05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 29.05.2025 19:30 | Son Güncelleme: 29.05.2025 19:41

New York Times yazdı: Putin Trump'ı kandırdı mı?

Trump’ın Putin’e yönelik övgü dolu sözleri, görevde olduğu dört ay boyunca barış getirmedi. Rusya saldırılarını sürdürürken Trump, kandırıldığını ima ediyor ama hâlâ somut adım atmıyor. Cumhuriyetçiler ise Başkan’ın sonunda gerçeği görmesi gerektiğini söylüyor
Fotoğraf: Doug Mills/New York Times
Fotoğraf: Doug Mills/New York Times
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Zolan Kanno-Youngs, Luke Broadwater / New York Times

ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna'yı işgali nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i “kurnaz” ve “dahi” olarak nitelendirirken, otoriter liderle “çok çok iyi bir ilişkisi” olduğunu defalarca övünerek söyledi.

Trump, Kremlin’in Ukrayna’yı savaşta mağdur değil, suçlu olarak yeniden konumlandırmasına yardımcı oldu; Başkan Volodimir Zelenski’yi Oval Ofis’te alenen azarladı ve çatışmayı başlatmakla, barış görüşmelerini baltalamakla suçladı.

24 saatte bitireceğini söylediği savaş 4 aydır sürüyor

Ancak görevdeki dördüncü ayında Trump’ın Putin’i öven ve onu mazur gören tavrı savaşın kan dökülmesini durdurmadı. Trump seçim zaferinden önce ve sonrasında pek çok kez bu savaşı 24 saat içinde sona erdireceğini övünerek söylemişti.

Haftalarca, ilişkisini kullanarak Putin’i barışa zorlayabileceğini iddia eden Trump, Rus liderin devam eden saldırganlığı karşısında nihayet kandırılmış olabileceğinden şüphe etmeye başladı.

Trump Çarşamba günü Oval Ofis’te gazetecilere “Putin bizi oyalıyor olabilir, bunu öğreneceğiz ve eğer öyleyse farklı şekilde karşılık veririz” dedi.

Geçen hafta Amerikan ve Rus liderler arasında yapılan bir telefon görüşmesinden sonuç çıkmayınca, Trump müzakerelerden uzaklaşmaya hazır görünüyordu ve çatışmayı sona erdirmenin artık Rusya ve Ukrayna’ya kaldığını söyledi.

Bunun ardından Rusya, hafta sonu Ukrayna’daki sivil hedeflere yönelik en büyük hava saldırılarından birini gerçekleştirdi. Bu saldırı Trump’ın Putin’i “tam anlamıyla 'deli'” olarak nitelendirmesine ve Rusya’nın “ateşle oynadığı” uyarısını yapmasına yol açtı. Putin’in sözcüsü ise Trump’ın sözlerine “duygusal bir tepki” diyerek karşılık verdi.

Bu sürtüşmenin, Trump ile Rus lider arasında temel bir kopuşu işaret edip etmediği belirsizliğini koruyor. Putin, Trump’ın her iki döneminde de merkezi bir figür oldu. Trump 2018’de, Moskova’nın 2016 seçimlerine müdahale ettiğine dair Amerikan istihbaratından çok Putin’e inandığını öne sürmüştü ve sık sık Putin’e hayranlıkla bahsetmişti.

Trump, Putin'in barış görüşmelerine yanaşmaması halinde yeni yaptırımlar uygulayabileceğini ima etti ancak henüz herhangi bir adım atmadı. Çarşamba günü Trump, Rusya ile müzakereye kararlı olduğunu ve önümüzdeki iki haftadaki gelişmeleri görmek istediğini söyledi.

Trump kandırıldı mı?

Ancak Trump üzerindeki baskı artıyor. Dış politika uzmanları ve Kongre üyeleri, Trump’ın kandırıldığını düşünmeye başladıklarını söylüyor.

Senato Cumhuriyetçileri, Trump’a Putin’e yönelik dostane yaklaşımını terk etmesi ve Rusya’ya yaptırım uygulaması çağrısını artırıyor. Trump’a yakınlığıyla bilinen ve iki partili bir yaptırım girişimini yürüten Senatör Lindsey Graham bile, “Putin hepimizi kandırıyor” dedi.

