Talya Minsberg / The New York Times
İbranice ve Arapça harflerle süslenmiş bir sınıfta, bir grup üçüncü sınıf öğrencisi birlikte eğitim görüyor. Yahudiler ve Araplardan oluşan öğrenciler, İsrailliler ve Filistinlilerin barış içinde birlikte öğrenip yaşayabilecekleri önermesini vurgulayan İsrail'deki bu tür iki dilli altı kurumdan biri olan Kudüs'teki Max Rayne Hand in Hand Okulu'na devam ediyor. Aralık ayının son günlerinden birinde, Gazze Şeridi'ndeki geçici ateşkesin ortadan kalkması ve barış ihtimalinin her zamankinden daha uzak görünmesinden kısa bir süre sonra, öğrenciler meditasyon yapmaya devam ediyor.
Bölgesel barış bir an için elde edilemez gibi görünse de, en azından içsel sükuneti sağlamaya çalışıyorlar. İsrail'in dört bir yanındaki, çoğu din ve dil açısından bölünmüş okullar, bir neslin en ölümcül çatışması sırasında öğrencilerin duygusal olarak başa çıkmalarına nasıl yardımcı olacakları konusunda mücadele ediyor. Her sınıfta biri İbranice diğeri Arapça konuşan iki öğretmenin görev yaptığı Hand in Hand okullarında 7 Ekim terör saldırıları ve ardından Gazze'de patlak veren savaşla ilgili konuşmalar diğer okullardan belirgin bir şekilde farklı.
Birlikte olmayı tercih ediyoruz
İsrail vatandaşı bir Filistinli olan ve üçüncü sınıfların Arapça konuşan öğretmeni Haya Saleh, öğrencilerine "Farklı dillere, dinlere ve kültürlere sahip olabiliriz ama burada birlikte olmayı seçiyoruz" dedi.
İsrailliler ve Filistinliler arasındaki ilişkiler oldukça gerginken ve iki ülkenin arasındaki olası bir barış anlaşmasına destek on yılların en düşük noktasındayken, Hand in Hand okullarını oluşturan öğretmenler ve aileler bu farklılıkların üstesinden gelmeye çalışıyor. Okulda birbirlerinin travmalarına, deneyimlerine ve geçmişlerine odaklanarak bölge genelinde tekrarlanabilecek bir model yarattıklarına inanıyorlar.
Okullardaki hiç kimse savaştan uzak değil. Bazı Arap öğrencilerin Gazze'de öldürülmüş aile üyeleri var. Bazı Yahudi öğrencilerin de 7 Ekim'de öldürülen ya da kaçırılan veya şu anda orduda görev yapan akrabaları var.
İsrail'de barış sesleri daha az duyuluyor
Okulların duvarları arasında barış mümkün görünse de İsrail'in başka yerlerinde durum farklı. Tel Aviv Üniversitesi tarafından Kasım ayında yapılan bir ankete göre barış müzakerelerine verilen destek önemli ölçüde azaldı. Anket ayrıca iki devletli çözümden yana olan İsraillilerin oranının bir ay öncesine göre üçte birin altına düştüğünü ortaya koydu.
Bu durum okulların liderlerinin kararlılığını daha da güçlendirdi. Hayfa'daki Hand in Hand ilkokulunun müdürü Gezeel Jarroush Absawy, "Birlikte olmak mümkün ve yapılacak en doğru şey" dedi.
Bu amaçla, okullar bireysel ve nesiller arası travmanın işlenmesine vurgu yapıyor. Tarihi hem İsraillilerin hem de Filistinlilerin merceğinden sunuyorlar ve çocuklukta Araplar ve Yahudiler arasındaki ilişkileri yetişkinliğe kadar uzanabilecekleri umuduyla teşvik ediyorlar.
Barış içinde yaşayabiliriz
Kudüs'teki okuldan bir öğrenci Arapça olarak "Birbirimizle arkadaş olmalı ve kavga etmemeliyiz" dedi. Bir diğeri İbranice olarak "Barış içinde yaşayabiliriz" dedi. Arapça konuşan bir başka öğrenci ise "Yaşlılar ve çocuklar bile birbirlerini kabul edebilirler, böylece güvende olabiliriz" sözlerini kaydetti.
Müfredat oldukça farklı
Okulların yaklaşımı, aşırı sağcı bir hükümetin milliyetçi bir müfredat uyguladığı İsrail'deki birçok okuldan keskin bir şekilde farklı. Özellikle de Gazze'deki savaştan önce Hamas'ın kontrolünde olan ve yasalar gereği tüm sınıfların cinsiyete göre ayrıldığı, kızların dini kıyafetler giymesinin zorunlu olduğu ve ders kitaplarında İsrail devletinin tanınmadığı okullardan farklı.
Hayfa'daki Hand in Hand okulunda bulunan öğretmenler kısa bir süre önce öğrencilerden şu soruya yanıt vermelerini istedi: "Şu anda nasıl hissediyorsunuz?" Öğrencilerin verdikleri yanıtlar ise duvarları süsledi.
Bir öğrenci sayfanın iki yanından fırlatılan roketler çizerken gökyüzüne İbranice harflerle "Hayır hayır hayır!" yazdı. Başka bir öğrenci el ele tutuşan iki insan çizerken, yüzlerine geniş gülümsemeler yansıttı. Üçüncü bir öğrenci ise basitçe "Ben iyiyim" yazdı.
Kudüslü Yahudi bir dördüncü sınıf öğrencisi olan Ben Vick, bir sabah okula giderken okulunun benzersiz olduğunu bildiğini söyledi.
Yol boyunca Ben'in babası onları, dışında İsrail bayrakları asılı apartmanların ve "Barışa Bir Şans Verin" yazılı bir tabelanın bulunduğu bir başka apartmanın önünden geçirdi. 9 yaşındaki Ben, savaşla ilgili kaygılarından ve son zamanlarda en sevdiği dersin bilimden sanata nasıl geçtiğinden bahsetti.
En iyi arkadaşım Arap
Ben, arabanın camından dışarı bakarken "En iyi arkadaşım Arap" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Dindar bir Yahudi'nin bir Arap'la arkadaş olması çok güzel"
Çocuklar birlikte kütüphaneye gitmeyi ve futbol oynamayı seviyor. Ancak Ben, sürecin stresli olduğunun da farkında.
Babası arabayı okulun önüne çekerken, "Şu anda gerçekten insanların öldürüldüğüne inanmak biraz zor ve burada hava sakin. Normal bir gün daha" şeklinde konuştu.
Okula vardıklarında Ben çantasını kaptı ve arabadan atladı. Çocuğun babası onu başından öperek uğurladı ve Ben en iyi arkadaşını bulma umuduyla koşarak okula girdi.
Hand in Hand, İbranice ve Arapça olmak üzere iki dilde eğitim veren özel bir ilkokul ve İsrail'in Arap ve Yahudi vatandaşları arasında köprü görevi görüyor. 1997 yılında 50 çocukla başlayan Hand in Hand'in Kudüs'ten Celile'ye uzanan altı okulunda şu anda 2 bini aşkın öğrenci eğitim alıyor. Yahudi ve Arap asıllı İsrail vatandaşları arasında giderek artan sosyal yabancılaşma ve güven eksikliği ile mücadele etmek amacıyla kurulan bu okullar eğitimle bu sorunun çözüleceğine inanıyor.
© 2023 The New York Times Company