Noam Scheiber / New York Times
Amazon’un geçen ay 14 bin kurumsal pozisyonu kapattığını duyurması, yapay zeka kıyameti endişesi taşıyanlar için alarm niteliğinde bir uyarı içeriyordu.
Amazon'daki bir kıdemli başkan yardımcısı, çalışanlarına gönderdiği ve kamuoyuyla paylaştığı mesajda yapay zeka için “Şirketlerin hiç olmadığı kadar hızlı inovasyon yapmasını sağlıyor” diye yazmıştı. Ve yöneticinin önerisine göre, bu potansiyeli gerçekleştirebilmek için daha az katmanlı, daha çevik şekilde örgütlenilmesi gerekli.
Bu duyuru, aynı zamanda Target, UPS, Microsoft ve IBM gibi şirketlerden gelen diğer işten çıkarma haberleriyle birlikte, ekonominin yapay zeka destekli yeniden yapılanma dönemine girdiğini öne süren bazı yorumlara yol açtı.
Yapay zeka kıyameti henüz gelmemiş olabilir
Ama yapay zeka kıyameti muhtemelen henüz gelmiş değil. Uzmanlara göre, yapay zeka destekli iş gücü dönüşümü, işverenlerin makinelerle doğrudan insanları değiştirdiği büyük ölçekli işten çıkarmalar şeklinde olmayacak. Bunun yerine, geçiş muhtemelen daha kademeli olacak; çoğu durumda yeni şirketler, yapay zekayı daha hızlı benimseyen firmaların, daha yavaş adapte olan yerleşik şirketlerden pazar payı alması yoluyla gerçekleşecek.
Massachusetts Institute of Technology’den ekonomist Mert Demirer, “Yaygın benimseme yeni firmalarda olacak. Her zaman üretim süreci ne kadar küçükse, süreci değiştirmek o kadar kolay” şeklinde konuştu.
Yerleşik şirketler arasında, teknoloji sektöründeki şirketler yapay zekayı benimsemede en ileri düzeyde görünüyor. Amazon, Microsoft ve Google gibi işverenler, kod satırları öneren yapay zeka asistanları, bütün program bölümleri üretebilen ajanlar ve taslak rapor hazırlayan chatbot’lar gibi araçları beyaz yaka çalışanlarına sunmuş durumda.
Ama Amazon’daki çalışanlar, duyurulan işten çıkarmaların kurumsal çalışanların %5’inden azını etkilediğini ve bu araçların farklı ekipler ve organizasyonlar arasında dengesiz şekilde benimsenmiş olduğunu söylüyor. Ve şu ana kadar büyük teknoloji şirketlerindeki işten çıkarmalar ve gönüllü ayrılımlar, beyaz yaka işlerin doğrudan otomasyonuyla bağlantılı görünmüyor.
Analist Gil Luria, “Bir noktada yapay zeka araçlarının bizi öyle bir verimlilik noktasına taşıyacağını düşünüyoruz ki daha az iş gücüne ihtiyaç duyacağımızı göreceğiz; ama henüz orada değiliz, herhangi anlamlı ölçekte değil” şeklinde konuştu.
Luria'ya göre çalışan sayısını azaltmak, hissedarlara “yatırımı sorumlu biçimde yürütüyoruz” mesajı vermenin bir yolu gibi görünüyor.
Amazon bu konuda farklı şirketlerin yapay zeka yatırımlarını farklı şekillerde finanse ettiğini söyledi ve bazı şirketlerin yatırımlarını karşılayamayacağını, ancak Amazon’un karşılayabileceğini belirtti.
Yapay zeka araçlarının kullanımı teknoloji şirketlerinin dışında daha da az yoğun görünüyor. Danışmanlık firması McKinsey & Company’nin yakın zamanda yaptığı bir ankete göre, şirketlerin yaklaşık %80’i üretken yapay zeka kullanıyor, ama aynı oranda şirket bu araçların kazançlarını anlamlı biçimde etkilemediğini bildiriyor.
Bazı durumlarda, çalışanları işten çıkarmak, bugünkü işleri otomatikleştirmekten ziyade, gelecekte bu pozisyonlara ihtiyaç duyulmayacağının düşünülmesiyle ilgili.
Büyük yerleşik şirketlerin önümüzde bir ya iki yıl içinde çok sayıda işçiyi yapay zeka ile ikame edebilmeleri muhtemel değil. Bunun bir sebebi, büyük şirketlerin doğası gereği iş süreçlerini yeniden düşünürken ağır ve bürokratik olmaları.
Ama daha önemli bir sebep daha var. Massachusetts Institute of Technology’nun Sloan School of Management bölümünde baş araştırma bilimcisi olan Andrew McAfee'ye göre yerleşik şirketler yeni teknolojileri kullanırken genellikle sadece “daima yaptıkları işi biraz daha hızlı ve biraz daha ucuz” şekilde yapıyorlar, ve tüm yapıyı yeniden düşünme eğiliminde değiller.
Buna karşılık, yeni şirketler genellikle kendilerine “Bu teknolojiyi kullanarak en iyi nasıl örgütlenebiliriz?” diye soruyorlar; işe başlarken kullanılan çalışanlar veya yeni teknoloji tarafından artık gereksiz hale gelen ritüeller olmayabiliyor.
© 2025 The New York Times Company