Dış İlişkiler Komitesi’nin Demokrat lideri New Hampshire Senatörü Jeanne Shaheen şu sözleri kaydetti: “Trump, Vladimir Putin’in bir barış anlaşması istemediğini anlayan son kişi oldu. Putin zaman kazanıyor, başkanı oyalıyor ve başkanın artık uyanıp bunu anlaması gerekiyor” dedi 

Beyaz Saray, Trump’ın Putin’le nasıl devam edeceği ya da şimdiye kadar izlenen yaklaşımın ne kadar etkili olduğu konusunda sorulara yanıt vermekten kaçındı.

“Başkan Trump, müzakere edilmiş bir barış anlaşması görmek istediğini açıkça belirtti” diyen Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt, ayrıca Biden yönetimini suçlayan bir açıklama yaparak “Başkan Trump ayrıca tüm seçenekleri akıllıca masada tutuyor” dedi.

Şu ana kadar Trump’ın tercih ettiği seçenek, Putin’i cazip hale getirmek olmuş gibi görünüyor. Zelenski’yi alenen azarladıktan sonra Trump, özel elçisi olarak Steve Witkoff’u Moskova’ya Putin ile müzakere etmeye gönderdi. Witkoff, Trump’ın iyimser dilini benimsedi ve toplantının 'sıcak bir ortamda' geçtiğini söyledi.

Oval Ofis’te Trump’la yaşadığı gerilimin ardından Zelenski, Trump’ın yaklaşımını eleştirmekten kaçındı, bu da yönetimin onu günah keçisi yapmasını zorlaştırdı. Zelenski bu hafta kendisi, Trump ve Putin’in üçlü bir zirve yapması çağrısında bulundu. Trump, gerekirse bu görüşmeye katılmaya hazır olduğunu söyledi. Şimdilik yönetim, Putin ile görüşmelere odaklandığını belirtti.

Aynı zamanda Trump, Ukrayna’ya ek dış yardım ya da silah gönderme konusunda isteksiz bir tavır sergiliyor.

Trump zaman zaman Putin’le aralarında ortak bir bağ varmış gibi konuşuyor.

Trump, Oval Ofis’te Zelenski’nin yanında otururken “Şunu söyleyeyim, Putin benimle birlikte çok zorlu şeyler yaşadı” ifadelerini kullanmıştı. Bu sözlerle Trump, kampanyasının 2016 seçimlerini Trump lehine etkilemeye çalışan ve istihbarat kurumları tarafından yürütüldüğü belirtilen Rus operasyonlarıyla iş birliği yapıp yapmadığını soruşturan incelemelere atıfta bulundu.

Bu yıl Trump, Ukrayna’daki Rus savaş suçlarına dair kanıt toplamakla görevli Adalet Bakanlığı girişimini de feshetti.

Dış politika uzmanlarına göre, bunun sonucu daha da cesaretlenmiş bir Putin oldu ve savaşın sona ermesi için bir teşviki kalmadı. Uzmanlar, Trump’ın bu sonucu en başından öngörmesi gerektiğini söylüyor.

Eski bir Cumhuriyetçi ulusal güvenlik yetkilisi olan Richard Fontaine “Trump’ın çeşitli açıklamalarından, başından beri açık olan şeyi nihayet anlamaya başladığı anlaşılıyor: Sorun Rusya. Engel Rusya, bu savaşın çıkmasının sebebi Rusya, Ukrayna değil” dedi.

Maine Senatörü Susan Collins, Rusya’ya karşı daha sert bir tutumu destekliyor. Trump’ın “Vladimir Putin’in acımasız bir diktatör olduğunu kabul etmesini” memnuniyetle karşıladı. Bu, Rusya’nın sebepsiz işgalinden bu yana Ukraynalıların her gün yaşadığı bir gerçek.

Ancak Trump, geçmişte de Rusya’ya ekonomik yaptırım tehdidinde bulunup sonra geri adım atmıştı. 

© 2025 The New York Times Company