29 Mart 2024, Cuma
Haber Giriş: 20.06.2022 14:02 | Son Güncelleme: 20.06.2022 14:53

Ross Douthat: The Northman ve Top Gun: Maverick sinemayı kurtarabilir

Son Oscar törenlerinden beri temel Amerikan sanatı olan sinema erozyona uğradı. Ancak birbirlerinden bağımsız gözükseler de yeni The Northman ve Top Gun: Maverick filmleri sinemayı kurtarabilir. NYT yazarı Ross Douthat bu iki filmi analiz etti
Ross Douthat: The Northman ve Top Gun: Maverick  sinemayı kurtarabilir

Ross Douthat  / The New York Times

Düşüş tersine çevrilebilir mi? Çöküşe direnilebilir mi? Bunlar 4.5 litrelik benzinin 5 dolar olduğu, resesyonun yaklaştığı, uzakta olmayan elektrik şebekesi arızalarının hissedildiği, 1970’leri andıran kentsel krizlerin baş gösterdiği Joe Biden’ın Amerikası’nın önündeki sorular. Jurassic Park'ın artık kaçıncısı olduğunu bilmediğim devam filmi ve Disney’in popüler 1995 Pixar filminden yararlanarak acınası para kapma projesi Lightyear'ın başını çektiği yaz filmleri programından bahsetmiyorum bile.

Pop kültürü rönesansa girebilir mi?

Ancak bu sefer çağdaş Hollywood’u eleştirmek yerine öveceğim. Moral bozucu Oscar sezonunun temel Amerikan sanatı olan sinemanın çöküşünü biçimlendirmesinden neredeyse üç ay geçti. Bu süre zarfı Amerikan toplumu için hemen hemen her alanda bunaltıcı olsa da eski sinemayı anımsatan ve yeni umutları yeşillendiren iki filmle lütuflandık. Cazibe, tembelleşme ve CGI’ın egemen olduğu pop kültürünü rönesansa sokabilecek iki vizyon…

Bu iki film bazı yönlerden oldukça farklı. İlki bir auteur’ün vizyonu: Yabancılaştıran, izleyiciye meydan okuyan, acımasız, karekteristik ve son derece garip. Diğeri ise uzaktan gişe rekorları kıran çöküşün kendine has versiyonu gibi görünüyor. Altın dönemin yağmalanmamış son mülklerinden biri.

Teknik ve alt metin

Ancak esasında ruhsal ve sanatsal açıdan birbirlerine akrabalar: Farklı ahlaki ve metafiziksel dünya görüşlerini güçlü sahnelerle yansıtan, maskulenliğin ve kahramanlığın iki draması. İkisi de izleyiciyi görsel ve işitsel bağlamlarda filme dahil ediyor. Özelleştirilen ve minyatürize edilen halefine karşı, büyük ekran ve ortak sinema deneyimini haklı çıkaran teknik bir gösteri niteliğindeler. Bu filmler The Northman ve Top Gun: Maverick.

The Northman

İlki, geçmişi o dönemin insanlarının hayal etmiş olabileceği gibi tasvir etmeye kendini adamış film yapımcısı Robert Eggers’ın eseri. Eggers, gerçek bir Viking'in yapabileceği türden bir Viking filmi yapmaya çalıştı. Bu nedenle Odin ve Valkyrie’ler gerçek. Savaş alanındaki ölümler erişilebilecek en büyük onur ve kanlı intikamların peşinde vicdan azabı çekilmeden koşuluyor. Hikayenin alt metninde konuşlanan alternatif Hristiyan, liberal ve bakış açılarını görebiliyorsunuz. Ancak film onlara ve modern anlayışlara kapsamlı bir şekilde göz kırpmayı reddediyor. Gişe başarısı ve bağımsız sanat filmlerinin bir bileşimi. Alanındaki çoğu örnekten de daha başarılı: Kurgulanan dünya Marvel veya DC evrenlerinden daha kapsayıcı. Dünya görüşleri de çoğu radikal veya yıkıcı sanat eserinden daha zorlayıcı ve rahatsız edici.

