David Pierson, Paul Sonne / New York Times
Çin devlet medyasında Xi Jinping'e atfedilen bu 'sıcak' sözler, Rusya ile hızlı bir yakınlaşma peşinde koşan Trump yönetiminin Pekin ve Moskova'nın arasını açmayı başarabileceği yönündeki spekülasyonları azaltmayı amaçlıyordu.
Bu çağrı Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı işgalinin yıldönümünde, Çin'in Putin'in Batı'dan ekonomik izolasyonunu ve savaş alanındaki mücadelelerini atlatmasına yardım ederek Rusya'ya can simidi uzattığı üç yılın ardından geldi.
Ukrayna'nın işgalinden kısa bir süre önce Xi ve Putin “sınır tanımayan” bir ortaklığın müjdesini vermişlerdi. O zamandan beri Çin, petrol alımları ve çift kullanımlı teknoloji ihracatıyla Rusya'nın savaş makinesini destekledi.
Xi ve Putin aynı zamanda Batı'ya karşı ideolojik bir muhalefeti de paylaşıyorlar. Küresel emellerine engel olduğu için ABD'yi suçluyorlar ve Washington'un hakimiyetini zayıflatmak için küresel düzenin yeniden şekillenmesini destekliyorlar.
Çin ve Rusya birlikte gelişen gerçek dostlar
Çin devlet medyasının aktardığına göre Xi, “Tarih ve gerçeklik bize Çin ve Rusya'nın birbirlerinden uzaklaşmayan iyi komşular ve iyi günde kötü günde birlikte olan, birbirlerini destekleyen ve birlikte gelişen gerçek dostlar olduğunu gösteriyor” dedi.
Xi, Çin ve Rusya arasındaki ilişkilerin “herhangi bir üçüncü taraftan etkilenmediğini” söyleyerek ABD'ye üstü kapalı bir göndermede bulundu ve iki ülkenin dış politikalarının “uzun vadeli” olduğunu söyledi.
Kremlin de görüşmenin ardından benzer şekilde samimi bir açıklama yayınlayarak Xi ve Putin'in görüşmesini “sıcak ve dostane” olarak nitelendirdi. Trump'ın iki ülkeyi bölebileceği fikrini reddeden Kremlin, “Liderler Rus-Çin dış politika bağlantısının dünya meselelerinde en önemli istikrar unsuru olduğunu vurguladılar” dedi ve ilişkinin “dış etkiye tabi olmadığını” söyledi.
Xi ve Putin arasında bir ay içinde gerçekleşen ikinci telefon görüşmesi, Trump'ın Putin'le bir telefon görüşmesi yaparak ve Ukrayna'daki savaş konusunda Putin'in yanında yer alıyormuş gibi görünerek ABD'nin Rusya'ya yönelik stratejisini altüst etmesinden iki haftadan kısa bir süre sonra gerçekleşti. Trump Ukrayna'yı Rusya'nın işgalini kışkırtmakla suçladı, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'yi “diktatör” olarak nitelendirdi ve Ukrayna'yı erken aşamadaki barış görüşmelerinin dışında bıraktı.
Trump Rusya ile Çin'i bölmeye mi çalışıyor?
Trump'ın savaş konusunda Putin'in yanında yer alma kararı, Washington'un, Trump yönetimindeki pek çok üst düzey yetkilinin ABD çıkarları için çok daha ciddi bir tehdit olarak gördüğü Rusya ve Çin'i bölmeyi amaçladığı yönündeki spekülasyonları körükledi.
Trump yönetiminde yeni göreve gelen bazı yetkililer, Washington'un askeri çabalarını Çin'e karşı savunmaya odaklayabilmesi için Rusya'ya karşı bir siper görevi gören Avrupa'daki ABD birliklerinin seviyesinin düşürülmesini önerdi.
Trump'ın Ukrayna özel temsilcisi Keith Kellogg bu ay Münih'te düzenlenen bir panelde yaptığı konuşmada Trump yönetiminin Putin'i Kuzey Kore, İran ve Çin ile ilişkilerini bozmaya “zorlamayı” umduğunu söyledi.
Ancak analistler, Başkan Richard Nixon'ın 1972'de Çin ile Sovyetler Birliği arasında kötüleşen ilişkileri istismar etmek amacıyla Pekin'le yakınlaşmasına atıfla “ters Nixon” olarak adlandırılan bir durumla Çin ve Rusya'nın birbirinden uzaklaştırılabileceğine dair kuşkularını dile getirdiler.
53 yıl öncesinin aksine, bugün Çin ve Rusya arasındaki bağlar en yüksek seviyede ve her iki ülkede de iç siyasi değişim beklentisi çok az.
"Aralarına girmek kolay değil, bağları derin"
Johns Hopkins İleri Uluslararası Çalışmalar Okulu'nda profesör olan ve Çin-Rusya ilişkileri konusunda uzmanlaşan Sergey Radchenko, “Bu ilişki için stratejik ve jeopolitik bir uyum var. Her konuda aynı fikirde değiller ama bence ikisi de birbirlerine ihtiyaç duyduklarının farkındalar” dedi.
Radchenko, Pekin'in Trump'ın Putin'in gözüne girmeye çalışmasından muhtemelen rahatsızlık duyduğunu, ancak Putin'in Çin yerine ABD ile daha yakın bir ittifak kurarak kendi çıkarlarına daha iyi hizmet edeceğini düşünmesinin pek olası olmadığını söyledi.
Radchenko sözlerinin devamında “Putin'in Çin'e karşı bir tür silah olarak manipüle edilebileceği fikri, bence Trump yönetimi açısından çok safça” şeklinde konuştu.
Putin'in Xi ve Trump'a Moskova daveti
Rus devlet medyasına göre Xi, Sovyetlerin İkinci Dünya Savaşı'nda Nazi Almanya'sına karşı kazandığı zaferin anma törenlerine katılmak üzere Mayıs ayında Moskova'yı ziyaret edecek. Putin Trump'ı da davet etti.
Pazartesi günü Çin ve Rusya liderleri arasında gerçekleşen telefon görüşmesi, Kremlin'in bir yandan ortak ülkelerini kendi tarafında tutmaya çalışırken diğer yandan da Putin'in uzun zamandır sorumsuz bir küresel süper güç olarak aşağıladığı ABD ile ilişkilerini ısıtmaya çalıştığı bir dönemde gerçekleşti.
Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov Pazartesi günü gazetecilerle yaptığı görüşmede “Başkan geçen hafta bir dizi hükümet ortağını Amerikalılarla temasları hakkında bilgilendirme arzusundan bahsetti. Bu niyetler doğrultusunda bu süreç bugün başladı” dedi.
Kremlin, yaptığı açıklamada Putin'in Xi'yi telefon görüşmesi sırasında “son Rus-Amerikan temasları” hakkında bilgilendirdiğini de ekledi. Açıklamada ayrıca Çin'in “Rusya ve ABD arasında başlayan diyaloğu desteklediğini ve Ukrayna ihtilafına barışçıl bir çözüm arayışına katkıda bulunmaya hazır olduğunu ifade ettiği” belirtildi.
Lavrov Türkiye'ye geldi
Putin Pazartesi günü Tacikistan lideri ile de görüştü ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi.
Çin devlet medyası tarafından yayınlanan yorumlarda Xi, Rusya'nın “Ukrayna krizini” sona erdirmek için “diğer taraflarla” müzakerelere başlamasından “memnuniyet duyduğunu” söyledi.
Çin, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini henüz bir “savaş” olarak tanımlamadı.
© 2025 The New York Times Company