Thomas L. Friedman/The New York Times
Vladimir Putin’in Ukrayna’ya açtığı savaşın dünya piyasaları ve jeopolitiği üzerindeki etkileri zirveyi gördü diye düşünüyorsanız boşuna umutlanmayın. Daha hiçbir şey görmedik. Bekleyin, daha Putin Ukrayna’daki tek seçeneğinin nasıl bir yenilgi istediğine karar vermek olduğunu anlayacak. Hızlı ve hafif bir aşağılanma mı, yoksa büyük ve derin bir küçük düşme mi?
Yenilgiyi kabullenme lüksü olmayan bir tek adamın öncülüğünde kendi istediği bir savaşı kaybetmiş Rusya’dan ne tür finansal ve siyasi şokların yayılabileceğini hayal bile edemiyorum. Dünyanın üçüncü en büyük petrol üreticisi ve 6 bin nükleer başlığa sahip bir ülkeden bahsediyoruz.
Yenilgiyi neden kabul edemez? Putin’in Ukrayna serüveni hakkında bir kitap üzerinde çalışan American Enterprise Institute Rusya uzmanı Leon Aron sebebini söylüyor: Çünkü Putin “Rus milli geleneğinin askeri yenilgileri affetmeyeceğini” çok iyi biliyor.
Washington Post’taki yazısında “Hemen her büyük yenilgi radikal değişim getirmiştir” ifadelerini kullanan Aron, şöyle devam ediyor: “Kırım Savaşı (1853-1856) İmparator II. Aleksandr’ın tepeden inme liberal devrimine zemin hazırladı. Rus-Japon Savaşı (1904-1905) 1905 Rus Devrimi’ne önayak oldu. I. Dünya Savaşı hezimeti İmparator II. Nikolay’ın tahttan inmesine ve Ekim Devrimi’ne yol açtı. Afganistan’daki savaş ise Sovyet lider Mihail Gorbaçov’un reformları için belirleyici faktör oldu.” Ek olarak, Küba’dan çekilmek Nikita Kruşçev’in iki yıl sonra iktidardan inmesinde kayda değer bir etkendi.
Putin konusundaki en büyük sorun erken ve küçük bir yenilgiyi kabullenmeyecek olması, geriye sadece büyük mağlubiyet seçeneğinin kalması
Putin’in Ukrayna işgali konusundaki en büyük sorunumuz erken ve küçük bir yenilgiyi kabullenmeyecek olması ve geriye sadece büyük ve geç mağlubiyet seçeneğinin kalması. Önümüzdeki haftalarda bu gerçek daha da belirginleşecek. Ama bu sadece onun savaşı olduğu ve yenilgiyi kabul edemeyeceği için Ukrayna’daki inadını sürdürecek, hatta işi nükleer silah kullanmayı düşünmeye kadar vardıracak.
Yenilgi kesin, sadece zamanı belli değil
Putin için Ukrayna’da yenilgiden başka seçenek bulunmadığını, sadece zaman ve ölçeğin belli olmadığını söylüyorum. Neden mi? Çünkü planladığı düşük maliyetli işgal ve Ukraynalıların kendisini bağrına basacağı düşüncesi bir hayalden ibaretti. Her şey buradan başlıyor.
Putin Ukrayna’nın bağımsız ve Batı’nın parçası olma iradesini çok hafife aldı. Sonu ölüm bile olsa birçok Ukraynalının bu iki amaç için savaşma iradesini çok hafife aldı. Kendi silahlı kuvvetlerini ise gözünde çok büyüttü. Başkan Joe Biden’ın Ukraynalıların direnip savaşmasını, Rusya’nın ise yurt içinde çöküşünü sağlayacak küresel bir ekonomik ve askeri koalisyonu harekete geçirme becerisini çok hafife aldı. George W. Bush’un Saddam Hüseyin’e çılgın Kuveyt işgalinin bedelini ödetmesinden bu yana ABD liderliğindeki en etkili koalisyon çabasına tanık oluyoruz. Son olarak, Putin bütün dünyadan şirketlerin ve bireylerin Rusya’ya uygulanan ekonomik yaptırımlara katılma ve bunları genişletme becerisini çok hafife aldı. Bunlar hükümetlerin başlattığı ve zorunlu kıldığı her yaptırımın ötesine geçiyor.