Gişe ve bağımsız sanat filmleri

Yeni Top Gun ise Eggert’in filmi kadar zorlayıcı değil ve daha geniş kitlelere hitap ediyor. Gişelerde daha çok para toplaması ve daha büyük bir kitleye hitap etmesi de zaten bunu gösteriyor. Eğer kız arkadaşınızı hamile bırakıp o çocuğunuzu büyütürken siz ileride tehdit oluşturabilecek her düşmanınızı öldürmek için uzaklara gitmeyi planlamıyorsanız The Northman romantik gecelerin filmi olmayacaktır.

Top Gun: Maverick

Ancak Tom Cruise’un yeni savaş pilotu devam filmi güncel Hollywood geleneklerine farklı bir şekilde baş kaldırıyor. Star Wars gibi çağdaş bir klasiği alıp onu vasat ve parlak bir diriltme olarak sunmak yerine, ilk filmin üzerine koyuyor: Daha iyi aksiyon sekansları, daha yalın bir hikaye, gösteri yüzeyinin altında olup biten daha fazla unsur.

Ahlaki eksen

The Northman gibi ve 14 yaşındakilere sunulan, sonu gelmeyen pop kültürü projelerinin aksine, Top Gun: Maverick temelinde ölümü konu alan, iyi bir ölümün ne olduğunu irdeleyen bir hikaye. İkisi de savaş filmi olsa da bu soruya cevapları farklı. Bir yanda Viking Paganizmi dururken, ötekinde Hristiyanlık var. Viking destanı yalnızca kan sadakati ve üremeyle yumuşatılan, düşmanlık ile zaferin öncüllüğü hakkında ısrar ediyor. Adlandırılmayan düşmanın kahramanları test etmek için var olduğu, saf romantizmin, evlatlık ilişkilerin öne çıktığı gişe rekortmeni Top Gun ise Yeni Ahit’ten bir mesaj sunuyor: Hiç kimsede, insanın, dostları uğruna canını vermesinden daha büyük bir sevgi yoktur.

Hristiyanlık ve Paganizm

Bu yoruma dayalı bir “spoiler” ancak özür dilemeyeceğim çünkü filmler haftalardır matinede. Top Gun: Maverick ince olsa da fark ettiğiniz anda belirginleşen, kesinlikle doğaüstü bir çerçeveyi anlatan bir film. Cruise’un Maverick’i esasında son görevini gerçek dünyada liderlik etmiyor: Filmin başında diğer pilotları eğitirken ölüyor ve bir nevi arafta görünüyor. Kendi kurtuluşu için yaşamındaki hatalarla yüzleşerek Valhalla’nın Hristiyan versiyonuna erişmeye çabalıyor. Bu yorum, Top Gun: Maverick'in nostalji, düşüş ve olası yeniden doğuş arasında konumlanmış Amerikan gücü hakkındaki daha laik ve politik bir yorumlamayı dışlamak manasına gelmiyor.Amerika önceden Hristiyan bir toplumdu ve şimdi kendi dini geleceğinden emin değil. Yani bu iki yorum birbirini tamamlıyor. Bir tür pagan dirilişinin Amerikan toplumu için potansiyel bir Hristiyanlık sonrası geleceği sunduğu düşünülünce Top Gun: Maverick ve The Northman arasındaki ahlaki-teolojik karşıtlık, ortak estetik başarılarını çok daha çarpıcı hale getiriyor. İki filmin de harika olduğunu, sürprizler yaptığını ve eğlendirdiğini söylemek yeterli olacakken belki de şu an aşırı yorum yaptım. Bildiğimiz filmler bu basit unsurlar ve başarılarla yeniden doğabilir.

 © 2022 The New York Times Company