04 Mayıs 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 17.12.2021 04:40 | Son Güncelleme: 23.02.2022 21:49

Her bir taşın sesini dinleyip amacına göre birleştiriyorum

Eserlerini mimari ve fotoğraf olarak iki alan üzerinde üreten Japon sanatçı Sugimoto, son çalışması Enouro Gözlemevi için “Mirasım” diyor: “Belki günün birinde dönemimiz hakkında bir şey bilmeyen bir toplum burayı keşfedip anlamını sorgular”
Her bir taşın sesini dinleyip amacına göre birleştiriyorum

Orta Çağ’da insanlar genellikle bütün yaşamını aynı topluluk içinde geçirirdi. Dünyanın uzak yerlerine gelip gitmeye tren, otomobil, uçağın icadıyla birlikte başladık. Bir yıl içinde benim gibi bir sanatçı bile dünyanın çevresini iki buçuk kez dolaşabiliyor. Genellikle New York’ta oturuyorum ve yoğun iş tempomun arasında kişisel sergiler, dersler, tiyatro prodüksiyonları ve mimari projeler yer alıyor. Ama bir anda Covid-19 çıkageldi. Pandemi başladığında ben Japonya’daydım. Küresel kapanmayla da aynı topluluk içinde yaşamanın sade zevkini yeniden keşfettim. Bir buçuk yıldan uzun süredir Tokyo’nun Shirokane ilçesinde kaldım.

Newton'u örnek aldım 

1665 yılında da veba Londra’yı kasıp kavurmuştu. Isaac Newton her yere yayılan enfeksiyondan kaçmak için Doğu İngiltere’ye, memleketi Woolsthorpe-by-Colsterworth köyüne çekilmişti. Orada kendini araştırmalara vermişti. Bir elmanın düşüşüne tanıklık ettikten sonra yerçekimi kuramını bulması o günlere rastlar. Yine aynı dönemde, evinin ikinci katına bir prizma yerleştirerek gün ışığının yedi renkli bir spektrum halinde kırıldığını keşfetti. Sonsuz küçükler hesabına dair teorisini de orada geliştirdi. Bu eser modern fiziğin ve matematiğin temellerini oluşturdu. Salgınlardan iyi şeyler çıkarılabilir. Ben de fotoğrafçılık mesleğimi Newton’un o günlerdeki prizma deneylerine borçluyum. Newton’u örnek alarak Japonya’daki 18 ayımı bir tefekkür dönemi olarak ve sadece işime odaklanarak geçirdim.  Ben son eserimi mirasım olarak görüyorum. Enoura Gözlemevi adını verdiğim proje çok disiplinli bir kültürel kompleks; içinde bir galeri, performans sanatları için iki sahne, bir çayevi, bir tapınak ve çok sayıda çadır yer alıyor. Odawara’nın Kataura ilçesinde bulunan mekan Sagami Körfezi’ne bakan tepede 40 bin metrekarelik bir arazi üzerine kurulu. Mimarisiyle bir zamanlar eskilerin gökyüzünü izlemek için inşa ettiği yapıları andırıyor. Yedi bin yıl önce insanlar güneşin doğudan doğup, batıdan battığını ve zaman ilerledikçe mevsimlerin değiştiğini doğrulamak adına yapılar dikmeye başlamıştı. Sanırım bu sayede evrende bir yerleri ve amaçları olduğunu düşündüler. Bu arkeoastronomik yapılar Mısır, Peru ve İrlanda gibi yerlerde bugün harabeye dönmüş durumda.