20 Nisan 2024, Cumartesi
Haber Giriş: 21.05.2021 06:00 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:15

Paralı yayıncılığın kitapta yeri var mı?

Paralı yayıncılığın kitapta yeri var mı?
Nazlı Berivan Ak
Kitabınızı yazdınız, geleneksel yayınevlerinden yanıt beklemeye sabrınız yok ya da olumlu bir haber almadınız. Bu noktada sundukları paketlerle kitabınızı yayınlama, yayma ve okura ulaştırma sözü veren yayın-evleri devreye giriyor. Bu sisteme ise kişisel yayıncılık, yazar destekli yayıncılık, paralı yayıncılık gibi isimler veriliyor. Kitaplarının tüm gelir ve kullanım haklarını yazarına verme iddiasında olan yazar destekli yayın-evleri dünyada uzun süredir gündemde. Her ne kadar ülkemizde yeni yeni yaygınlaşsa da dünyada alternatif sistemlerle kurulmuş çok sayıda yayınevi, ün kazanmış yazar, sisteme bağlı çoksatan başlık var.

6 bini aşkın kitap bastılar 

Zeynep Aytekin (Cinius Yayınları Kurucu Ortağı) Bu sistemle yayın yapan yayıncı sayısı 100’ü aşmış durumda. Bizim de yayımladığımız kitap sayısı 6 bini geçti. Kitaplar arasında çoksatan denebileceklerin çoğu klasik yayınevlerine transfer olmuyorlar çünkü bu sistemle kazançları çok daha yüksek. İyi satışa ulaşmış ve transfer olanlar arasında Fatih Murat Aysan, Yonca Eldener, Vefa Enver gibi yazarlar var. Her tür sanatsal ürünün, sanatçısı tarafından, onaya ya da satış kaygısına göre değerlendirilmeden ortaya çıkabilmesini sağlıyor sistem.

İlk bakışta cazip ama şikayetler var

Kenan Kocatürk (Türkiye Yayıncılar  Birliği Başkanı)  Kitapçı bu sistemle basılmış kitapları ciddiye almıyor. Sistem ilk bakışta cazip görünse de devamında sorunlar yaşanıyor, bu konuda çok sayıda şikâyet alıyoruz. Kitabın tanıtımı, bülten gönderimi, yaygınlaştırılması konusunda sıkıntılar yaşanıyor. Dağıtım da temel problemlerden biri, kitapçılarda bulunamıyor. Özellikle akademik dünyada kötüye kullanılabiliyor. Çok sayıda akademisyenin doçentlik yükseltmeleri için uluslararası yayıncı kisvesiyle kitapları basılıyor ancak titiz bir hakem ve editör değerlendirmesinden geçirilmemekte.

Yazarlar yanıltılıyor, boşa para harcamasınlar

Metin Celâl (Eleştirmen, Yazar) Yazarların kendi olanaklarıyla kitaplarını bastırması geçmişten gelen ve bugün dünya çapında yaygın olan bir uygulama. Son zamanlarda yazar adaylarına bu hizmeti veren yayınevleri oluştu. Bu uygulama ile okur yanıltılıyormuş gibi görünüyor. Normalde yayınevinin yayımlamayacağı eserler, yayımlanmaya değer bulunmuş gibi sunuluyor. Aslında yanıltılan ise yazarlar. Hedefledikleri okura ulaşamıyorlar. Kitapçılar bu tip kitapları hemen tanıyor, raflarında yer vermiyor. Bu tür girişimlerin yayıncılık sektörüne maddi açıdan katkısı var. Yayınevi yazar adayından aldığı para ile kendi programında görmek istediği başka yazarların eserlerini basabilir. Yazar adaylarına çalışmalarını önce dergilerde yayınlamaya çalışmalarını, sonra kitaplaştırmak için yayınevlerine başvurmalarını, boş yere para harcamamalarını öneriyorum.

Tüm telif ve gelir yazarda kalıyor

Ayşe Marika Sağlam (Yazardan Direkt Yayınevi Editörü) Bize ulaşan yazarlar, bir danışmanla karşılaşıyor. Ardından dosyalarını deneyimli bir ekibe emanet ederek, tüm telif ve gelir haklarının kendilerinde olacağını bilerek, diledikleri şekilde eserlerini okura ulaştırıyorlar. Eserler e-kitap olarak yayımlanıyor ama basım seçeneği de var. İstenirse tekil basımlar yapılabiliyor. Böylece yazarlar düşük maliyetle kitabını yayımlayabiliyor. Ayrıca dağıtım seçeneği ile raflarda da yer bulabiliyor. 

İkisini de denedim, ikisi de değerli

Yonca Eldener (Yazar) Dokuz yıl önce ilk romanımın taslağını gönderdiğim yayınevinin önerisi üzerine kişisel yayıncılığı denedim. Romanımı yayına hazırlamışlar, kapağı tasarlamışlar, bana özel bir satış raporuna erişim bile vermişlerdi. Ancak kitapçılar o dönem kişisel yayıncılık kanalıyla gelen kitapların satışında isteksizlerdi. Kitabım 600 kopya sattı. Sonraki romanlarımda geleneksel yayın-evlerini tercih ettim. Bu kez birçok okuyucu ve kitapçı için adeta bir kalite damgası görevi gören “yayınevi logosu” arkamdaydı ve yetkin editörler ve uzmanlarla çalıştım. Kitaplarım birçok baskı yaptı. İki yöntemi de denemiş bir yazar olarak iki sistemden de memnun kaldım. Fikrim Türkiye’nin çoksatan yazarlarının kişisel yayıncılığa geçmeyi değerlendirmeleri yönünde. Telif haklarının tamamı yazarda kalırken tüm gerekli hizmetleri almaya devam ederler ve zaten sadık okurları olduğu için kitapçıların eseri teşhir etmemesi söz konusu olmaz.