Ben Hubbard/ New York Times
İsrail’in 13 Haziran’da başlattığı ani saldırılarla birlikte İran’da savaş hali resmen başladı. Saldırıların ardından İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, güvenlik gerekçesiyle elektronik iletişimi askıya aldı ve askeri komutanlarıyla yalnızca güvendiği bir kurye aracılığıyla iletişim kurmaya başladı.
Acil savaş planlarına aşina üç İranlı yetkiliye göre, Hamaney artık büyük ölçüde bir yer altı sığınağında yaşıyor.
Saldırılarda çok sayıda üst düzey komutanını kaybeden Hamaney, ordu zincirinde yerine geçecek isimleri belirledi. İranlı yetkililerin aktardığına göre, 86 yaşındaki lider, kendisinin de öldürülmesi ihtimaline karşı, yerine geçmesi için üç üst düzey din adamının ismini Uzmanlar Meclisi’ne iletti.
Bu adım, Hamaney’in üç on yılı aşkın iktidarının şimdi ne kadar kırılgan bir noktada olduğunu gözler önüne seriyor.
1980'lerden beri yaşanan en kritik günler
İsrail’in saldırılarının üzerinden henüz bir hafta geçmiş olmasına rağmen, bu saldırılar 1980’lerdeki İran-Irak Savaşı'ndan bu yana İran’a yönelik en büyük askeri harekat olarak değerlendiriliyor. Özellikle başkent Tahran büyük zarar görürken, birkaç gün içinde İsrail’in verdiği hasarın Saddam Hüseyin’in sekiz yıllık savaşta verdiğinden fazla olduğu belirtiliyor.
İran, saldırının ilk şokunu atlatmasının ardından, İsrail’e günlük karşı saldırılar düzenlemeye başladı. Bu saldırılarda bir hastane, Hayfa’daki petrol rafinerisi, dini yapılar ve sivil yerleşimler hedef alındı. Ancak savaşa ABD’nin de katılmasıyla tansiyon daha da yükseldi. ABD Başkanı Donald Trump, Cumartesi akşamı yaptığı açıklamada, İran’ın Fordo’daki yer altı uranyum zenginleştirme tesisi dahil olmak üzere üç nükleer tesisinin bombalandığını duyurdu.
Trump, “Hedefimiz, İran’ın nükleer zenginleştirme kapasitesini yok etmek ve dünyanın bir numaralı terör destekçisi olan bu devletin nükleer tehdit oluşturmasını engellemekti” dedi.
Devletin yıkılmaması için üç kişi seçti
İran liderliği, ağır kayıplara rağmen hâlâ işlevini sürdürüyor. Diplomatik kaynaklar ve İranlı yetkililer, siyasi saflarda herhangi bir dağılma emaresi olmadığını belirtiyor. Ancak Hamaney, hem İsrail hem de ABD tarafından hedef alınabileceğinin farkında. Bu ihtimali "şehadet" olarak gören lider, Uzmanlar Meclisi’ne, olası ölümünde üç isimden birini hızla seçmesi talimatını verdi. Normalde aylar sürebilecek olan bu süreç, savaş koşulları nedeniyle hızlandırılacak.
Johns Hopkins Üniversitesi'nden İran uzmanı Vali Nasr, "Asıl öncelik rejimin bekası. Hamaney’in tüm adımları hesaplı ve pragmatik" değerlendirmesinde bulundu.
İran'da iki cepheli savaş
İsrail’in saldırıları hava bombardımanlarıyla sınırlı kalmadı. İranlı yetkililer, ülke içinde kritik enerji ve askeri altyapıya yönelik İHA saldırıları düzenleyen İsrail ajanlarının bulunduğunu da ifade ediyor. Tahran yönetimi, güvenlik ve istihbarat kurumlarında ciddi bir sızma olduğunu kabul etti.
İran Meclis Başkanı Muhammed Galibaf’ın danışmanı Mehdi Muhammedi, bir ses kaydında, “En üst düzey komutanlarımız bir saat içinde suikasta uğradı. Bu, büyük bir güvenlik açığının göstergesidir” dedi.
İnternet kesildi
Olası suikastlara ve iç sızıntılara karşı İran İstihbarat Bakanlığı bir dizi olağanüstü güvenlik önlemi aldı. Bakanlık, tüm üst düzey yetkililere ve komutanlara elektronik cihaz kullanmamaları yönünde talimat verdi. Ayrıca yöneticilerin yer altına çekilmesi emredildi. Ülke genelinde vatandaşlardan şüpheli kişi ve araçları ihbar etmeleri istenirken, hassas alanlara yönelik saldırıların fotoğraflanması veya videoya alınması yasaklandı.
İnternet neredeyse tamamen kesilirken, gelen uluslararası çağrılar da bloke edildi. İletişim Bakanlığı, bu tedbirlerin yerli düşman unsurlarını tespit etmek ve saldırılarını engellemek amacıyla alındığını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın İletişim Direktörü Ali Ahmedinia, “İnternetin bu kritik dönemde sivil yaşamı hedef almak için kötüye kullanıldığına kanaat getirdik. Ülkemizin güvenliğini sağlamak adın interneti kapattık” dedi.
Halk Tahran'dan ayrılıyor
İsrail’in bazı yoğun nüfuslu bölgeleri boşaltma çağrısının ardından Tahran neredeyse tamamen tahliye edildi. Normalde trafikle tıkanan yolların boş olduğu görüntüler sosyal medyada yer aldı. Şehirde kalan az sayıdaki vatandaş ise otoyollar ve giriş-çıkış noktalarında kurulan kontrol noktalarında aranıyor.
Reformist siyasetçi ve eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Ali Abtahi, Tahran’dan yaptığı bir telefon görüşmesinde, “İsrail halkımızın tepkisini yanlış hesapladı. Farklı siyasi görüşler bir kenara bırakıldı, halk liderinin arkasında birleşti” ifadelerini kullandı. Abtahi, savaşın toplumdaki kutuplaşmaları da yumuşattığını vurguladı.
© 2025 The New York Times Company
Kaynak: Gazete Oksijen