Güldem Atabay
Türkiye ekonomisi için Aşil’in Topuğu cari açığı genişleten ve enflasyonu yükselten küresel emtia fiyatlarındaki artış elbette. S&P GSCI emtia endeksinin 2020 Mart’tan bu yana yüzde 86’nın üzerinde yükselmesi, Türkiye adına zaten yüksek olan cari açık ve daha da artacağı öngörülen enflasyon dinamikleri açısından kritik önemde. Daha bu hafta açıklanan Nisan ayı enflasyon verisinde üretici fiyatlarındaki yüzde 35’lik yıllık artışın yüzde 17 seviyesinde olan tüketici fiyatlarını nasıl beslemeye devam edeceği tartışmalarda çokça yer aldı. 2021 başından bu yana güçlenen emtia fiyatlarındaki artışın arka planında başta ABD ve Çin olmak üzere küresel ekonominin COVID-19 daralmasından çıkacağı beklentisi var. Dünyada devam eden ultra gevşek para politikasının da bu gidişatı destekleyeceği düşünülüyor. “Yeşil Dönüşüm” ve ABD’nin dev altyapı yatırımlarının özellikle metallerde yeni bir süper emtia döngüsü oluşturacağını düşünenler var. Fakat bu kavramı kullanmakta daha çekimser olanlara da rastlıyoruz. Olağan zamanlarda herhangi bir emtiaya olan talep artışı fiyatları yukarı iter. Fiyatlardaki yükselişten fayda sağlamak için arz çoğaldıkça, fiyat seviyesi yönünü aşağı çevirir. Dönemsel hareketler ile bir “süper-döngü” halinin temel farkı önemli. Süper-döngü dönemlerinde çeşitli nedenlerle arz, emtialar için artan talebi karşılamakta o kadar yetersiz kalır ki, söz konusu emtianın fiyatı yıllarca artarak devam edebilir.