Yaz akşamlarında dans vakti geldiği zaman mutlaka Jason Derulo’nun şarkılarından biri çalıyor son yıllarda. Bugün Spotify’a onun adını yazdığınızda aylık 33 milyon 900 bin tekil dinleyici ile karşılaşıyorsunuz. Niki Minaj ile söyledikleri Swalla tam 1 milyar kez dinlenmiş. Bir diğer hiti Savage Love da 1 milyar barajını geçmiş durumda. Instagram’da 28 milyon, Tiktok’ta ise 58 milyon takipçisi var. Elbette hiçbiri tesadüf değil.
Pazar akşamı Regnum Live in Concert serisinin bir parçası olarak Belek’teki Regnum Carya Otel’de sahneye çıkan Derulo konserin ilk anından sonuna kadar bunu hissettiriyordu. (Konser serisi 8 Ağustos’ta Christina Aguilera ve 21 Ağustos’a Tom Odell ile devam edecek) Daha önce de aynı mekanda konser vermişti ama yine de heyecanlıydı. 1,5 saate yakın sahnede kaldı. Hiç durmadan dans etti. Elbette herkesi de dans ettirdi.
2009 yazının hiti olan ve belki de onunla tanışma şarkımız olan Whatcha Say ile başladı konsere. Acapulco, Savage Love, Love Tonight, It Girl, Snoop Dogg’la seslendirdiği Wiggle ve Niki Minaj ile birlikte seslendirdiği Swalla’yı söylerken aynı zamanda da durmadan dans etti. Seyirciye laf attı. Orada olmaktan çok mutlu olduğunu defalarca belirtti.
Antalya sıcağı onu çok terletmiş olmalı ki, birkaç şarkı sonra tişörtünü çıkartıp sahnede sadece pantolonu ile kaldı. Konserin başından beri yüzünden eksik etmediği gülümsemesine yoğunlaşan bakışlar ister istemez vücuduna yöneldi. Derulo o anlarda sahneye çok yakıştığını bir kez daha gösterdi. Terini silen dansçılar, arada giydiği Muhammed Ali tişört ve en son arkasında This is Not a A Louis Vuitton (Bu bir Louis Vuitton değildir) yazılı ceketi ile tarzı hakkında da fikir verdi. Elbette herkesin beklediği oldu ve Talk Dirty’yi söylemeden sahneden inmedi. Konser bittiğinde saat 23.30’u gösteriyordu. O dans etmekten yorulmadı, biz onu izlemekten yorulduk.
Ve sahneden indikten yarım saat sonra, duşunu almış, temiz bir siyah gömlek giymiş ve sanki hiç yorulmamış gibi karşımda duruyor. Tabii yüzünde yine o kocaman gülümseme ile. Belli ki Derulo da pekçok R&B’ci gibi gösterişli mücevherleri seviyor. Boynunda üç parmağım kalınlığında, pırlantalarla kaplı bir gerdanlık var. O sırada bembeyaz dişleri mi daha çok dikkat çekiyor yoksa bu pırlantalar mı, karar vermek zor. Yüzünde hiçbir yorgunluk ibaresi yok. Önce Haitili bir ailenin oğlu olarak doğmasını, ilk şarkısını 8 yaşındayken yazmasını, Amerika’da opera ve bale eğitimi almasını konuşuyoruz ki bunlar zaten Google’de uzun uzun yazıyor. Sonrasında tüm dünyada konserler veren bir sanatçı olarak izleyicinin performansını ne kadar etkilediğinden açılıyor söz.
“Küçük ya da büyük bir sahne fark etmez. İzleyicilerin eğlendiğini görmek, onlarla göz teması kurmak beni de motive ediyor. Kimi zaman sahnede söylemek için bir sürü söz hazırlıyorum ama başka şeyler söylüyorum. Ama inanın aynı şarkıları söylesem bile hiçbir konser bir diğerine benzemiyor. Her konser bir kere yaşanıyor” diyor. O gece Antalya’da olmaktan da son derece memnun. “Görmediniz mi nasıl harika bir izleyici vardı” derken gülüşüyoruz. “Ben göremedim çünkü sizi izliyordum.” Tanrı vergisi yeteneği, iyi eğitimi, onu destekleyen bir ailesinin olması büyük şans. Çok çalışıyor olması ise Derulo’nun işini ne kadar çok sevdiğini gösteriyor. Yoksa milyarlarca dinlenen şarkılara sahip olmak kolay mı?
Hiçbiri tesadüf olamaz. Elbette bu onun üzerine bir sorumluluk da yüklüyor. Şöyle anlatıyor bu konudaki hislerini: “Herkesin böyle bir duruma yaklaşımı farklıdır. Beni dinleyenlerin hissedecekleri konusunda kendimi sorumlu hissediyorum. Bu kişilerin müzisyen olmaları ve müziği iyi biliyor olmaları şart değil. Mümkün olduğu kadar snap’ler atıp gerçek bir insan olduğumu göstermeye çalışıyorum. Son zamanlarda hayatım çok değişti. Bir oğlum var. Zamanım çok değerli. Bir sürü işi bir arada yürütmeye çalışıyorum. Ama her zaman her şeyin üzerinde aklımda müzik oluyor. Müziğimin bir sonraki adımlarını düşünüyorum. Beni izleyenlere hayatta her şeyin mümkün olduğunu göstermek istiyorum ve kendi kendimi motive ediyorum.”
