Mimari dokusunu Ulalı Nail Çakırhan’a borçlu Akyaka, Muğla’nın en kendine özgü balıkçı köylerinden biriydi. Yakın zamana kadar Ege’nin bilindik beldelerine arabayla yolculuk ederken ana güzergahta değil de bir miktar kuytuda, Gökova Körfezi’nin bittiği yerde kurulduğu için ne mutlu ki ana akımdan nasibini almamış, mimarisini, mahalle dokusunu korumuş, kendi halinde, hakiki kitesurf’çülerinin takıldığı birkaç salaş mekanıyla sakin bir yerdi; ta ki Bodrum bir sayfiye olmaktan çıkıp İstanbul’un şortlusuna dönüşene, Alaçatı’da halk plajı diye bir alan kalmayıp her yer lavanta logolu taş evlerle, site, otel ve tüllü çardaklı beach club’larla dolana kadar. Bir de kanaat liderlerinden bazı kişilerin kitesurf sevdası ile kulaktan kulağa “gizli kalmış cennet” fısıltısı yayılana kadar. Fısıltı gürültüye dönüşünce Akyaka da artık gizli bir cennet olmaktan çıktı.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim