Joshua Chaffin
Larry Silverstein hayatta olmayı dermatologuna ve inatçı eşine borçlu. Gayrimenkul milyarderi, 11 Eylül 2001 sabahı Dünya Ticaret Merkezi’nin Kuzey Kulesi’nin 106. katında yer alan Windows on the World’de kahvaltı randevusuna gitmeye hazırlanıyordu. 70 yaşındaki Silverstein, altı hafta önce 3.2 milyar dolar ödeyerek Dünya Ticaret Merkezi’ni 99 yıllığına kiralamıştı. Silverstein, kariyerinin zirvesine ulaşmıştı. Belgelerini dahi henüz almış olan hevesli mülk sahibi, her sabah yeni kiracılarıyla kahvaltıda bir araya geliyordu. Ama o sabah, eşi Klara araya girdi. Silverstein o günü şöyle anlatıyor: “Ben, işe gideceğimi söyleyince ‘Bu sabah olmaz. Sana dermatologdan randevu aldım’ dedi.‘İptal et’ dedim. Ama eşim ‘Geçen ay da evveli ay da iptal ettin; bu sefer gideceksin’ diye ısrar etti.” Silverstein, saldırıdan kurtuldu. Haberleri açınca kendisine ait olan Kuzey Kulesi’nin alevler içinde olduğunu gördü. “Biz izlerken, Güney Kulesi’ne bir uçağın yaklaştığını gördük; U-dönüşü yaparak döndü ve Güney Kulesi’ne çarptı.” 2 bin 977 kişinin öldüğü terör saldırısının üzerinden 20 yıl geçti. Ancak bu yıl dönümü biraz farklı. Ağustos ayında, ABD’nin Afganistan’dan çekilme süreci faciaya dönüştü. Üstelik New York’un üzerinde yine kara bulutlar dolaşıyor. Koronavirüs pandemisi yüzünden geçtiğimiz yılın sonuna kadar 33 bin 684 kişi öldü. Silverstein her iki olayı birbirine bağlayan canlı bir köprüye dönüştü ve ilerlemiş yaşında, şehirde azmin simgesi haline geldi. 65 dönümlük Dünya Ticaret Merkezi arazisinin yeniden imarı için 22 sigortacıya karşı beş yıl hukuk mücadelesi verdi. Bu süreçte, proje hakkında her biri farklı düşünen belediye başkanlarına ve valiye derdini anlatmaya çalıştı. Yirmi yıl sonra, yeniden inşa edilen Dünya Ticaret Merkezi, dönüşen semtin referans noktası haline geldi. Vaktinde pek de sevilmeyen İkiz Kuleler’in yerine dört ayrı kule, Santiago Calatrava’nın tasarladığı bir terminal ve bitmek üzere olan sahne sanatları merkezi yapıldı. Manhattan merkezinin 11 Eylül öncesinde 15 bin olan nüfusu 65 bini aştı. Bugün, bölgede medya ve teknoloji şirketleri boy gösteriyor.
Hastaneden ihaleye
7 Dünya Ticaret Merkezi’ndeki ofisinde oturan Silverstein, New York’u başındaki salgın derdinden dolayı keyifsiz. Alaycı bir gülümsemeyle, “90 yaşıma geldim ve bütün olanlara, başımıza yeni dertler açıldı diye bakıyorum” diyor. Bundan 20 yıl önce de 7 Dünya Ticaret Merkezi’nde otururken, karşısında yükselen İkiz Kuleler’e gıpta ile bakıyordu. Ocak 2001’de nihayet kuleleri almaya karar verdi ama bir akşam eve dönerken sarhoş bir sürücünün kullandığı araba kendisine çarptı. Kalça kemiği kırıldı. İki gün uyutuldu. Uyandığında, Dünya Ticaret Merkezi için son teklif mühletinin birkaç gün içinde dolacağını fark etti. “Hemşireye ‘Morfini kesmemiz gerek’ dedim. ‘Benim toplantı salonuna, telefonlarıma, adamlarımı buraya getirmeye ihtiyacım var. Benim için bu işi halledebilir misiniz?’” İhaleyi az farkla kaybetse de kazanan Steve Roth kulelerin kontrolünü elinde bulunduran New York ve New Jersey Liman İdaresi bürokratlarıyla anlaşamayınca hakkını Silverstein’e devretti. Larry’nin planı basitti: Burayı daha şık hale getirip kiraları artıracaktı. Babasıyla birlikte 1957 yılında ilk binalarını satın aldıklarından beri aynı formülü uygulamıştı.
Kuleler yıkıldığında, yeniden inşa sürecinin başında Silverstein’in olacağını kimse tahmin etmiyordu. New Yorklu imar çevrelerinin tabiriyle, Silverstein inşa etmez, satın alırdı. O zamanlar 70 yaşındaydı ve kendisinden böyle irade beklenmiyordu. Üstelik arsanın akıbeti de belirsizdi. Silverstein park ve anıt isteyenlere karşı değildi. Ama saldırıdan günler sonra, 65 dönümlük alanda iş yerleri bulunması gerektiğine kanaat getirdi. Birçok metro hattının ve feribot iskelesinin kesişim noktasındaydı.
4.6 milyar dolarlık sigorta
Anlaşmazlık yıllarca sürdü ama Silverstein’ın yerinden edilmesi kolay değildi. 99 yıllık kira sözleşmesi, şehrin en iyi avukatları ve 3.5 milyar dolarlık sigorta poliçesi elindeydi. Silverstein, kulelere yapılan saldırıların iki ayrı olay olduğu gerekçesiyle, bu meblağın iki katını istiyordu. Beş yıl süren mahkemenin ardından, taraflar 4.6 milyar dolarda anlaştılar. Neticede, bugün şehrin en yüksek binası olan 541 metre yüksekliğindeki Özgürlük Kulesi’nin imar hakkını bırakmaya ikna edildi. Karşılığında, Silverstein’e arsanın geri kalanında inşaat yapma ve bunun finansmanı için vergiden muaf Özgürlük tahvilleri kullanma garantisi verildi. Bu arada Silverstein çifti dört yıl önce şehir merkezine, Dünya Ticaret Merkezi’ne yürüme mesafesinde bir yere taşındı. Bugün Silverstein mahallesinin simgelerinden birine dönüştü. Sahadaki varlıklarından 7 ve 4 Dünya Ticaret Merkezi, uzun zaman önce tamamlandı ve tamamen kiralandı. 80 katlı 3 Dünya Ticaret Merkezi inşa edildi ve yüzde 80’i kiralandı; 1 Dünya Ticaret Merkezi işlemeye devam ediyor. 2’nin temeli atıldı, Silverstein’ın güçlü bir kiracı bulmasıyla inşaat başlayacak. “Dünya gözüyle yapmak istiyorum” diyor Silverstein, gülerek. “Çok zorlu bir hedef.” ©️ The Financial Times