İlk Türkçe gotik roman Canvermezler Tekkesi günümüz Türkçesinde
Edebiyatımızın gizli hazinesi bulundu
Karakarga Yayınları’nın Kayıp Kitaplar Kütüphanesi serisi yine bir önemli eseri gün yüzüne çıkardı. Selim Nüzhet Gerçek’in 1921’de tefrika edilmiş Canvermezler Tekkesi eserinin hikayesi de ismi kadar ilginçDoğu Yücel[email protected]Hikâye aslında Claude Farrere ile başlıyor. Hani şu Sirkeci’deki Klodfarer Caddesi vardır ya, o caddenin adını aldığı kişi. Farrere aslen bir asker, bir “Fransız teğmeni” fakat 1918’de ordudan istifa ederek yazarlığa odaklanıyor. Ülkesinde dikkat çeken bir yazar oluyor. Türkiye’yi çok seviyor ve Milli Mücadele yıllarında Fransa’ya sırtını dönerek Türkiye’yi destekleyen yazılar yazıyor. Atatürk’e olan hayranlığını defalarca dile getiren Farrere, 1922’de İzmit’te Atatürk’le görüşüyor, bu da büyük olasılıkla caddeye adının konmasına giden yolu açıyor. Şimdi Claude Farrere’nin adıyla mücadelemizde ve bir caddemizde değil, edebiyatımız için de önemli bir noktada karşılaşıyoruz. Bugüne kadar dört “kayıp” eseri çağdaş Türkçemize kazandıran edebiyatçı Merve Köken sayesinde, onun aynı zamanda Türkiye’de yazılmış ilk gotik romana, yani Canvermezler Tekkesi’ne kaynak oluşturduğunu öğreniyoruz. Farrere’nin 1911 yılında yayımladığı La Maison des Hommes Vivants, Selim Nüzhet Gerçek’in son derece serbest uyarlamasıyla Canvermezler Tekkesi’ne dönüşmüş. Bu kitap değişen alfabeyle birlikte kayıplara karışmış, ta ki şimdi Karakarga Yayınları’nın Kayıp Kitaplar Kütüphanesi serisinde günümüz Türkçesine dönüştürülene dek.Peki kimdir bu küllerinden doğan tekkenin mimarı Selim Nüzhet Gerçek? Ünlü romancı Abdülhak Şinasi Hisar’ın kardeşi. Robert Koleji’nde Türkçe ve tarih dersleri veren Nüzhet hayatının büyük bölümünü Karagöz, ortaoyunu ve meddahlık gibi sahne sanatlarımıza adıyor. Geleneksel oyunlarımızın korunmasında önemli bir rol üstleniyor. Selim Nüzhet’in 54 yıllık hayatına sıkıştırdığı bir diğer uğraş da Ahmet Kâmil takma ismiyle yaptığı çeviriler ve uyarlamalar. İşte bunlardan ilki Canvermezler Tekkesi. Bu keşifle önemli bir unvan el değiştirdiİlk gotik eserlerimiz düşünüldüğünde bugüne kadar hep Ali Rıza Seyfi’nin 1928’de yayımlanan Kazıklı Voyvoda’sı akla gelirdi, ki bu da adından anlaşılacağı üzere Stoker’ın Drakula’sından esinlenen bir adaptasyondu. Canvermezler Tekkesi bu eserden yedi sene önce, 1921’de İleri Gazetesi’nde tefrika edilmiş, sonraki yıl da resimli roman olarak yayımlanmış bir serbest uyarlama. Adı bir vampir çağrışımı yapabilir ama sürprizini el vermeden diyebiliriz ki, Canvermezler Tekkesi bir vampir romanı değil. Tabii ki ana meselemiz ölümsüzlük, ona şüphe yok!Romanın ve karakterimizin ilk cümleleri şöyle: “Bugün korkular, dertler içinde ‘vaka’nın tam hikayesini yazmaya karar verdim. Buna yarın değil öbür gün ölmüş olacağımı bildiğim için karar veriyorum. Evet, öbür gün ben mutlaka öleceğim. İhtiyarlıktan öleceğim.” Daha sonra tipik gotik anlatı gereği tüm bu dehşetengiz vakanın nasıl gerçekleştiğini adım adım öğreniyoruz. Sis perdesi yavaş yavaş aydınlanıyor. Canvermezler’in bir diğer ilginç yanı da, gotik ve korku dışında, fantastiğe ve bilimkurguya dümen kırdığı bölümler. Selim Nüzhet Gerçek’in uyarlamadaki asıl becerisi dönemin İstanbul’unu anlatışında. Kitabı bir asır sonra okuyanlar için de kitabın albenisi bu… Babıali’den Rumeli Kavağı’na, oradan Kilyos’a uzanan eski İstanbul’da geçen bir gizem öyküsü okumak tarifsiz bir lezzet bırakıyor. Bakalım Kayıp Kitaplar Kütüphanesi’nin sonraki eseri ne olacak, hangi gizli hazine meydana çıkmayı bekliyor…Canvermezler Tekkesi/ Selim Nüzhet Gerçek/ Çeviren ve sadeleştiren: Merve Köken/ Karakarga Yayınları/ Roman/ 192 SayfaKayıp Kitaplar Kütüphanesi Serisi:Osman Nuri Eralp – Başka Dünyalarda Canlı Mahlukat Var Mıdır?Edith Nesbit – Ejderha Kitabıİskender Fahrettin Sertelli – Makineli Kafanın HikayesiServin Sarıyer – Yeni Kristal DünyaTeodor Abdi – Sergüzeşt-i Kalyopi