29 Mart 2024, Cuma
Haber Giriş: 03.12.2021 04:30 | Son Güncelleme: 25.02.2022 10:03

İki kişilik koca apartman

Soluksuz izlenen Istırap Korosu’nda Seda Türkmen ve Deniz Karaoğlu aynı apartmanda yaşayan, her biri çok tanıdık ve “aramızdan” 14 karakteri olağanüstü canlandırıyor
İki kişilik koca apartman
Gülin Dede Tekin
Murat Mahmutyazıcıoğlu, Türkiye tiyatrosunun son 10 yıldaki başarılı isimlerinden. 2010’da yazarlığı ile tanıştığımız ilk metni ’den bu yana, İstanbul’a ve İstanbul’un üzerini örttüğü hayatlara dair samimi hikayelerinde, her geçen gün hem metinsel hem de rejisel olarak çıtayı yükseltiyor. BAMİstanbul’un yeni oyunu Istırap Korosu bu kesişen hikayelerin en yoğununu sunuyor bize.  Çocukluğu Bizimkiler dizisini izleyerek geçmiş bir neslin yazarı, oradaki gibi ‘kendi halinde ve huzurlu’ bir apartmanı taşıyor Istırap Korosu’nda sahneye. Maltepe’de bir apartmanda yaşayan 14 karakterin her biri hem çok tanıdık ve bizden hem de bir o kadar merak uyandırıcı. En merak uyandırıcı yanı ise 14 karakteri sahneye taşıyanın yalnızca iki oyuncu olması. Mahmutyazıcıoğlu’nun Kader Can’da yol arkadaşlığı yaptığı Deniz Karaoğlu ve bağımsız tiyatronun başarılı oyuncularından Seda Türkmen apartmanda yaşayan genç yaşlı, kadın, erkek, evli, bekâr, çocuk ya da köpek birçok karaktere soluksuz bir performansla hayat veriyorlar.

Hiç uyumuyor

Gözü birbirinin üzerinde sakinleri, kaçmaya çalıştıklarını komşusunda arayan sıkışmışları, yıllarca sustuklarını en sonunda söyleme cesareti bulanları, unutamadıklarının anısıyla yaşayanları, kendiyle barışamayanları, kanı kaynayanları, kariyeri ile kafayı bozmuşlarıyla ıstırap dolu bu apartman hiç uyumuyor.  Mahmutyazıcıoğlu’nun rejisi de tam buradan yakalıyor metni. İki metal bankın üzerinde oyuncuların elleri parçalanırcasına çıkardıkları seslerle yön alan, ritmi bir an durmayan nefes nefese bir hikâye... ‘Bu oyunu onları düşünerek yazdım’ dediği Karaoğlu ve Türkmen sahnenin tozunu attırıyorlar. Birbirleriyle yan yana ama bakışmadan ve yerlerinden kalkmadan yarattıkları senkronizasyon daha yolun başında hayranlık uyandırıcı. Her karakter üzerine ayrı ayrı konuşulabilir elbette ama Türkmen’in canlandırdığı Hoca ile Karaoğlu’nun Mehmet’inin diyaloğu oyunun en unutulmaz anıydı.  Böylesi hızlı akan ve kafa karışıklığına açık bir metinde gözünüzü oyundan ayırmadan izletebilmek şüphesiz hem yönetmen hem de oyuncuların ortak ve güçlü bir iş çıkarmasından geçiyor. Tabii bu noktada en büyük payelerden birini hareket tasarımını yapan Gizem Bilgen’e de vermek gerekiyor. Istırap Korosu’nda ekibin ortak ruhu yakaladığı aşikâr. Yine de erkek karakterlerin birbirlerinden biraz daha uzaklaştırılmalarıyla oyun sırasında karakterler arasındaki geçişlerde yaşanan bazı kafa karışıklıklarının da önüne geçilecektir.

Bir musikisi var

Mahmutyazıcıoğlu’nun tiyatrosunun bir musikisi var. Kendi üslubunu bulanlardan biri. Yönettiği her oyun biricik ama hepsinin ritmi ortak. Istırap Korosu da, Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin ve Kader Can’ın ardından, bu ortak ritimle sarmalanmış, bir üçlemenin üçüncü ayağıymış sanki. Metinlerindeki karakterler de farklı oyunlarda birbirlerine misafir oluyorlarmış gibi. 14 apartman sakininin karakterlerinde de, hayata bakışlarında da eski oyunlarına gönderilen selamları yakalayabiliyorsunuz.   İstanbul’a dair biriktirdiklerini göze sokmadan aktaran Mahmutyazıcıoğlu’nun yeni işi de seyirciyle duygudaşlığın dilini bulmuş. Daha sık oynandıkça  hem oyuncu hem de seyirci için oldukça yüksek olan ritmin içinde kaybolmadan daha da oturacağı, izleyeni duygudan duyguya sürükleyeceği aşikar.