Lydia DePillis / The New York Times
Para, politikanın yakıtı gibidir, ancak seçim sonuçları da bu paranın nereye akacağını belirler — ve geçen ayki seçim, enerji sektörü için özellikle kritik bir öneme sahipti.
ABD Başkanı Joe Biden’ın öncülüğünde kabul edilen 2022 Enflasyonu Düşürme Yasası’ndan bu yana temiz enerji yatırımları — yenilenebilir enerji ile elektrikli araçlar, bataryalar ve güneş panellerinin üretimi dahil — hızla büyüdü. Enerji odaklı bir araştırma şirketi olan Rhodium Group ile Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) tarafından paylaşılan rapora göre 2024’ün üçüncü çeyreğinde bu yatırımlar 71 milyar dolar ile rekor seviyeye ulaştı.
Wall Street’te şu an büyük bir soru gündemde: Kampanya sırasında Biden’ın politikalarını beğenmeyen seçilmiş Başkan Donald Trump, bu sübvansiyonları ve düzenlemeleri ne kadar geri çekerek karbon azaltma odaklı yatırımların ekonomisini anlamlı bir şekilde değiştirebilir?
Seçimden hemen sonraki piyasa tepkileri oldukça netti. Temiz enerji hisseleri keskin bir düşüş yaşarken, petrol şirketlerinin hisseleri yükseldi. Bu durum, önümüzdeki yıllarda iki sektörün nasıl bir performans göstereceğine dair farklı bir bakışı ortaya koyuyordu.
Trump’ın gelecek yılki öncelikli gündem maddelerinden biri, 2017’deki vergi indirimlerini genişletmek olacak. Bunu yapabilmek için muhtemelen başka yerlerde harcamaları azaltması gerekecek. Kongre Ortak Vergilendirme Komitesi’ne göre, yalnızca önümüzdeki üç yıl boyunca yaklaşık 350 milyar dolar değerinde olan temiz enerji vergi teşvikleri, cazip bir hedef olabilir. Bu teşviklerin azaltılması, birçok projenin ekonomik açıdan mantıklı olmamasına yol açabilir.
Seçimden bu yana yenilenebilir enerji destekçileri, 2022 yasasıyla sağlanan fonların orantısız bir şekilde Cumhuriyetçi eyaletlere akmış olmasının bu teşvikleri kesintilerden koruyabileceği umudunu taşıyor. Elektrikli araçlar, ısı pompaları, yeni fabrikalar ve yapay zekâ ile enerji talebi, bir nesildir ilk kez artmaya başladı ve enerji kaynaklarına geniş bir yaklaşıma duyulan ihtiyacı güçlendirdi. Özellikle güneş enerjisi, şu anda mevcut en ucuz enerji türlerinden biri olarak öne çıkıyor.
Yenilenebilir enerjinin iki partili desteği var
İsviçreli Schroders Capital’ın baş yatırım sorumlusu Nils Rode, “Yenilenebilir enerjinin iki partili desteği var. Bazı riskler olsa da büyük değişikliklere yol açacağını düşünmüyoruz” şeklinde konuştu. Schroders Capital, ABD’deki rüzgar çiftlikleri de dahil olmak üzere 97 milyar doları yöneten bir şirket.
Ancak sübvansiyonlar, paranın akışını etkileyebilecek tek politika değil. Trump ve ekibi, fosil yakıt projelerinin daha cazip hale gelmesi için yollarını kolaylaştırma niyetlerini açıkça ifade etti.
Trump’ın içişleri bakanlığına aday gösterdiği Doug Burgum, daha fazla federal araziyi petrol ve gaz sondajına açma sözü verdi. Trump’ın Enerji Bakanlığı için seçtiği fracking şirketi CEO’su Chris Wright, ajansın geniş araştırma gündemini ve kredi programlarını düşük karbonlu elektrikten uzaklaştırabilir. Çevre Koruma Ajansı için başkanın aday göstermek istediği Lee Zeldin ise, elektrik santrali emisyonlarıyla ilgili kuralları gevşetmeyi ve böylece kamu hizmetlerini daha temiz enerji kaynaklarına geçmeye teşvik eden düzenlemeleri zayıflatmayı planlıyor.
Fosil yakıtların yıldızı yeniden parlayacak
Tüm bu eylemler, fosil yakıt yatırımlarının yenilenebilir enerji yatırımlarına kıyasla getirisini artıracak.
