TCMB politika faizi olan 1 haftalık repo faizini %45 seviyesinden %50’ye yükseltti. Daha da önemlisi Merkez Bankası faizi dolaylı olarak %53 seviyesine yükseltmiş oldu çünkü faizde bant yani koridor uygulaması geri geldi ve bant aralığı 150 puandan 300 puana yükseldi. Kısacası Merkez Bankası likidite koşullarına göre +/- 300 puan ile gecelik borçlanma faizini belirleyebilecek alanı kendine açmış oldu.
Öte yandan piyasa beklentisi üzerindeki agresif faiz artışının yanı sıra TCMB “Gerekirse daha da sıkılaşırım” ifadesini PPK metninde koruyarak şahin merkez bankası imajını güçlendirdi. Bu karar faiz artışının yanı sıra TCMB’nin yerel seçimler öncesi bağımsızlık sınavıydı. Dolayısıyla yerel seçimler öncesi hem TCMB kredibilitesini artırdı hem de Mehmet Şimşek ve ekibine açılan alan ile bağımsızlık vurgusu yapılmış oldu.
Faiz artışına ek olarak finansal sıkılaşmaya devam mesajı…
TCMB Mart ayı içerisinde yaptığı kredi ve kredi kartı düzenlemeleri ile bankalara getirdiği yeni ZK oranlarının önümüzdeki dönemde devamının gelebileceği mesajını verdi;
“Bu çerçevede, ay içinde yapılan düzenlemelerle finansal koşullar sıkılaştırılmış, para politikası aktarımı desteklenmiştir. Kredi büyümesi ve mevduat faizinde öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması desteklenmeye devam edilecektir.”
Karar sonrası piyasa fiyatlaması ne olur?
Faiz artışına en belirgin tepki kur tarafından gelirken, Dolar/TL karar sonrası ilk tepki olarak %1,5’e yakın değer kaybetti ve 32 seviyelerinin altına geriledi. Kısa vadeli tahvil faizleri %50 üzerine yükselirken, uzun vadeli tahvil faizleri enflasyon beklentilerinin törpüleneceği fiyatlaması ile %26’lara düştü. Borsada yabancı kurumların ağırlıklı olduğu BIST 30 şirketleri ortalamada %5 üzerinde yükseliş yaşadı.
Bundan sonra piyasanın gözü kulağı ise mevduat piyasasında olacak. Mevduat faizlerinin %50 üzerine yükselmesi beklenirken, Borsa İstanbul yüksek faiz ortamında büyümedeki soğumayı fiyatlayabilir.
En merak edilen “Kur seçim sonrası fırlar mı?” endişesi ise artan faizler ile bastırılmış oldu. Bugün alınan faiz kararının PPK metninde de vurgulandığı üzere Türk lirasında reel değerlenme devam edecek. Yani %40 civarında beklenen sene sonu enflasyonuna paralel kurun önümüzdeki 1 yılda en fazla bu oran kadar devalüe olması bekleniyor. Dolar/TL’nin bu yükseliş potansiyeli, hem mevduat getirileri hem de enflasyon altında olabileceğinden ötürü dolarizasyonda çözülme yeniden başlayabilir. Elbette buradaki en temel belirsizlik ekonomik değil siyasi olacak ve piyasa yerel seçimler sonrası ekonomik istikrarın devam edip etmeyeceğine bakacak.