Edward Wong ve Isabel Kershner / The New York Times
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, bu haftaki fırtınalı Ortadoğu gezisinin sonuna yaklaşırken İsrail Cumhurbaşkanı ve Hamas'ın elindeki Amerikalı rehinelerin yakınlarıyla yaptığı görüşmeleri tamamladı, Tel Aviv'deki otelinden ayrıldı ve dışarıda toplanan protestocularla tokalaştı. Gözlerinin içine baktı ve masada Hamas'ın kabul etmesi gereken yeni bir ateşkes karşılığı rehine anlaşması olduğunu söyledi. Blinken, "Sevdiklerinizi eve getirmek yapmaya çalıştığımız her şeyin merkezinde yer alıyor ve kadın, erkek, asker, sivil, genç, yaşlı herkes evine dönene kadar durmayacağız" dedi.
Başbakan Binyamin Netanyahu, hayal kırıklığına uğramış protestocularla empati kurduğunu göstermek için savaşın başladığı Ekim ayından bu yana herhangi bir şey yapmadı. Son zamanlarda kamuoyuna yaptığı açıklamaları, yaklaşan Refah kara saldırısına odaklandı. Netanyahu'nun Hamas'ın son kalesi Gazze'yi işgal etme sözü ilk kez verilmiyor olsa da ABD'li yetkililer bu açıklamanın zamanlaması karşısında şaşkınlığa uğradı. Yetkililere göre Refah'a saldırı tehdidinde bulunmak Hamas'a anlaşmayı kabul etmesi için baskı yapabilir ancak Hamas liderleri Filistinli mahkumlar için rehinelerin serbest bırakılmasının ve çatışmalara altı haftalık bir ara verilmesinin sonunda kalıcı bir ateşkese yol açacağını ve 1 milyondan fazla yerinden edilmiş Filistinlinin sığındığı Refah'ta kanlı bir savaşı önleyeceğini gerçekten düşünürse.
Çabaları birbirinden farklı
Savaşın üzerinden yaklaşık yedi ay geçmesine rağmen ABD ve İsrail'in hedefleri ve diplomatik çabaları birbirinden her zamankinden daha uzak görünüyor. Bu uçurum Başkan Joe Biden ve Netanyahu'nun iç siyasi zorunlulukları altında genişlemeye devam ediyor.
Biden ve üst düzey yardımcıları, Hamas'ın birkaç hafta içinde yaklaşık üç düzine rehineyi serbest bırakmasını; iki tarafın kalıcı bir ateşkese ve daha fazla rehinenin serbest bırakılmasına yol açacak geçici bir ateşkesi yürürlüğe koymasını; Suudi Arabistan da dahil olmak üzere önde gelen Arap ülkelerinin yeniden yapılanma ve güvenlik çabalarına katılmayı ve İsrail ile diplomatik ilişkileri normalleştirmeyi kabul etmesini içeren bir yol öngörüyor.
ABD'nin üzerindeki baskılar açık
İsrailli yetkililer son zamanlarda ateşkes anlaşmasının şartları konusunda biraz esneklik göstererek Hamas'ın ilk turda serbest bırakması gereken rehine sayısını 40'tan 33'e indireceklerini söylediler. Ancak İsrail bu noktalarda taviz verirken bile Netanyahu kalıcı bir ateşkes fikrini reddetti ve Hamas'ı ve Refah'ta kaldığını söylediği çok sayıda savaşçıyı ortadan kaldırmaya dair ifadelerini artırdı.
ABD'li yetkililer Refah'ın işgal edilmesine karşı çıkıyor ve İsrail'in Hamas liderlerine karşı büyük bir saldırı değil, hassas operasyonlar düzenlemesi gerektiğini söylüyor. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller, Blinken'in çarşamba günü Kudüs'te Netanyahu ile bir araya geldiğinde, ABD'nin Refah konusundaki net tutumunu yinelediğini söyledi. Biden yönetimi üzerindeki baskılar da açık. Biden'ın liberal oy koalisyonu, savaşta İsrail'i tereddütsüz desteklemesine muhalefet arttıkça parçalanabilir ve Kasım ayında Cumhuriyetçi aday Donald Trump'ı yenme şansını tehlikeye atabilir. Amerikan üniversite kampüslerinde Biden'ın politikasını protesto eden öğrenciler ve bunun sonucunda polisin uyguladığı baskılar konuyu daha da ön plana çıkardı.
