17 Şubat 2025, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 05.02.2025 11:37 | Son Güncelleme: 05.02.2025 11:42

NYT, Trump'ın Gazze çıkışını inceledi: Emperyal hedeflerine bir yenisini ekledi

NYT, ABD Başkanı Trump'ın İsrail Başbakanı Netanyahu ile görüşmesinin ardından Filistinlilerin yerinden edilip Gazze'de kontrolün ABD'ye geçeceği yönündeki planını inceledi. Grönland, Panama gibi çıkışların da hatırlatıldığı analizde Trump'ın emperyal hedeflerine yenisini eklediği belirtildi
NYT, Trump'ın Gazze çıkışını inceledi: Emperyal hedeflerine bir yenisini ekledi
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Peter Baker / The New York Times

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun kendisinin “kutunun dışında düşünme yeteneğini” (yaratıcı fikirlere sahip olmak) övmesiyle keyiflenirken, Gazze Şeridi konusunda salı günü açıkladığı düşünce o kadar sıra dışıydı ki, bir kutunun var olup olmadığı bile şüpheliydi.

Trump’ın, Gazze’yi kontrol altına almayı, Filistinli nüfusu yerinden etmeyi ve kıyı bölgesini “Orta Doğu’nun Rivierası”na dönüştürmeyi planladığını açıklaması, on yıl ya da iki yıl önce “The Howard Stern Show” programında dikkat çekmek için söyleyebileceği türden bir ifadeydi. Kışkırtıcı, ilginç, uçuk, sansasyonel, ancak kesinlikle başkanlık makamına yakışmayan bir çıkış.

Ancak Beyaz Saray’daki ikinci döneminde Trump, giderek daha pervasız fikirlerle dünya haritasını 19. yüzyıl emperyalizmi geleneğinde yeniden şekillendirmeye çalışıyor. Önce Grönland’ı satın alma fikri, ardından Kanada’yı ilhak etme, Panama Kanalı’nı geri alma ve Meksika Körfezi’ni yeniden adlandırma gündeme geldi. Şimdi ise hiçbir Amerikan başkanının sahip olmak istemeyeceği, savaşla harap olmuş bir Orta Doğu bölgesini ele geçirmeyi hayal ediyor.

Trump, ABD’nin tek taraflı olarak başka bir ülkenin toprağı üzerinde kontrol iddia etmesine izin verecek herhangi bir yasal yetki gösteremediği gerçeğini göz ardı etti. Tüm bir nüfusun zorla yerinden edilmesinin uluslararası hukuka aykırı olmasını da umursamadı. 2 milyon Filistinliyi yeniden yerleştirmenin devasa bir lojistik ve finansal yük olacağını dikkate almadı. Üstelik, bu planın muhtemelen binlerce ABD askerinin bölgeye gönderilmesini gerektireceğini ve daha fazla şiddetli çatışmayı tetikleyebileceğini de göz ardı etti.

Irak’tan sonra en iddialı müdahale olacak

Trump’ın fikri, ABD’nin son 20 yılda Orta Doğu’daki en büyük askeri ve mali taahhüdü olacak. Ayrıca bu girişim ABD’nin 2003’te Irak’ın işgali ve yeniden inşasından bu yana en iddialı müdahalesi niteliğinde olacak. Üstelik, 2016’daki başkanlık kampanyasında “ulus inşası” politikalarını sert bir dille eleştiren ve ABD’yi Orta Doğu’dan çekme sözü veren bir lider için dramatik bir geri dönüş anlamına geliyordu.

 Eski Başkanlar Barack Obama ve Joe Biden dönemlerinde Orta Doğu politikaları danışmanlığı yapmış ve şu anda Center for American Progress adlı düşünce kuruluşunda kıdemli araştırmacı olarak görev yapan uzman Andrew Miller, “Bu, bir Amerikan başkanından duyduğum en anlaşılmaz politika önerisi” dedi. 

