Rusya'nın Avrupa'ya doğal gaz sevkiyatında kesintiye gitmesi, pek çok AB üyesi ülkenin elektrik üretimi için doğal gaz yerine daha fazla kömür kullanılması alternatifini tartışmasına yol açtı.
Ülkedeki tüm kömür santrallerini 2030'a kadar kapatmayı planlayan Almanya'nın Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck, geçen hafta yaptığı açıklamada, gelecek dönemde kömür santrallerinin daha fazla kullanılması gerekeceğini duyurdu. Alman hükümeti, gelecek ay elektrik üretiminde kömür kullanımının artırılmasını sağlayacak bir yasayı da mecliste oylamaya sunmaya hazırlanıyor.
Avusturya hükümeti de muhtemel bir enerji krizini önlemek için atıl durumda bulunan bir kömür santralini yeniden kullanıma açacağını duyurdu. Hollanda İklim ve Enerji Bakanı Rob Jetten de ülkesindeki kömür santrallerinin en fazla yüzde 35 kapasitede çalışmasını gerektiren yasaların 2024'e kadar kaldırıldığını açıkladı.
Almanya, Avusturya ve Hollanda'dan yapılan açıklamaların ardından AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB üye ülkelerini fosil yakıtların kullanımının durdurulması konusundaki uzun vadeli planlarından vazgeçmemeleri çağrısı yaptı. Von der Leyen, hükümetlere yenilenebilir kaynaklara yapılması planlanan büyük ölçekli yatırımlara odaklanmaları gerektiği uyarısında bulundu.
Avrupa'nın kömür ithalatının yarısından fazlası Rusya'dan
Ancak, Rusya'dan kömür ithalatını ağustostan itibaren durdurmaya hazırlanan AB'nin ithalatının büyük çoğunluğu bu ülkeden karşılanıyor. Eurostat verilerine göre, 2020'de AB'nin taş kömürü ithalatının yüzde 55,6'sı Rusya'dan geldi. Rusya'yı yüzde 17,2 ile ABD ve yüzde 15,3 ile Avustralya takip etti. Kolombiya, Güney Afrika, Endonezya ve Kanada diğer önemli tedarikçiler arasında yer aldı.
Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Bruegel verilerine göre ise elektrik ve ısınmada kullanılan termal kömürde AB'nin Rusya'dan yaptığı ithalat yüzde 70 seviyesinde bulunuyor. Demir ve çelik üretiminde kullanılan metalürjik kömürde de AB'nin Rusya'dan yaptığı ithalat yüzde 20 ila 30 seviyelerinde seyrediyor. Özellikle Almanya ve Polonya'nın Rus termal kömürüne bağımlılıklarının yüksek olduğu biliniyor.
Stoklar son 2,5 yılın en yüksek seviyesinde
Öte yandan, talebin arttığı kış aylarında yaşanabilecek muhtemel bir enerji krizine karşı AB, Rusya'ya alternatif seçenekleri değerlendirirken, stoklara yönelik önlemlerini de almaya başladı. Avrupa enerji piyasalarına ilişkin veri ve içerik sağlayan Montel verilerine göre, kuzeybatı Avrupa limanlarındaki kömür stokları son 2,5 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
Hem ağustos öncesi son Rus ihracat gemilerinden hem de diğer kaynaklardan yapılan ihracatlar ile Amsterdam, Rotterdam ve Antwerp'teki 4 terminalde toplam stok miktarı 6,5 milyon tona ulaştı.
Montel tarafından VesselsValue gemi izleme verilerinden derlenen bilgilere göre, bu ay Güney Afrika'nın Richards Bay ihracat terminalinden yedi gemi Hollanda, İspanya ve Polonya'ya sevkiyat yaptı. Geçen yılın aynı döneminde Fransa'ya sadece bir gemiden sevkiyat yapılmıştı.
"Avrupalılar talep tarafındaki önlemlere de öncelik tanımalılar"
Avrupa Politika Merkezi Analisti Marco Giuli yaptığı değerlendirmede, AB'nin kömür ithalatının yarısından fazlasının Rusya'dan temin edildiğini belirterek, "Rus kömürü olmadan Avrupalılar ABD, Avustralya, Kolombiya veya Güney Afrika gibi diğer ana tedarikçilere yönelmek durumunda kalacaklar" dedi.
Elektrik üretiminde bir miktar doğal gazın yerinin kömür ile doldurulması planının kısa vadede Avrupa'daki emisyonları artırmasının beklendiğine işaret eden Giuli, şunları söyledi:
"Ancak, acil ve geçici bir önlemi, kömüre dönüşle karıştırmamalıyız. Bu kapasite, koşullar müsaade ettiği zaman çok kolay bir şekilde geri çekilebilir. Kömür, uzun geri ödeme dönemleri ve külfetli yeni gaz tedariki altyapısı gibi uzun vadeli taahhütler de gerektirmiyor. İkincisi, kömür kapasitesinin geçici olarak yeniden etkinleştirilmesi, AB Emisyon Ticaret Sistemi tarafından da kontrol altında tutulmaya devam edilecektir. Bu noktada, Avrupa'ya LNG tedarikinin de yeniden yönlendirildiği gerçeğini göz önünde bulundurmak gerekir. Emisyonlar üzerindeki etkiyi daha da azaltmak için, Avrupalılar talep tarafındaki önlemlere de öncelik tanımalılar." (AA)