Dünyadaki kripto para furyası Türkiye’yi de etkisine aldı. Türkiye sektöre en fazla yatırım yapan ülkelerin arasında yer alıyor. Pek çok kişi kripto paraları yalnız bir yatırım olarak algılayıp kısa yoldan para kazanma amaçlı kullanıyor. Kimileri de kripto para pazarının 2008 krizindeki emlak sektörü gibi balonlar yarattığını ve uzun vadede krizler yaratacağını savunuyor. Ancak bu güncel tartışmada göz ardı edilmeye yatkın bir başka eksen de var: Kripto paraların çevreye olan maliyeti.
Kömür fabrikalarını canlandırıyorlar
Kripto para sektörünün çevreye olan zararının en güncel örneği, The Guardian gazetesinden Oliver Milman’ın haberinde ortaya çıktı. Habere göre, Montana eyaletindeki çevrecilerin yıllardır kömür fabrikalarına karşı mücadeleleri sürüyor, son yıllarda bu fabrikaların zarar etmesi çevre için bir zafer olarak görülüyordu. 2018’de kapanmaya hazırlanan The Hardin tesisi, 2020 yılında sadece 46 gün işletildi. Şirket tam kapanmak üzereyken, devreye kripto para şirketi girdi.
30,000 bilgisayar kurdu
Marathon ismindeki bitcoin madenciliği şirketi, The Hardin ile 2020’nin sonlarında bir anlaşma yaptı ve istasyonun ürettiği elektriğin tek müşterisi haline geldi. Şirket 8 hektarlık alana bir veri merkezi yarattı ve bitcoin madenciliği için tasarlanan Antminer S19 bilgisayarlardan 30,000 adet kurdu.
Şirket geçen sene fabrikaya taşındığından beri, Hardin hayata döndü. 2021 yılında fabrika tam 236 gün çalıştı. Sadece ikinci çeyreğinde 187 bin ton karbondioksit yayan fabrika, 2020’nin ikinci çeyreğine kıyasla %5000’lik artış gösterdi. Şirket Aralık’ta yaptığı açıklamada Hardin’in neredeyse tam kapasitesinde çalıştığını ve 1 Aralık günü 34 bitcoin ürettiğini bildirdi.
“Kripto paralar iklim için bir felaket”
Montana Çevresel Bilgi Merkezi’nin eş direktörü Anne Hedgens, “Yaşananları korkuyla izledim, işler çok kötüye gitti. Bu durum yaşlı hanımların soğuktan donmasını engellemiyor, iklimi hepimiz adına yok ederken birkaç kişiyi zenginleştirmeyi amaçlıyorlar. Eğer iklim krizi hakkında endişe duyuyorsanız kripto paralardan uzak durmalısınız, iklim için bir felaket” diye konuştu.
Hardin kripto para şirketleri tarafından hayata döndürülen tek fosil yakıt fabrikası değil. Geçen seneye kadar bitcoin endüstrisinin kalbi olan Çin, dünyanın para madencilerinin yarısını ülkesinden sürgün ettikten sonra şirketler ABD’de yeni seçenekler aramaya başladı.
Çevreye olan zararına dikkat çekti
2020 yılında New York eyaletinin kuzeyindeki bir kömür fabrikası başka bir kripto para şirketi tarafından alındı. Şirketin sahibi dünyanın dijital geleceğinden bir parçayı getirdiklerini söyledi. New York City’nin Belediye Başkanı Eric Adams ise, ilk maaşını bitcoin üzerinden alacağını söyledikten sonra kripto madenciliğinin çevreye olan zararına parmak bastı. Benzer şekilde, yeniden faaliyete başlayan kömür fabrikaları batı Pensilvanya ve Kentucky’de de açıldı.
Çevresel ekonomik maliyet vurgusu
Kripto şirketleri, hayata dönen fabrikaların yerel piyasalarda iş imkânları sağladığını ve yalnızca arta kalan enerjiyi kullandıklarını belirtiyor. Ancak bu şirketlerin kullandığı elektriğin iklim krizini kamçıladığını ve ABD’deki kömür sektörünün dirilmesine sebep olduğunu düşünenler de var. New Mexico Üniversitesi’nde doğal kaynaklar ekonomisi uzmanı olan Benjamin Jones, “Karbon emisyonunu azaltmamız gereken bir dönemde, normal şartlarda kapanacak kömür ve doğalgaz fabrikalarının kripto şirketleri tarafından alınması, atmosfere daha çok karbon yayılmasına neden oluyor. Kripto’nun gittikçe artan ve fosil yakıtlardan elde edilen elektrik tüketimi, topluma ciddi çevresel ekonomik maliyetler empoze ediyor” dedi.
"Yüksek enerji tüketimi kaygı verici"
Jones, bazı kripto şirketlerinin yeşil enerjiye geçme çabalarını takdir etse de sektörde çoğunluğu fosil yakıtlardan üretilen yüksek enerji tüketiminin kaygı verici olduğunu düşünüyor. Yeşil enerjiye geçmeyi planlayan şirketler arasında Hardin fabrikasını kullanan Marathon’da var. Texas’ta, rüzgâr güllerinden enerji üretecekleri yeni bir anlaşma sağladılar.
Küresel elektrik tüketiminin yüzde 0.5’i
Kripto paranın harcadığı elektrik, küresel tüketimin %0.5’ine tekabül ediyor. Her 60 saniyede bitcoin madenciliği için tüketilen enerji, ortalama bir Amerikan evine 17 yıl boyunca yetiyor. Öte yandan, sektörün yıllık elektrik tüketimi, Birleşik Krallık’ta çay için kaynatılan su ısıtıcılarının toplamına 28 yıl boyunca güç verebilir.
Çevre aktivistleri tüketimi eleştirirken, bitcoin madencileri bu konunun farklı bir bağlama yerleştirilmesi gerektiğini düşünüyor. Marathon’un CEO’su Fred Thiel, fiziksel ürünlerin dünyadaki dolaşımının veya ABD’deki çamaşır makinelerinin daha çok enerji harcadığını belirtiyor. New Mexico Üniversitesi profesörü Jones, bitcoin madenciliğinin 5-10 yıl içerisinde ne kadar emisyon harcayacağını bilmediklerini vurguluyor. “Ancak, büyük enerji tüketicilerinden biri olmaya devam etmeleri kuvvetli muhtemel" diyerek sözlerini noktalıyor.