabilir. Miami iklim değişikliğinin haritaları nasıl baştan çizeceğini görmek için mükemmel bir yer. Resources for the Future adlı ekonomik düşünce kuruluşu, buranın dünyadaki “en kırılgan büyük kıyı şehri” olacağını tahmin ediyor. 2100 yılına gelindiğinde, kasırgalar ve okyanusun yükselmesi sonucu Miami diye bir yer kalmayabilir. 

Trump evleri

Şehir gözenekli kireçtaşı üzerine inşa edildiği için aşağıdan da su alıyor. Miami Beach sokakları şimdiden yağışsız günlerde bile sular altında kalıyor. 2016’dan beri buraya gelmemiştim ve yeni binalar neredeyse klostrofobik bir etki yaratıyor. ABD’nin teknoloji ve finans dünyasının ciddi bir bölümü pandemi sırasında buraya yöneldi. Kimisi gerçeği inkar ediyor. Bazılarıysa Ivanka Trump veya Tom Brady gibi, 2040 yılında evlerinin kaç para edeceğini kafaya takmayan yüzde 0.01’lik azınlık mensubu. Ama asıl büyüme iç kesimlerde.  “İklim sebepli soylulaştırma” tabiri 2018 yılında Miami’deki ev fiyatları üzerine Harvard’da yapılan bir çalışmayla popüler oldu. Araştırmacılar, 2000 yılından bu yana Little Haiti gibi yüksekçe bölgelerdeki fiyatların, Miami Beach gibi denize yakın yerlerdekinden daha hızlı arttığını tespit etti. İklim değişikliği yoksul semtlerin soylulaştırma sürecini hızlandırıyor. Miami’deki emlakçılar önceleri deniz seviyesindeki yükselmeyi görmezden gelirdi; sonra bir süre bel yüksekliğinde bahçe duvarları sorunu çözmüş gibi davrandılar. Artık Miami piyasasında öncelik “konum” değil, “rakım”. “Alçaktan sat yüksekten al” sloganını da beğendim. Haziranda sahildeki Champlain Towers South binasının çökmesi sonucu 98 kişinin ölümüyle birlikte, okyanusa dair kaygılar arttı. Binanın çökme sebebi henüz açıklanmadı ama bir teoriye göre su binanın strüktürüne nüfuz etti ve zaman içinde aşındırdı. Sigortacılar da kaygılı. Güney Florida’nın riskli bölgelerindeki evlere sel ve su baskını sigortası yaptırmak giderek pahalılaşıyor;  federal hükümet bir sonraki kasırgada ev sahiplerinin zararını karşılamaya yanaşmıyor. Miami’deki süreç yakında tüm dünyaya yayılacak. İnsanlığın neredeyse yüzde 40’ı kıyılardan en fazla 100 km uzakta yaşıyor; üstelik birçok kıyı şehrinin sosyal yapısı Miami ile aynı: Sahilde zengin semtleri, iç kesimde ise yoksul mahalleler var. 
Kuper, Kadıköy’ün iklim ve emlak geleceğini sorguluyor.
Kuper, Kadıköy’ün iklim ve emlak geleceğini sorguluyor.

Kadıköy, Cape Town

Rio de Janeiro, Los Angeles veya Cape Town’u düşünün. Denizler yükseldikçe en pahalı yerler en büyük risk altında olacak. Örneğin İstanbul’da, Kadıköy’ün en gözde kıyı kesimleri su altında kalabilir. Kıyılar nimetken tehdit haline geldikçe kıyı şehirleri cazibesini yitiriyor. Önümüzdeki on yıllarda nüfuslarının azalmasıyla, ABD’nin eski sanayi bölgelerine benzeyen yeni ve mavi bir global “pas kuşağı” ortaya çıkabilir. Orta Çağ’daki konum hiyerarşisine dönebiliriz. Belki tepeler yine kentin en stratejik noktası, hisarı inşa etmek için en uygun yer olur. Little Haiti benzeri yerler bütün dünyada sınıf atlayabilir. ©️ The Financial Times