Talia Boşnak
Son üniversite sınavının sonuçları bir kere daha eğitim sistemimizin kalitede açık verdiğini ortaya koydu. YKS’nin ilk oturumu Temel Yeterlilik Testi’nde (TYT) lise son öğrencilerinin verdiği doğru cevap sayısı ortalamaları 40 soruluk Türkçede 20.02, 40 soruluk matematikte 8.2 oldu. 20 soruluk sosyal bilimler ve fen bilimlerinde ise sırasıyla ortalama 8.6 ve 3.5 doğru cevap verildi. 100 bin adayın ise, bir net bile yapamadıkları için puanları hesaplanamadı.
Öte yandan sınav sonrası bir üniversiteye yerleşen gençlerin sayısı da durumun iç açıcı olmadığını gösteriyor. Zira bu yıl üniversite sınavına katılan 2.895.128 adaydan 1.880.697’si sınavın ardından tercih yaptı. Bunlardan 1.063.807 aday ise bir üniversiteye kayıt yapma hakkı kazanabildi. Yani tabloya bakıldığında başvuru yapanların ancak yarısından azı üniversiteye adım atabildi. Ama işin diğer bir ilginç yanı bu yıl halihazırda bir üniversiteye kayıtlı 500 bin adayın sınava girmesi. Bunlardan 131 bini kaydını silip yeni sonuçlara göre tekrar bir üniversiteye yerleşti. Bu da bize üniversitelerin öğrencilerin beklentilerini karışılayamadığını, öğrencilerin memnuniyetsizliği gösteriyor. Memnun olmak için yeniden üniversiteye giriyorlar.
Sınıfta kalma geri geliyor
Bütün bunların üzerine Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin eğitim sistemiyle ilgili önemli bir açıklama yaptı. Tekin, daha önceden yürürlükten kaldırılan lisede “sınıf tekrarı”nın yeniden uygulanacağını açıkladı. Özellikle 11.sınıftan 12’ye geçen lise öğrencilerinin arasında yaygınlaşan açık liseye geçiş konusunda birtakım düzenlemelerin de yapılacağını sözlerine ekledi.
Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başdanışmanı Turgay Polat: Lise sonların başarısı düşük
YKS istatistiklerinden çıkardığımız kritik nokta, eğitim sisteminde en aktif lise son öğrencilerinin lisans programlarına yerleşim oranlarının düşük olması. Puanı hesaplanan, son sınıf 828 bin aday var. Bu adayların ortalama yarısı, 457 bini tercih yaptı ve bunların da yaklaşık yüzde 50’si, (284 bin) yerleşti. Sorgulamamız gereken, lise sonların sınavda çıkacak konuları sıcağı sıcağına öğrenmelerine rağmen başarı oranlarının neden düşük olduğu.
Açık liselere kaçış
Açık liselere yoğun geçiş var. Şu an Türkiye’de açık lisedeki öğrenci sayısı 2 milyona yaklaştı. Lise son öğrencileri 11.sınıfta liseyi terk edip açık liseye gidiyorlar. İstanbul’da LGS ile Anadolu Lisesine yerleşen çocuklardan 11.sınıfta ayrılanların oranı yüzde 50. Açık liseden üniversiteye puanı hesaplanan 718 bin öğrenciden 477 bini tercih yaptı. Lisansa yerleşenlerin sayısı ise 168 bin.
2009’dan bugüne üniversite sınavlarına başvuru yüzde 147 arttı. Oysa Türkiye nüfusunun artışı yüzde 17. Lise son öğrenci sayısı da yaklaşık 10 yıldır aynı denklemde, 950 bin ile 1 milyon arasında gidiyor. 2009’lara kadar liseyi bitiren çocuklar üniversitelerdeki kontenjanları doldurur, kalanlar tekrar girer, bu döngü kendi içinde sürerdi. Ama rakamlardan da görüldüğü gibi, 2009’dan beri üniversiteye giren çocuklar ve mezunlar tekrar sınava girer hale geldi. Gelecek yıl 4 milyondan fazla başvuru bekleniyor. Bu artış ciddi bir sorun. Çünkü eğitim sisteminin ilk 12 yılında çocukları sadece akademik başarıya yönlendirdiğinizde çocukların beklentileri ve hayata dair tanımları netleşmiyor. Bunu üniversiteden bekliyorlar. Üniversitenin de böyle bir misyonu olmadığı için bu beklentiyi gerçekleştiremiyor. Ve geriye ‘üniversite mezunu niteliksizlik’ dediğimiz durum ortaya çıkıyor.
Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Bilimleri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emre Er: Talep çok, derslik az
MEB açıklamasında lisede sınıf tekrarının “geri geldiğini” vurguladı. Oysaki, teoride zaten sınıf tekrarı vardı fakat pratikte uygulanmıyordu. Bunun sebebi liseye talep çokken, dersliklerin az olması. İstanbul’da Küçükçekmece, Sultangazi, Esenler gibi 50-60 kişilik sınıfları olan bölgeler var. Bu da, yönetimin hemen öğrencileri mezun edip, yenilerine yer açma çabalarına sebep oldu. Bu yeni açıklamalar da o dönemin çarpıklıklarını telafi etme yönünde.
Çocuklar örgün sistemde kalmalı
Liselerdeki mezunların nitelikleri çok düşük. Bugün Türkiye’de uluslararası bakaloryası olan bir öğrenci birçok saygın üniversitenin 1. sınıflarındaki derslerinden muaf oluyor. Örneğin temel fiziği, matematiği atlıyorlar. Oysaki, bizim liselerimizden mezun uluslararası eğitim kökeni olmayan bir öğrenci değil atlamak, üniversitede bu derslerde bocalıyor. Liseler artık temel bir beceriyi garantileyemiyor.
Açık liselere geçişte öğrencilerin yaşadığı ciddi dezavantajlar oluyor. Kültürel sermayesi düşük, dezavantajlı grupların sosyal bir öğrenme ortamı olmadığı için bu grup okul ortamında belirli davranışlarını temizler. Ve yeni davranışlar kazanır. Açık lisede bu öğrencilerin dolaylı öğrenmeleri azalıyor. Bir diğer risk, özellikle erkek çocukların iş gücünün istismara açık hale gelmesi. Çocuk, üniversite sınavına hazırlanma altında açık liseye geçiyor. Ekonomik durumlardan ötürü, kursa gitmek için bile çalışmak durumunda kalıyor. Çocuklar ne olursa olsun örgün eğitim sisteminde kalmalı.
Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Senemoğlu: Acilen düzenleme gelmeli
Fen liselerinden, Anadolu liselerinden bile açıköğretime geçiş var. Bu, liselerimizin eğitiminde bir sıkıntı var demek. Liselerde eğitim nitelikli olmalı, çocuklara bilim insanı gibi düşünme öğretilmeli, aksi takdirde çocuk okulda kalmaz. Acilen açık liselerle ilgili düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerek. Öğrenciler üniversiteye geçtiğinde çok yetersiz oluyorlar. En basit hesaplamayı, toplama çıkarma yapamayan öğrencilere şahit oluyoruz.
Nazmi Arıkan Fen Bilimleri Eğitim Kurumları Rehberlik Koordinatörü Cihan Yeşilyurt: Müdürler açık liseyi teşvik ediyor
Açık liseye geçişte iki sebep var. Birincisi, liseye girişte öğrencilerin sadece yüzde 10’u sınavla girilen okullara yerleşiyor. Kalanlar, sınav dikkate alınmadan adrese dayalı okullara yerleşiyorlar. Dolayısıyla buradaki okulların mevcudu çok fazla. Sınıflar 50-60 kişi. Öğrenciler bu ortamda bir şey öğrenemediklerini düşünüp açık liseye geçiyorlar. Okul müdürleri de sınıfları rahatlatmak için onları açık liseye geçmeye teşvik ediyorlar. İkincisi, başarılı liselerde okuyan öğrenciler okullardan verim alamadıklarını düşünüp, üniversite sınavına rahat hazırlanmak için açık liselere geçiyorlar. Böylece özel kurslarla daha rahat bir şekilde sınava hazırlanıyorlar.