05 Kasım 2024, Salı Gazete Oksijen
Haber Giriş: 12.11.2021 04:30 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:17

Google Earth’ün ilham kaynağı

Netflix’teki The Billion Dollar Code, iki Alman gencinin geliştirdiği TerraVision isimli uygulamanın hikayesini anlatıyor
Google Earth’ün ilham kaynağı
H. Kerem Fındık
TerraVision olmasa, Google Earth olmazdı…” Bu cümle, kısa süre önce Netflix’te seyirciyle buluşan The Billion Dollar Code isimli mini diziden. Dizide bahsi geçen TerraVision, bugün kullandığımız Google Earth uygulamasının ilk versiyonu aslında. Öncelikle 1990’ların başına, Berlin’e uzanıyoruz. Üniversitede sanat öğrencisi olan Carsten Schlüter, bilgisayarla sanat ve güzellik yaratılabileceğine inanan hevesli bir gençtir. Hayali ise dünyanın ilk dijital haritasını yapmak ve böylece “dünyanın her yerine uçabilmek”tir. Bu hayalini hayata geçirmek için ekibe ihtiyacı vardır. Bir gece kulübünde hacker ve programcı Juri Müller ile tanışır. İkili birlikte çalışmaya başlar. Karşılarına çıkan ilk sorun ise çok sayıda haritaya ihtiyaçları olmasıdır. Bunu da NASA’yı hack’leyerek çözerler.

1994’ten 2005’e uzanan bir süreç

Tabii, bu arada ikilinin finansal sorunları ortaya çıkar. Deutsche Telekom’dan (DT) destek alıp yollarına devam ederler. Şirketleşerek Art+Com adını alan girişim, bu desteğe karşılık hisselerinin bir kısmını DT’ye devreder. DT bu destek için TerraVision’ın bir prototipini 1994’te Japonya’nın Kyoto kentinde düzenlenen telekomünikasyon dünyasının önemli etkinliklerinden biri olan ITU Konferansı’na yetiştirmelerini ister. TerraVision bu etkinlikte teknoloji dünyasının ilgisini çekmeyi başarır ve ABD’lilerin de radarına girer.  İşte olayların seyrinin değiştiği nokta… Bu andan itibaren 2005’te Google Earth’ün devreye alınmasına uzanan bir sürece tanıklık ediyoruz. Ardından patlak veren hukuk savaşına odaklanıyoruz. Art+Com, Google Earth geliştirilirken kendi algoritmalarını kullanarak iddia ediyor. The Billion Dollar Code seyirciyi teknoloji tarihinin pek de bilinmeyen bir dönemine götürüyor. Robert Thalheim’ın yönettiği ve senaryosunu Oliver Ziegelbalg’la yazdığı yapımı;  startup dünyası, girişimcilik ve teknoloji tarihine meraklı olanlara çok uygun.