Trump, pek çok kişinin bunun mümkün olup olmadığını sorgulamasına rağmen ciddiyetini korudu. Ancak plan, o kadar hayali, o kadar detaydan yoksun ve tarihle çelişkili görünüyordu ki, onu olduğu gibi değerlendirmek zorlaşıyordu.

Kararı nasıl aldı?

Sabah saatlerinde, Netanyahu Beyaz Saray’a gelmeden önce, Trump’ın yardımcıları gazetecilere İsrail ile Hamas arasındaki yıkıcı savaşın ardından Gazze’nin yeniden inşasının 15 yıl veya daha uzun sürebileceğini ve bölgedeki ortaklarla işbirliği yaparak Filistinlilere geçici olarak kalacak bir yer bulunması gerektiğini söyledi.

Öğleden sonra, bazı yürütme kararlarını imzalarken Trump, gazetecilere Filistinlilerin Gazze’den ayrılmaktan “başka seçenekleri olmadığını” çünkü buranın artık sadece bir “enkaz sahası” olduğunu söyledi. Biraz sonra, Netanyahu’yu Oval Ofis’te karşılarken daha da ileri giderek “hepsinin” ayrılması gerektiğini ve Filistinlilerin, kendisinin Mısır ve Ürdün’ün sağlamasını beklediği daha iyi bir yerde yaşamaktan “mutlu olmaları gerektiğini” ifade etti.

Salı akşamı Netanyahu ile Doğu Odası’nda düzenlenen resmi basın toplantısında ise nihai noktaya ulaştı. Filistinlilerin sadece Gazze’den ayrılması gerektiğini söylemekle kalmadı, aynı zamanda “ABD’nin Gazze Şeridi’ni ele geçireceğini” ve burayı ekonomik açıdan refah içinde bir destinasyona dönüştüreceğini ilan etti.

Trump’ın önerisi geçici bir kontrol değil, "uzun vadeli bir sahiplik pozisyonu" olacak. Trump, Gazze’yi Filistinlilere geri vermeye niyeti olmadığını açıkça belirtti. Bölgenin "belli bir grup insan için değil, herkes için" olacağını söyledi.

“Orta Doğu’nun Riviera’sı”

Ancak bunun ne anlama geldiğini tam olarak açıklamadı. Nasıl gerçekleştirileceğine dair de herhangi bir ayrıntı vermedi. Kendisi bile bu planın ne kadar uçuk göründüğünü fark etmiş gibiydi. Bir noktada, "Bunu espri olsun diye söylemiyorum, ukalalık yapmıyorum" dedi ve ardından ekledi: "Ama Orta Doğu’nun Rivierası!"

Ancak başkaları için bu planın esprili ya da zeki hiçbir yanı yoktu. Senatör Chris Van Hollen (D-Md.), bunu "başka bir adla etnik temizlik" olarak nitelendirdi.

i Yahudi Demokratlar Konseyi’nin (Jewish Democratic Council of America) CEO’su Halie Soifer, "ABD’nin Gazze’yi ele geçireceği, üstelik bunu Amerikan askerleri konuşlandırarak yapacağı fikri sadece aşırı uç bir yaklaşım değil, aynı zamanda tamamen gerçeklikten kopuk. Bu hangi dünyada mümkün olabilir?" diye sordu.

Georgetown Üniversitesi Çağdaş Arap Çalışmaları Merkezi'nde misafir akademisyen olan Khaled Elgindy, Trump’ın açıklamalarını "gerçekten tuhaf ve tutarsız" olarak nitelendirerek, cevaplardan çok daha fazla soru doğurduğunu belirtti.

Elgindy, şunları söyledi: "Bunu jeopolitik bir çerçevede mi söylüyor, yoksa Gazze’yi devasa bir sahil geliştirme projesi olarak mı görüyor? Ve kimin yararına? Kesinlikle kitlesel olarak 'yerlerinden edilmesi' planlanan Filistinlilerin değil. ABD, İsrail’in yerine Gazze’nin yeni işgalcisi mi olacak? Bunun ABD’nin çıkarlarına nasıl bir hizmeti olabilir?"