ABD ise kendisini Asya, Afrika ve Latin Amerika'daki Arap ortakları ve hükümetlerinden gelen eleştirileri savuştururken ve İsrail'i Birleşmiş Milletler'deki Filistin yanlısı kararlardan korurken buluyor. Washington'a yönelik ikiyüzlülük çığlıkları arasında, Biden'ın İsrail'i desteklemesinin, özellikle küresel güney ülkelerinde Rusya ve Çin'e karşı koymayı amaçlayan Amerikan politikaları için destek kazanmasını zorlaştıracağı açık.
Blinken zorluklarla mücadele ediyor. Orta Doğu turunun ilk günü olan pazartesi günü Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da Arap ve Avrupalı yetkililerle yaptığı görüşmelerde rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze'de savaş sonrası yeniden yapılanma planları üzerinde durdu. Ertesi gün Ürdün'e yaptığı ziyaretin ana temasını insani yardım oluşturdu. Gazetecilerin Netanyahu'nun Refah saldırısı konusundaki ısrarını sorması üzerine Blinken, ateşkes anlaşması ve insani yardımın Amerikan çabalarının odak noktası olduğunu söyledi.
Rehine yakınları ABD'ye bel bağladı
Blinken'in Tel Aviv'deki otelinin dışındaki İsrailli protestocular da aynı görüşteydi. Yaklaşık bin 200 İsraillinin 7 Ekim'de Hamas liderliğindeki saldırılarda öldürülmesi ve 250 kadarının rehin alınmasıyla başlayan krizin sona ermesi için umutlarını kendi hükümetlerinden ziyade ABD hükümetine bağlamış durumdalar. İsrail ordusunun misilleme niteliğindeki hava harekâtı ve kara işgalinde 34 binden fazla Filistinli öldürüldü. Protestocular "SOS ABD, sadece sen günü kurtarabilirsin" diye slogan attı.
Biden ve Netanyahu, Amerikalıların on yıllardır süren İsrail-Filistin çatışmasına uzun vadeli siyasi çözüm olarak adlandırdıkları konuda da çatışıyor. Amerikalılar, Suudi Arabistan ve belki de diğer Arap ülkelerinin İsrail ile ilişkileri normalleştirmeyi kabul etmelerini sağlayacak bir plan üzerinde çalışıyorlar, ancak İsrail hükümetinin bir Filistin ulusunun kurulmasına yönelik kesin son tarihlerle somut bir yol taahhüt etmesi şartıyla. Birçok İsrailli gibi Netanyahu da buna karşı çıkıyor. Yine de Biden savaşta İsrail'e verdiği genel desteği sürdürüyor ve ABD'deki merkezci dış politika analistleri ve eski yetkililerin bile talep ettiği gibi askeri yardım ya da silah satışına koşul getirmiyor.
Uluslararası ve yerel itibarındaki düşüşe rağmen iktidara tutunmaya çalışan Netanyahu, Biden yönetimi tarafından uygulanan rakip baskılar ile hükümetinin ayakta kalması için destekleri hayati önem taşıyan iktidar koalisyonunun aşırı sağcı üyeleri arasında sıkışmış durumda. Aşırı sağcı bakanları, uzun süredir konuşulan Refah operasyonunun askıya alınması halinde istifa etmekle tehdit ediyor.
Aşırı milliyetçi Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, masadaki rehine anlaşmasını "İsrail'in tehlikeli bir teslimiyeti ve Hamas için korkunç bir zafer" olarak tanımladı. Aşırı sağcı ulusal güvenlik bakanı Itamar Ben-Gvir salı günü yaptığı açıklamada Netanyahu'yu Refah'a girmemesinin ve bunun yerine savaşı sona erdiren pervasız bir anlaşmayı kabul etmesinin sonuçları konusunda uyardığını söyledi. Ekim ayında Netanyahu hükümetine katılarak savaş çabalarına daha geniş bir halk meşruiyeti kazandıran merkezciler, ulusal çıkarlardan ziyade siyasi mülahazalara dayanan kararlara müsamaha göstermeyeceklerini bildirdiler.
© 2024 The New York Times Company