Sanatçı bir aileden gelen Ali Kabaş, görsel sanatlar ve fotoğrafla erken yaşta tanıştı. Worcester Polytechnic Institute ve Columbia Üniversitesi’nde eğitimini tamamlayıp, dünyada ve ülkemizde birçok sergiye imza attı. 2003’ten beri paramotorla uçan fotoğrafçı, GAIN için ülkemizin popüler beldelerini havadan görüntüleyen sekiz bölümlük bir belgesel hazırladı. Ali Kabaş’ın bu belgesel için durakları İstanbul-Marmara Denizi, Kaş, Patara, Kekova, Ölüdeniz, Kelebekler Vadisi, Bodrum, Çeşme-Alaçatı, Cunda-Ayvalık ve Dalyan’dan oluşuyor. Uçan Dedektif neyi amaçlıyor? Bu beldeleri normalde insanların görmediği farklı bir bakış açısıyla anlatırken, ekoloji, kaçak yapılaşma, insan kaynaklı olarak tabiat dengesinin bozulması ve korunması gibi konulara değiniyorum. Ayrıca, programın bir parçası da, hem sanatsal hem de belge niteliğinde etkileyici kareler yakalamak. Tüm bu yaptıklarımız ileriye dönük bir karşılaştırma amacı da güdüyor. Şu andaki durum ne, gelecekte ne olacak diye görebilelim diye bir belgeleme olarak da düşünelim. Çekim yaptığınız alanları hangi kritere göre seçtiniz? GAIN yapım ekibiyle beraber alanların ekolojisine, tarihi, sosyal ve ekonomik önemine, popüler kültürüne ve gündemde nasıl yer aldığına dayanarak karar veriyoruz. İlk bölümde gördüğünüz İstanbul’daki müsilaj çok önemli bir konuydu. Mevsimsel bir olay olduğunu biliyorduk, o yüzden onu hemen yakalamak istedik. Seneye yazın tekrar çıktığı zaman karşılaştırabileceğiz. Çekimler sırasında yaşanan zorluklar neler? Yazın çok sert rüzgarlar görülebilir. Bunlar riskli uçuşlar olabiliyor. Onun için hava durumunu çok iyi kontrol edip, çok iyi bir planlama yapmak gerekiyor. Son dört bölüm için dört günde 2000 km yol aldık. Dünyaya kuş bakışı bakmanın farkı nedir? Paramotorda bir uçak kabininin içinde değil, üç boyutlu bir mekandasınız. Bu hareket size farklı perspektifler sunar. Paramotor fotoğrafçılığı popüler bir şey mi? Türkiye’de yamaç paraşütü yapan binlerce kişi var var. Biraz daha maliyetli olduğundan paramotor yapan ise birkaç yüz kişi var. Bunlardan çok azı fotoğrafçı. 70’lerden bu yana konu aldığınız turizm beldelerinde ne tür bir değişime tanık oldunuz? Son sergim “Yaba-ni”nin de konusu olan el değmemiş bölgelerin çok azaldığını görüyorum. Nüfusla, para hırsıyla beraber çok şey bozuluyor. Örneğin Bodrum bölümünün başında 77’de çektiğim Super 8 filminden parçalar var. Şu andaki Bodrum’a baktığım zaman tanınacak gibi değil. Diğer yandan sevindirici olarak Patara’da çok fark yok. Not: Ali Kabaş, yangın söndürme faaliyetleri uçuşa engel olduğu için tehlike geçtikten sonra şartlar uygun olduğu takdirde bölgede durum tespiti ve değerlendirmesi yapmayı düşünüyor.
Haber Giriş: 13.08.2021 04:30 | Son
Güncelleme: 16.02.2022 15:16
Dedektif havada
GAIN’deki Uçan Dedektif Ali Kabaş, Türkiye’nin popüler bölgelerini paramotorla görüntülüyor
Sanatçı bir aileden gelen Ali Kabaş, görsel sanatlar ve fotoğrafla erken yaşta tanıştı. Worcester Polytechnic Institute ve Columbia Üniversitesi’nde eğitimini tamamlayıp, dünyada ve ülkemizde birçok sergiye imza attı. 2003’ten beri paramotorla uçan fotoğrafçı, GAIN için ülkemizin popüler beldelerini havadan görüntüleyen sekiz bölümlük bir belgesel hazırladı. Ali Kabaş’ın bu belgesel için durakları İstanbul-Marmara Denizi, Kaş, Patara, Kekova, Ölüdeniz, Kelebekler Vadisi, Bodrum, Çeşme-Alaçatı, Cunda-Ayvalık ve Dalyan’dan oluşuyor. Uçan Dedektif neyi amaçlıyor? Bu beldeleri normalde insanların görmediği farklı bir bakış açısıyla anlatırken, ekoloji, kaçak yapılaşma, insan kaynaklı olarak tabiat dengesinin bozulması ve korunması gibi konulara değiniyorum. Ayrıca, programın bir parçası da, hem sanatsal hem de belge niteliğinde etkileyici kareler yakalamak. Tüm bu yaptıklarımız ileriye dönük bir karşılaştırma amacı da güdüyor. Şu andaki durum ne, gelecekte ne olacak diye görebilelim diye bir belgeleme olarak da düşünelim. Çekim yaptığınız alanları hangi kritere göre seçtiniz? GAIN yapım ekibiyle beraber alanların ekolojisine, tarihi, sosyal ve ekonomik önemine, popüler kültürüne ve gündemde nasıl yer aldığına dayanarak karar veriyoruz. İlk bölümde gördüğünüz İstanbul’daki müsilaj çok önemli bir konuydu. Mevsimsel bir olay olduğunu biliyorduk, o yüzden onu hemen yakalamak istedik. Seneye yazın tekrar çıktığı zaman karşılaştırabileceğiz. Çekimler sırasında yaşanan zorluklar neler? Yazın çok sert rüzgarlar görülebilir. Bunlar riskli uçuşlar olabiliyor. Onun için hava durumunu çok iyi kontrol edip, çok iyi bir planlama yapmak gerekiyor. Son dört bölüm için dört günde 2000 km yol aldık. Dünyaya kuş bakışı bakmanın farkı nedir? Paramotorda bir uçak kabininin içinde değil, üç boyutlu bir mekandasınız. Bu hareket size farklı perspektifler sunar. Paramotor fotoğrafçılığı popüler bir şey mi? Türkiye’de yamaç paraşütü yapan binlerce kişi var var. Biraz daha maliyetli olduğundan paramotor yapan ise birkaç yüz kişi var. Bunlardan çok azı fotoğrafçı. 70’lerden bu yana konu aldığınız turizm beldelerinde ne tür bir değişime tanık oldunuz? Son sergim “Yaba-ni”nin de konusu olan el değmemiş bölgelerin çok azaldığını görüyorum. Nüfusla, para hırsıyla beraber çok şey bozuluyor. Örneğin Bodrum bölümünün başında 77’de çektiğim Super 8 filminden parçalar var. Şu andaki Bodrum’a baktığım zaman tanınacak gibi değil. Diğer yandan sevindirici olarak Patara’da çok fark yok. Not: Ali Kabaş, yangın söndürme faaliyetleri uçuşa engel olduğu için tehlike geçtikten sonra şartlar uygun olduğu takdirde bölgede durum tespiti ve değerlendirmesi yapmayı düşünüyor.