Trump’ın anlatımında, bir halkın yerinden edilmesi ve yabancı bir toprağın ele geçirilmesi fikri, onun bir ömür boyu emlak sektöründe yaptığı türden bir anlaşma gibi görünüyordu.

Damadı Kushner gündeme getirmişti

Bu fikir, geçen yıl damadı Jared Kushner tarafından gündeme getirilen bir öneriyi anımsatıyordu. Kushner, bir röportajında "Gazze’nin sahil mülklerinin çok değerli olabileceğini" söylemiş ve İsrail’e "önce insanları çıkarıp sonra bölgeyi temizlemeyi" önermişti. Ancak Kushner, Filistinlilerin kalıcı olarak zorla yerinden edilmesini veya Gazze’nin ABD tarafından ele geçirilmesini öngörmüyordu.

Gazze’nin sahiplenilmesi fikri, ABD’yi İsrail-Filistin çatışmasının tam ortasına çekecek ve Harry S. Truman’dan bu yana tüm başkanların kaçınmaya çalıştığı bir durumu yaratacak. ABD, uzun yıllardır İsrail’e silah desteği sağlıyor, diplomatik olarak arkasında duruyor ve barış anlaşmaları için arabuluculuk yapmaya çalışıyor. Ayrıca, dört yıldan uzun süredir yüzlerce Amerikan askeri Sina’da barış gücü olarak görev yapıyor. Biden, geçen yıl İran’ın füze saldırılarına karşı İsrail’i savunmak için iki kez ABD hava ve deniz kuvvetlerini devreye sokmuştu.

Amerikan başkanları, Gazze’yi ele geçirmek ve kontrol altında tutmak için gerekecek büyük bir ABD kara kuvveti konuşlandırmaktan şimdiye kadar kaçındı. Geçen yıl ABD ordusu, Gazze’ye insani yardım ulaştırmak için geçici bir yüzer iskele inşa ettiğinde bile, Biden yönetimi Amerikan askerlerinin karaya çıkmadığından emin olmuştu.

Miller, Trump’ın öngördüğü planın maliyetine dikkat çekerek, “Bu, Trump ve Elon Musk’ın israf olarak nitelendirdiği 40 milyar dolarlık dış yardım bütçesini küçük bir hesap hatası gibi gösterecek kadar büyük bir harcama olur”dedi.

Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’nda görev yapan eski Orta Doğu barış müzakerecisi Aaron David Miller, Trump’ın Gazze önerisinin, “ulus inşasına karşı olan kendi duruşuyla tamamen çeliştiğini” belirtti. Ayrıca, Trump’ın İsrail ile diplomatik ilişkiler kurmayı hedefleyen Suudi Arabistan’la bir anlaşma yapma isteğini de baltalayabileceğini vurguladı. Bunun yanı sıra, Rusya ve Çin’e “istedikleri gibi toprak ele geçirmeleri için yeşil ışık yakacak” bir emsal oluşturacağını ifade etti.

“Dikkati başka yere çekmek için bir oyalama” 

Ancak Miller, "Trump’ın planını anlattığı şekliyle bunun gerçekleşmesinin imkânsız olduğunu söylemek güvenli olur" dedi. Bunun yerine, bu açıklamanın Trump ile Netanyahu’nun gerçekleştirdiği görüşmenin geri kalanından dikkati başka yöne çekmek için bir oyalama olduğunu savundu. Netanyahu, geçen ay yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasını uzatması yönünde herhangi bir kamuoyu baskısıyla karşılaşmadı ve bu da ona nasıl ilerleyeceği konusunda geniş bir hareket alanı sağladı.

"ABD’nin Gazze’yi ele geçirme tartışmaları, toplantıdan çıkan asıl önemli konuyu gözden kaçırmamıza neden oldu," diyen Miller, "Bibi, Beyaz Saray’dan dünyadaki en mutlu insanlar arasına katılarak ayrıldı. Eğer İsrail ile ABD arasında en ufak bir görüş ayrılığı olmadığını gösteren bir kanıt varsa, işte bu görüşme tam olarak oydu" ifadelerini kullandı.