Umut Alphan
Sam Altman’ın adını bugüne kadar duymamış olanlar varsa, bundan sonra sıkça duyacaklarından emin olabilirler. Çünkü yapay zeka şirketi OpenAI’ın 38 yaşındaki CEO’su, küresel düzenin en önemli oyuncularından biri olmaya doğru koşuyor ve yaptığı işin kerametine fazlasıyla inanmışa benziyor.
Altman’ın müthiş deparının ilk sinyalleri mayısta gelmişti. Avrupa Birliği’nin yapay zekaya çizmek istediği yasal sınırlara karşı, koşu arkadaşları DeepMind ve Anthropic’in tepe yöneticileriyle çıktığı lobi turunda dünya lideri gibi ağırlanması, bir CEO için olağan bir durum değildi.
Gerçi Elysee’de Emmanuel Macron’la, Downing Street 10’da Rishi Sunak’la karşılıklı otururken temsil ettiği şey CEO’su olduğu ticari şirket değil, yapay zeka kavramının bütünüydü. Bu kapsamda Polonya, İspanya ve Almanya’da da üst düzey temaslar yaptı, Brüksel’de Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’le bir araya geldi. Hatta kendisi bu görüşmeleri “diplomatik görev” olarak tanımladı.
Ancak zoru gördüğünde ilk unuttuğu şeyin diplomasi olması, Sam Altman’ın kendine biçtiği misyona yakışmadı. Mesela yasal düzenlemenin sert olması ihtimaline karşı hemen kaşlarını kaldırdı, şirketinin Avrupa’ya yönelik hizmetini durdurma tehdidini tereddüt etmeden savurabildi.
Öz güveni aşırı yüksek Y kuşağından bir CEO için bile fazla değil mi?
Galiba değil ve öyle olmadığını birlikte göreceğiz gibi. Zira devir onun devri...