Rhodium Group’un iklim ve enerji uygulamaları müdür yardımcısı Ben King konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Değişen temel şey sadece ekonomidir” dedi ve henüz başlamamış 435 milyar dolarlık yenilenebilir enerji projelerini sayan King, “Bugün bile rüzgar, güneş ve bataryalar, doğal gazla rekabet ediyor. Bu teknolojilerin konuşlandırılmasında yaşanacak bir yavaşlama, şebekede doğal gaz için daha fazla yer bırakır” diye ekledi.
Elektrikli araçlar olumsuz etkilenecek
Ayrıca Trump’ın yeni gümrük vergileri koyma vaadi, güneş tarlaları, rüzgar çiftlikleri, araç bataryaları ve uzun süreli enerji depolama sistemlerinin inşası için gereken bileşenleri olumsuz etkileyecek. Şirketler için vergi oranının düşürülmesi ise yenilenebilir enerji geliştiricilerinin, Enflasyonu Düşürme Yasası’nın sübvansiyonlarından yararlanmak için kullandıkları ticarete konu olabilen vergi kredilerinin piyasasını zayıflatabilir.
Bu tür değişikliklerin olasılığı, Washington’daki durum netleşene kadar bazı bankaların ve yatırımcıların yeni yenilenebilir enerji anlaşmalarını askıya almasına neden oldu. Finans kuruluşları, yeni sözleşmelere, getirilerini düşürebilecek politika değişikliklerine karşı kendilerini koruyacak maddeler ekleme yoluna gidiyor.
Uzun yıllardır yenilenebilir enerji projelerine yatırım yapan bankalar için finansman işlerini yöneten Norton Rose Fulbright avukatı Keith Martin, “Projelerin ekonomisi belirsizken yatırım yapmazlar, ancak en kötü senaryoyu fiyatlamış ve anlaşma yine de işe yarıyorsa bu bir istisna olabilir” dedi.
Madalyonun diğer yüzü
Ancak Trump’ın bazı önerileri ve fikirleri, beklenmedik ve çelişkili sonuçlar doğurabilir. Örneğin, doğal gaz ihracatını teşvik etmek, Bloomberg New Energy Finance’a göre, yurt içinde doğal gaz fiyatlarını yükseltme eğiliminde olup, yeni ABD doğal gaz enerji santrallerinin inşasını yatırımcılar için daha az cazip hale getirebilir. Yeni elektrik iletim hatlarının izin süreçlerini hızlandırmak ise bazı yenilenebilir enerji projelerine yardımcı olabilir. Batarya üretiminde kullanılan minerallerin madenciliği de kolaylaşabilir.
Ayrıca Biden’ın bazı iklim kurallarının kaldırılması çok büyük bir fark yaratmayabilir. Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) halka açık şirketlerin belirli karbon emisyonlarını açıklamasını gerektiren son kuralı mahkemede bekliyor ve yeni yönetim bu kuralı basitçe bırakabilir. Ancak birçok şirket zaten Avrupa Birliği düzenlemelerine uymak için benzer raporlamalar yapmak zorunda. Üstelik Avrupa, "sınır ayarlama mekanizması" adı verilen, çok fazla karbon kullanılarak üretilen mallar için bir tür tarife uygulamasını aşamalı olarak devreye sokuyor.
Sosyal sorumluluk odaklı bir yatırım danışmanlık şirketi olan Reflection Asset Management’ın başkanı Jason Britton “Eğer Avrupa’da iş yapmaya devam etmek istiyorlarsa bundan kaçamayacaklar” sözleriyle duruma dikkat çekti.
Sonuç olarak, makroekonomik faktörler politikalardan daha önemli olabilir. Küresel fiyatlar yeterince yüksek olmadıkça petrol ve gaz şirketleri daha fazla üretim yapmayacak. Ve yenilenebilir enerji yatırımları, büyük ölçüde faiz oranlarının çok düşük olduğu ve yatırımcıların büyük sübvansiyonlar olmadan bile kar edebildiği için, bir önceki Trump yönetimi sırasında bile artış göstermişti.
Bu nedenle, geçen hafta Fed’in 2025’te faiz oranlarını planladığından daha az düşürmeyi beklediği haberleri sektör için kötü bir gelişme oldu. Sermaye maliyeti yüksek kalırsa, yeni gümrük vergileri inşaat maliyetlerini artıracak. Eğer enerji yasası tamamen yürürlükten kaldırılırsa, temiz enerji yatırımlarının geleceği çok daha karanlık görünecek.
Temiz enerji altyapısına odaklanan bir fon yöneticisi olan Greenbacker’ın yetkililerinden Quinn Pasloske, “Bu bence zor bir durum. Bu üç ayağın herhangi biri eksik olmazsa iyi bir noktadasınız çünkü temeller hâlâ sağlam” ifadelerini kullandı.
© 2024 The New York Times Company