Hazır adı geçmişken, oğlu Jason King’den söz etmemek olmaz. Kız arkadaşı Jena Fremes’in hamileyken göbeğini öptüğü video Instagram'da milyonlarca izlenmiş binlerce yorum almıştı. Sonra bebek doğdu ve aşkları dillere destan çift 4 ay sonra ayrıldıklarını açıkladılar. Oğlu şu anda 2 yaşında ve gururlu babanın söylediğine göre müzik için deliriyor. “Arabaya bindiğinde ‘Babamın şarkısını açın’ diyor. Başka şarkı çalınca kızıyor. Diğer şarkılar arasında benim sesimi ayırt edebiliyor. Bütün şarkılarımı aklında tutması çok çılgınca.”
Derulo’nun hayatında müzik kadar yer alan bir şey de dans. İnsanları mutlu ediyor ve dans ettiriyor. Peki onu neler mutlu ediyor?
“Sahnede olmayı seviyorum. Ama benim en mutlu anlarım müziği yaratırken geçirdiğim saatler. Benim kaçışım, kendimi bulmam, en sevkli zamanlarım onlar oluyor” derken parmaklarını şıklatıyor. Beste yaparken özellikle “Haydi şimdi beste yapacağım” diye oturmadığını özellikle belirtiyor. “Bazen geceden sabaha kadar yazıyorum. Sabah bir mesai gibi stüdyoya gittiğim günler çok nadirdir” diyor.
Şu bir gerçek ki, Instagram, TikTok, Snap günümüz müzisyenleri için eşi bulunmaz pazarlama kanalları. Pekçok Tiktok kullanıcısı belki de Jason Derulo adını bilmeden, onun pek çok şarkısını çektiği videoda kullanmıştır. O da elbette bunun farkında ve bu platformlara özel içerikler üretiyor. Dinleyicileriyle bağını bu sayede kuvvetlendiriyor. Konserde de az önce izleyiciye, “Beni Tiktok’ta takip ediyor musunuz?” diye sormuştu. Elbette ki 58 milyon takipçisinden 1500 kadarı oradaydı. “Sosyal medyada çok büyük bir fan kitlem var. Özellikle pandemi öneminde bu kitle ile aramızdı güzel bir bağ kuruldu. O zamana kadar pek anlamıyordum. Ama pandemide günde 6 adet post koymaya, kitlemin neler sevdiğini anlamaya başladım. Sonra hoşuma gitmeye başladı. Aramızda kurulan bu bağı seviyorum.”
Bu konuşmadan saatler önce plajda denk geldik önce Jason Derulo ile. Çevresinde korumalar, ona el sallayanlar. “Ünlü olmak zor” diye geçirmiştim içimden. Şimdi gecenin bu saatinde bir gazetecinin karışışında oturup, belki de 10. kez yanıtladığı sorulara, güler yüzle, sakin sakin yanıt veriyor. Oysa eminim ki onun da benim kadar uykusu var. “Ünlü olmak yaptığım işin bir getirisi. Sadece kimi zamanlar özel alanıma girilmesi iyi olmuyor. İnsanların yanıma gelmesini, bana hikayeler anlatmasını seviyorum. Benim şarkılarımın hayatlarında ne kadar önemli bir yeri olduğunu bilmek çok gurur verici. Ama yemek yerken yanıma gelmelerini pek sevmiyorum. Hele ki tam o sırada ağzımda bir lokma varsa eğer. Yemek yemek çok mahrem bir şey. Onun dışında hiç sorun yok.”
Derulo hayatının anlamını müzikte bulmuş biri. Bu dünyaya geliş nedenleri arasında ilk sırada müzik var. “Ben kendi rüyamı yaşıyorum. Müzik dışındaki bir diğer yaşama nedenim oğlumun kendi hayallerini yaşamasına yardım etmek ve o günleri görmek. Bu benim hayatımın yeni ve en önemli bölümünü oluşturuyor. İnsanlar için bir ilham kaynağı olmaya devam etmek benim için önemli. Müzik dışında atıldığım işlerde de başarılı olmak istiyorum.”
Derulo müzik dışındaki işler derken Rocket Car Wash isimli araba yıkama şirketinin ortağı olduğunu hatırlatıyor. Tüm Amerika’da faaliyet veren bu şirket, üyelik sistemi ile abonelerine sınırsız araba yıkama hizmeti veriyor. Forbes Talks’ta şirketinin değerinin 2 milyar dolar değerinde olduğunu söylemişti.
İşte gelecek günlerde bu alana biraz daha eğilmek istediğini belirtiyor. Sahneye çok yakışan bu kocaman gülümsemeli adam son olarak gelecek yıl onu müziği kadar oyunculuğu ile konuşacağımızın müjdesini veriyor.