Bir lider olarak bu kadar çok şeyi yanlış değerlendirirseniz elinizdeki en iyi seçenek erken ve küçük bir yenilgi olur. Putin örneğinde bunun anlamı şu: Kuvvetlerini derhal Ukrayna’dan geri çekmek, “özel askeri harekatını” gerekçelendirmek adına, mesela Ukrayna’da yaşayan Rusları başarıyla koruduğu gibi görünüşü kurtaracak bir yalan uydurmak ve Rusların kardeşlerine ülkelerinin yeniden kuruluşunda yardım sözü vermek. Ancak Büyük Rusya olarak gördüğü yerin saygınlığını ve birliğini yeniden tesise kafayı takmış bir adam, yukarıdaki eylemlerin kendisini maruz bırakacağı aşağılanmaya dayanamaz.
Savaş suçları işlemek zorunda kalırsa…
Bu arada Ukrayna’da sahadaki gidişata bakılırsa Putin’in fiilen hızlı ve büyük bir yenilgi alması da ihtimal dahilinde. Kesin öyle olacak diyemem ama ölen Rus askerlerinin sayısı günbegün artarken, sebebi kendilerine doğru düzgün açıklanmamış bir dava için Slav kardeşlerine karşı ölümcül bir şehir savaşı yürüten Rus ordusundaki askerlerin savaşçı ruhunun ne kadar dayanacağı meçhul.
Ukraynalıların her yerde Rus işgaline direndiği göz önüne alınınca Putin’in sahada askeri zafer “kazanması” için ordusunun Ukrayna’daki bütün büyük kentlere diz çöktürmesi gerekecek. Buna başkent Kiev de dahil; yani haftalarca sürecek şehir harbi ve muazzam sivil kayıplar oldukça muhtemel. Kısacası bunu yapmasının tek yolu Putin ve generallerinin Avrupa’da Hitler’den bu yana görülmemiş savaş suçları işlemesinden geçiyor. Böyle olursa Putin’in Rusya’sı kalıcı bir uluslararası parya haline gelecek.
Dahası, Putin nüfusu Rusya’nın üçte biri kadar olan ve halkının ciddi bir bölümü Moskova’ya düşmanlık besleyen bir ülkeyi nasıl kontrol altında tutacak? Muhtemelen Ukrayna’ya yığdığı 150 binden fazla askerin hepsini, belki de fazlasını sonsuza dek orada bırakmak zorunda kalacak.
Putin’in Ukrayna’da sürdürülebilir bir zafer kazanmasının imkansız olduğunu düşünüyorum çünkü karşısındaki ülke sandığı yer değil. Ukrayna, Rusya Ana’nın kucağına geri dönmek için başındaki “Nazilerin” bir an önce indirilmesini bekleyen bir ülke değil.
Bu yüzden ya kayıplarını şu anda durduracak ve tükürdüğünü yalayacak ve bunun sonucunda yaptırımlardan Rus ekonomisinin toparlanmasına ve iktidara tutunmasına imkan verecek kadar kaçabilecek ya da Ukrayna’ya ve dünyanın büyük bölümüne karşı ebedi bir savaşa girişecek ve bunun sonucunda Rusya’nın gücü yavaş yavaş tükenerek ülkesinin altyapısı çökecek.
İkinci seçeneği kafasına koymuş olması beni korkutuyor. Ama Putin yönetiminde güçlü bir Rusya’dan daha kötü tek bir şey var, o da zayıf, aşağılanmış, dağınık bir Rusya. Böyle bir Rusya ya parçalanır ya da iktidar peşindeki farklı fraksiyonların ve nükleer başlıklar, siber suçlular, petrol ve gaz kuyularının bulunduğu bir ortamda uzun süreli bir liderlik kargaşasına girer.
Putin’in Rusya’sı başarısız olamayacak kadar büyük değil. Ama başarısızlığıyla dünyanın geri kalanını etkilemeyecek kadar da küçük değil.
©️ 2022 The New York Times Company