Financial Times
Suriye ve Türkiye depremden sonra çok farklı güçlüklerle karşı karşıya. Türkiye’de can kayıpları çok daha fazla. Depremden etkilenen bölge, kilit bir NATO ve G-20 üyesi olan ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasının tahminen yüzde 10'una katkıda bulunan bir alana yayılıyor. Dondurucu soğuk ve altyapının hasar görmesi kurtarma çabalarını engelledi. Devlet felaketin büyüklüğüyle başa çıkmak için mücadele ediyor. Yardım ve kaynakların Türkiye'ye yönlendirilmesi Suriye'ye kıyasla daha sorunsuz.
Aynı şeyleri, depremden en çok etkilenen bazı bölgelerinde yıllardır işleyen bir devletin bulunmadığı, savaşta parçalanan ve izole edilen Suriye için söylemek mümkün değil. Milyonlarca insan depremden önce de zaten bir insani felaketin pençesindeydi. On yıllık iç savaş boyunca deprem değil rejimin ve Rus destekçilerinin hava saldırıları nedeniyle yerle bir olan binalardan cesetler çıkarılıyordu. Beşar Esad'ın ülkenin büyük bölümünde kontrolü yeniden ele geçirmesi ve çatışmaya siyasi bir çözüm bulma çabalarının boşa çıkması nedeniyle Batı'nın öfkesi de söndü gitti. Deprem unutulan bu çatışmanın hala çözümlenmediğini trajik bir şekilde hatırlattı.
Rejim cephe hattından teslimatlara izin vereceğini söylese bile Suriye'nin kuzeybatısında muhaliflerin kontrolündeki bölgelere yardım götürmek kabus gibi. İlk BM tır konvoyu bölgeye ancak perşembe günü, yani depremin dördüncü gününde ulaştı. Hükümet kontrolündeki bölgelerde ise Batı için asıl mesele, yıllardır despotik bir rejim tarafından yönetilen Suriyelilere nasıl yardım edileceği olacak.
Türkiye’de deprem konusunda siyaset meselesi de öne çıkıyor. Modern Türkiye'nin 100. yılında, mayıs ayında genel seçim yapılacak. Türkler mevcut durumda geçim sıkıntısından ve yüksek enflasyondan şikayetçi.
Muhalefetin endişesi
1999 depreminden birkaç yıl sonra iktidara gelen Recep Tayyip Erdoğan'ı bu depreme verdiği tepkiye bakarak değerlendirenler olacaktır. Erdoğan son yıllarda devlet kurumlarının ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığını sürekli aşındırdı. Doğal afet onun güçlü lider imajını güçlendirebilir. Muhalefet partileri Erdoğan'ın depremi kampanyalarını bastırmak için kullanmasından endişe ediyor. Erdoğan halihazırda depremden etkilenen bölgelerde olağanüstü hal ilan etti ve hükümetinin depreme tepkisini eleştiren “provokatörlere” karşı bildik uyarılarını yapıyor. Ancak Türkiye'yi depremlere daha iyi hazırlama sözü vermiş olmasına rağmen yıkılan binaların birçoğunun kalitesizliği hakkında meşru sorular soruluyor. Yine de şu anda Türkiye ve Suriye'de ve uluslararası toplumun ana odak noktası siyaset değil, hayat kurtarmak, kurtarma ve yeniden inşa çabalarını desteklemek olmalı. 1999 depreminden sonra dış yardım Türkiye'nin Batı ile özellikle de eski düşmanı Yunanistan ile bağlarını iyileştirmekte çok yararlı oldu. Bu karanlık günlerde küçük bir olumlu nokta, Türkiye ve Batı'nın zorluklar karşısında ilişkilerini yeniden güçlendirebilmesi olur. Maalesef uzun süredir acı çeken Suriyeliler için Esad iktidarda olduğu sürece böyle bir şey söz konusu değil. (10 Şubat 2023)
© The Financial Times Limited