Çizgi roman konusunda sektörde öncü olan Karakarga Yayınları’nı, Genel Yayın Yönetmeni ve çizgi romanın duayen isimlerinden uluslararası sanatçımız M. K. Perker’den dinledik. Karakarga Yayınları’nın doğuşunu ve bugünlere nasıl geldiğini anlatır mısınız? Çalışmaya, çizgi roman yayınevi olarak Yelda Cumalıoğlu’nun fikriyle 2015 yılında birlikte başladık. Destek de o zamanlar büyüme dönemindeydi. Farklı alanlara açılacak bir potansiyele sahipti. Yayınevinin adını da o buldu; beğenmiştim, çünkü o ambiyansı çok iyi hissettiriyordu. Çizgi romanla başladık tabii ama zamanla çizgi roman okuyan insanların merakına hitap eden kitaplar da devreye girdi. Bir yıl süren Karakarga dergiyi de çıkardık. Orada da bir ruh hali oluşmaya başladı. Çizgi romanla birlikte daha kült yayınlar da yapan, biraz daha entelektüel eğilimleri olan yazarlarla çalışan ve okuyucuya hitap eden bir yayınevine dönüşmüş olduk. Kendinizi sektörde nasıl bir konumda değerlendiriyorsunuz? Hayata çizgi romanla ama “daha edebi” çizgi romanla başlamış olduk. Yani süper kahramanlar, macera ya da uzay çizgi romanları değil de kâğıt üzerinde daha sinema filmi gibi olan çizgi romanlar. Gerçekten bir edebiyat eseri olarak da ciddiye alınabilecek kitaplar yayımladık. Edebiyat kitaplarımız ya da gazeteci arkadaşlarımızın yazdığı kitaplarda da kitap kapaklarıyla birlikte aslında görsel bir yayınevi olduğumuzu vurguladık. Dergicilikten geldiğimiz için fikirlerle kitaplar çıkarmaya başladık. Yani biz sadece dosyaları toplamıyoruz. “Ne kadar güzel olur böyle bir kitap yayımlansa,” diye 50 Maddede ve Kayıp Kitaplar Kütüphanesi serisini başlattık. “Çizgi roman konusunda anlayışı tamamen değiştirdik,” diyebilirim. Çünkü birdenbire hiç yayımlamayan yayınevleri de çizgi roman yayımlamaya başladı. Bugünlerde neler yapıyorsunuz? Tabii ki yine çizgi romanlarımız var; bazı biyografik çizgi romanlar. Sevmediğimiz özelliklere sahip çizgi romanları yayımlamıyoruz. Yani kendi entelektüel tüketimimizle doğru orantılı bir üretim anlayışımız var ki bence asıl samimi olan da bu. Bunun dışında mesela ilişkiler üzerine kitaplar yayımlamaya başladık ama biz bunu Adil Yıldırım’la yapıyoruz. Yine daha önce Osmanlıca yayımlanmış olan ve bizim Mahir Ünsal Eriş gibi kıymetli bir yazarın çevirisiyle yayımladığımız Kayıp Kitaplar Kütüphanesi’nde çok ilginç kitaplar var. Şimdi son yayımladığımız aynı seriden yine Mahir’in çevirdiği Kırmızı Köşkün Esrarı isimli kitapta Sherlock Holmes beliriyor mesela. Mesela son birkaç sene içerisinde olan hadiseler olmadan, yani “Black Lives Matter” protestoları yapılmadan önce Angela Davis biyografisi yayımladık. Üç dört adım önden yaklaştığımız şeylerden birisi oldu. Şimdi sırada Ceyda Düvenci ve psikiyatrist Arzu Erkan Yüce’nin kitapları var. Yerli çizgi romanları da çok iyi biliyoruz ve yerli çizgi romancılara da çok destek oluyoruz amaaynı zamanda kendimizin geliştirdiği çizgi romanlar da var. Mesela Türkan Saylan çizgi romanı yaptık, yazarı da çizeri de kadın: Selin Feldman ve Gökçe Yavaş Önal. Harari’nin Dağın Kalbi isimli çizgi romanını yeni çıkardık. Ondan önce Alfred’in Senso’sunu çıkarmıştık. Bunlar yurt dışında da ödüller almış çizgi romanlar. Karakarga yılda kaç kitap basıyor? 80 civarında kitap bastık geçen yıl; bunun herhalde ortalama 20 tanesi çizgi romandır.
Haber Giriş: 31.12.2021 04:30 | Son
Güncelleme: 16.02.2022 15:18
“Çizgi romanda anlayışı tamamen değiştirdik”
Ünlü çizer M. K. Perker, Karakarga Yayınları’nı “Çizgi romanla birlikte daha kült yayınlar da yapan, biraz daha entelektüel eğilimleri olan yazarlarla çalışan ve okuyucuya hitap eden bir yayınevi” olarak anlatıyor